Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınBelli bir yaşa kadar her birimiz birilerinin ihtiyaçlarımızı (beslenme, korunma, sevilme vb.) karşılamasına ve bize bakım vermesine ihtiyaç duyarız. Doğduğumuzda bize bakım verene gerçekten de bağımlıyızdır ve bu kişi birçoğumuz için annesidir. Bu anlamda yaşam içerisinde ilk teması gerçekleştirdiğimiz anne figürü oldukça kritik bir noktada durur.
Zamanla yaşadığımız gelişim ve değişimle, sevdiklerimiz ve sevmediklerimizle, ilgi alanlarımız, yönelimimiz hatta davranış tarzımızla birey olduğumuzu fark etmeye ve bakım verenimizden ayrışmaya başlarız.
“Bağımlı anne sendromu” olarak da adlandırılan anne bağımlılığı en basit haliyle bahsedilen bu ayrışmanın uygun zamanda ve uygun şekilde gerçekleşememesi, çocuğun hayatını devam ettirmek adına anneye bağımlı kalmayı sürdürmesi anlamına gelir.
Anne Bağımlılığı Nedir?
Anne bağımlılığı, bireyin yaşamının önemli alanlarında bağımsız kararlar alamama ve annesine aşırı bağlılık gösterme durumudur. Anneye bağımlı olmak, kişinin sosyal, duygusal ve kariyer alanlarında zorlanmasına yol açabilir. Bu bağlamda, anne bağımlılığı konusunda farkındalık yaratmak oldukça önemlidir.
Anne bağımlılığı ile başa çıkmak için, kişiler yaşamlarında sağlıklı sınırlar oluşturmalı ve bağımsızlık becerilerini geliştirmelidir. Bu süreçte, kişilerin kendi duygu ve düşüncelerini tanımlamasına, değerlerini ve hedeflerini belirlemesine, ve bu hedeflere ulaşmak için kendi başlarına harekete geçmelerine yardımcı olmak önemlidir. Peki anne bağımlılığını nasıl anlayabiliriz?
Anne Bağımlılığının Belirtileri
Anne bağımlılığı belirtileri, bireyin annesine olan aşırı bağlılığını ve yaşamının çeşitli alanlarında bağımsızlık eksikliğini gösteren bir dizi davranış ve duygu içerir. Yaygın belirtiler şunları içermektedir:
- Karar vermede zorluk:
- Anne bağımlısı olan bireyler, annelerinin onayını almadan önemli veya günlük kararlar almakta zorlanırlar. Bu durum, eğitim, kariyer, ilişkiler ve hatta günlük yaşamda yapılan seçimler gibi çeşitli alanlarda görülebilir.
- Aşırı onay arama:
- Anne bağımlılığı yaşayan bireyler, annelerinin sürekli onayını ve takdirini ararlar. Eleştiriye karşı hassasiyet gösterir ve annelerinin görüşlerine göre değerlendirilirler.
- Duygusal bağımlılık:
- Bu bireyler, annelerine duygusal destek için güçlü bir bağımlılık gösterirler. Başkalarıyla duygusal bağlar kurmakta zorlanabilir ve annelerinin yokluğunda kaygı, huzursuzluk veya yalnızlık hissedebilirler.
- Aşırı paylaşım:
- Anne bağımlılığı olan kişiler, anneleriyle yaşamlarındaki her konuyu paylaşma eğilimindedirler. Bu durum, özel hayatın, ilişkilerin ve kariyerin aşırı derecede anneleri tarafından kontrol edilmesine yol açabilir.
- Bağımsızlıktan kaçınma:
- Anne bağımlılığı yaşayan bireyler, bağımsız yaşamaya, kendi başlarına işler yapmaya veya yeni deneyimlere açık olmaya direnç gösterirler. Bağımsızlık kazanma fırsatlarını reddedebilir ve annelerinin koruyucu ve kontrol edici tutumlarına devam etmelerine izin verebilirler.
Bu belirtiler genellikle çocukluk döneminde başlar ve kimi durumlarda yetişkinliğe kadar uzanabilir. Ayrıca, bağımlı anne sendromu olan yetişkinler, arkadaşlık ve romantik ilişkilerinde de benzer bağlılık ve bağımsızlık sorunları yaşayabilirler.
