Bağlanma Stilinizi Değiştirmek Mümkün Mü?

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Başlayın

Bağlanma çeşitleri güvenli bağlanma ve güvensiz bağlanma olarak ikiye ayrılmaktadır. Güvensiz bağlanma stili ise kendi içinde alt başlıklara bölünmektedir. Güvenli bağlanan insanlar sağlıklı ilişkiler kurabildiğinden, güvensiz bağlanan ve bunun farkında olan kişilerin amacı güvenli