Anne Bağımlılığının Nedenleri
Anne bağımlılığının nedenlerine baktığımızda anne bağımlılığı geliştiren çocukların ebeveynlerinde gözlemlenen bazı tutum hataları göze çarpar. Bu hatalar sıklıkla ve en genel ifadeleriyle aşağıda belirtilen şekildedir:
- Çocuğa karşı aşırı koruyucu ve otoriter bir tutum içerisinde olmak.
- Çocuk adına her şeyi yapmak; çocuğun kendi başına, yaşıyla uyumlu bir şeyler yapmasına fırsat vermemek.
- Çocuğun sosyalleşmesine, girişkenlik göstermesine yönelik yeterli olanakları sağlamamak ve/veya bu alanlarda çocuğu desteklememek.
- Tutarsız olmak, genel manada çocuğa yeterli güveni verememek.
Özellikle “güvensizlik” anne bağımlılığının gelişmesinde oldukça kritiktir. Anneye olan bu bağımlılığının gelişiminde bağlanma ve güven ilişkisinin önemine dair daha detaylı bir inceleme yapmak adına psikoloji literatüründe sıkça değinilen ve temelde yaşamın erken döneminde birincil bakım verenle kurulan bağı ele ala alan bağlanma kuramına göz atmak faydalı olacaktır.
Bağlanma Kuramı
Bağlanma kuramı John Bowlby ve Marry Ainsworth tarafından geliştirilmiştir1. Kurama göre yeni doğanlar, hayatta kalabilmek adına anne veya birincil bakım veren kişi her kimse onunla bir bağ kurar. Bu bağın nitelikleri oldukça önemlidir çünkü kurulan ilk bağ, çocuğun yetişkinlik döneminde kuracağı diğer tüm bağları büyük ölçüde etkileyecektir.
Kuramın önemli bir araştırmasında, 12-18 aylık bebeklerin birincil bakım verenleriyle aralarındaki bağlanma ilişkisi incelenirken aynı zamanda bakım verenden ayrılma ve tekrar bir araya gelme aşamasında verdikleri tepkiler ele alır. Buna göre temelde 3 çeşit bağlanma türü ortaya çıkmıştır: güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanma. Güvenli bağlanma haricindeki diğer iki bağlanma güvensiz bağlanma kategorisine girer.
Güvenli bağlanan çocukların aksine güvensiz bağlanan çocuk, annesinin ihtiyaç duyduğunda orada olacağından emin olamaz. Tam bir güven duygusu hissedemez veya annenin orada olmayacağına dair tam bir güvensizlik yaşar. Güvensiz bağlanma hemen hemen tüm bağımlılık patolojilerinde olduğu gibi anne bağımlılığında da kilit bir noktada durmaktadır.
Güvenli bağlanan çocuğun kazandığı yetkinliklerle birlikte özellikle 3 yaş ve sonrasında bağlanmadan bağlılığa geçiş yapması beklenir. Bağlılık; öz yetkinliğinin farkında, anne ve babadan bağımsız bir birey olarak gelişimin yanı sıra ebeveynle kurulan bağları sürdürmenin mümkün olduğunu ifade eder.
Bağlılık geliştirmek oldukça incelikli bir süreçtir ve güvensiz bağlanan çocuklarda bu içsel dengeyi sağlamak güvenli bağlanan çocuklara nazaran oldukça zordur. Belirtilen geçişi sağlıklı bir şekilde sağlayamayan çocuklar en basit tanımı ile bağlanma aşamasında takılı kalmış olurlar. Anneye bağımlı, kendilerine güvensiz, özerklikten yoksun bir hayat sürdürmeye başlarlar.
Bağlanma Kuramı hakkında daha fazlası ve bağlanma stillerinin ilişkilerimizi nasıl etkilediğine dair Bağlanma Stilleri Nelerdir? yazımızı okuyabilirsiniz.
Bağımlı Anne Sendromu Yaşayan Çocukların Ortak Özellikleri
Anneye bağımlı çocukları kısa bir bakış ile ayırt etmek mümkündür. Öyle ki annesi ile bağımlı bir ilişki içerisindeki çocuklarda gelişmiş bazı spesifik özellikler, günlük hayatın farklı ortamlarında göze çarpar. Aşağıda belirtilen örnekler anne bağımlılığında çocuklarda sıklıkla gözlemlenen davranış kalıplarından birkaçıdır1.
- Anneden uzak kalmayı gerektirecek durumlardan (okula gitme, sosyallik, arkadaş etkinlikleri vb.) kaçınır, rahatsız olur ve uyum sağlamada güçlük çekerler.
- Yoğun bir şekilde özgüven eksikliği yaşarlar, tek başına yaptıkları hemen hemen her şeyde zorlanırlar.
- Arkadaş edinme konusunda çekingen davranabilirler, genellikle sınırlı sayıda arkadaşlık ilişkisi kurarlar.
- Yeni bir şeye başlamada ve girişkenlik göstermede zorlanırlar.
- Sorumluluk almaktan korkabilirler, kolay görünen işlerde bile çekimser davranabilirler.
- Ebeveynlerinin hemen hemen her konuda kendisi yerine karar almasını bekleyebilirler.
- Okula girmek veya yer değişikliği gerektirecek etkinlikler söz konusu olduğunda evden ve anneden ayrılmama konusunda ısrarcı olabilirler ve bunu sağlamak için çeşitli bahaneler üretebilirler.
- Çoğunlukla her konuda aşırı utangaç, ürkek, pasif ve çekingen davranışlar sergilerler.
- Geceleri anneyle beraber uyuma konusunda ısrarcı olabilirler.
Özellikle okul gibi anneden uzun süreler ayrı kalmayı gerektirecek durumlar, bu çocuklar için birer kâbus gibidir ve ebeveynler için süreç oldukça zorlu geçebilir. Buna karşın okula devamlılık sağlama ve anneden bağımsız sosyalleşme belli bir yaştan sonra sağlıklı gelişim için oldukça önemlidir.
Anneye Aşırı Bağımlı Çocuğa Nasıl Davranmalı: Ne Yapmalı Ne Yapmamalı?
Anne bağımlılığının gelişiminde ve yerleşmesinde görüldüğü üzere ebeveyn tutum ve davranışlarının payı oldukça büyüktür. Bu sebeple annelerine olan bağımlılıklarını aşmak adına çocuklar yine ebeveyn desteğine ihtiyaç duyarlar ama bu defa oldukça farklı şekilde.
Ebeveynlerin çocuklarıyla bağlarını dengeli, güvenli ve sağlıklı bir şekilde sürdürürken aynı zamanda onların ayrı bir birey olarak gelişimlerini destekleyecek şekilde adımlar atmaları mümkündür3.
- Çocuğunuzla ilişkinizin her anında ve alanında “dengenin” önemli olduğunu kendinize hatırlatın.
- Kendinizde otomatikleşen ve aşırıya kaçan davranışları inceleyin. Bu eylemler sizin ihtiyacınızı mı yoksa çocuğunuz ihtiyacını mı karşılıyor araştırın.
- Çocuğunuzla oynayın, eğlenin ve birlikte vakit geçirin fakat çocuğunuzun ihtiyaç, istek ve sınırlarına saygı duyun. Zaman zaman tek başına oyun kurmasına olanak sağlayın ve bu defa yalnızca bir gözlemci olarak orada bulunun.
- Zaman zaman ayrı kalıyor olma konusunda siz de bir ebeveyn olarak rahat olun ve bu durumu olağan karşılayın. Çocuğu ilgili konuda yaşına uygun şekilde bilgilendirin ve rahat hissedebileceği, güvenli bir ortam yaratın.
- Çocuğunuzun size gerçekten ihtiyacı olduğunda orada olacağınıza emin olması güvenli bir bağın en önemli işaretidir. Tutarlı olun ve çocuğunuza bol bol güven duygusu aşılayın.
- Çocuğunuzun kazanımlarını, yetkinliklerini ve özgün kimliğini ortaya koyması için birlikte yeni alanlar keşfedin ve bu alanlarda çocuğunuzu destekleyin.
- Çocuğun yaşıyla uyumlu sorumluluklar alma fırsatının önüne geçmeyin. Hata yapmasına, yanılmasına, kendine özgü deneyimini oluşturmasına izin verin.
- Yeni davranış kalıpları geliştirmek kolay olmayabilir. Sabırlı ve şefkatli olun.
Anne bağımlılığı geliştiren çocukların ailelerine görüldüğü üzere oldukça sorumluluk düşmektedir. Fakat belki de her şeyden önemlisi çocuğa gösterilen temel yaklaşımların farkına varmak, bu anlamda değişime, çocuğun özgür ve özgün bir birey olarak gelişmesine alan açmaya yönelik samimi bir istek duymaktır.
Yetişkinlerde Anne Bağımlılığı
Anne bağımlılığı yaşamın erken dönemlerinde fark edilmediği ve müdahale edilmediği takdirde hayatın geneline yayılarak yetişkinlik döneminde de kendini gösterebilir.
Anne bağımlılığı yetişkinlikte günlük işlerde dahi bir karar alırken acilen anneye danışma, hemen hemen her şeyde anneden izin alma, çocuk sahibi olduğunda bakımı için yalnızca anneye güvenme ve büyük oranda annenin onayını alma ihtiyacı gibi çok çeşitli şekillerde kendini gösterebilir.
Yetişkinlik döneminin var olan bağları sürdürürken yeni bağlar oluşturma ve ayrı bir birey olarak toplumda kendine özgü yaşantıya devam etme gibi durumları işaret ettiği düşünüldüğünde anne ile devam eden bağımlı tarzda bir ilişki kişiyi ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
Bir yetişkin olarak annenize bağımlı olduğunuzu fark ettiğinizde şunları yapabilirsiniz:
- Gündelik işlerde dahi otomatikleşen annenizi arama, ona danışma anlarınızı fark edin ve o anda annenize ulaşmak gerçekten gerekli mi değerlendirin.
- Annenizle kurduğunuz ilişki üzerine bir farkındalık ışığı tutun. Nasıl bir ilişkiniz var ve bu size nasıl etki ediyor fark edin. Durumun avantaj ve dezavantajlarını belirleyin.
- Gündelik işlerde sizin yerinize annenizin karar vermesini beklediğiniz durumları belirleyin ve bunlar için yalnızca sizin bir karara varmanız mümkün mü araştırın.
- Annenizin desteği olmadan yeni bir işe girişmek, yeni bir hobi edinmek, istediğiniz bir şeye başlamak mümkün mü araştırın.
- Annenizden bağımsız olarak kendi bireysel özelliklerinizin, istek ve ihtiyaçlarınızın farkına varın.
Anne bağımlılığı geçmişten köklenen ve büyük oranda otomatikleşen davranış kalıplarını kapsadığı için anne bağımlısı yetişkinlerin yeni alışkanlıklar edinmesi çok da kolay olmayabilir. Bu anlamda annenizle kurduğunuz ilişkide bağımlı olduğunuzu fark ettiğiniz öte yandan değişime dair uygulamaları yapmakta zorluk çektiğiniz aşamada bu değişimi profesyonel bir destek varlığında sağlamak oldukça faydalı olacaktır.
Anne Bağımlılığında Psikoterapi
Anne bağımlısı olan çocuklar yaşantılarında özgüven problemleri ve bir nevi gelişim kısıtlanması yaşarken yetişkinlik hayatlarında da tek başına, yetkin ve özgür bir birey olamamanın yoğun sıkıntısını çekerler. Ebeveynlerin çocuklarında anne bağımlılığı geliştiğine dair erken dönem sinyalleri yakalayamaması durumunda buna yönelik müdahale arayışları da oldukça geç başlayabilir ve sorun gittikçe büyüyebilir.
Anne bağımlılığının büyük oranda geçmiş deneyim kökenli olması dolayısıyla özellikle yetişkinler bunun değişmeyecek bir durum olduğu yanılgısına düşebilir. Öte yandan günümüzde bilimselliği kanıtlanmış terapi uygulamaları, bizlere bağımlılıklar konusunda da oldukça etkin müdahale yöntemleri sunmaktadır. Yaşamın erken dönemlerinde gelişen anne bağımlılığı tedavisinde psikoterapi yöntemi oldukça uygun bir seçenektir ve anne bağımlılığı terapi desteğiyle aşılabilir görülmektedir.
Bilişsel davranışçı terapi, şema terapi ve dinamik kökenli terapiler bu grup danışanlar için birebirdir. Her bir terapi yöntemi farklı yol ve uygulamaları izlese de temelde amaçlanan, kişinin geçmiş deneyimleri ile şimdiki zaman diliminde güvenli bir ortamda temas etmesini sağlayarak anne bağımlılığın kökenlerine ışık tutmak, anne ile ilişkiyi yeniden çerçevelendirmek ve kişinin hayatına özgür ve dengeli bir şekilde devam etmesini sağlamaktır.
Kaynakça
- Bretherton, I. 1992, The origins of attachment theory: John Bowlby and Mary Ainsworth. Developmental Psychology, 28(5), 759-775.
- https://moodisthastanesi.com/tr/bagimli_anne_sendromu/
- https://uskudar.edu.tr/tr/icerik/8295/prof-dr-nevzat-tarhan-anne-bagimliligi-cocugun-ozguvenine-zarar-veriyor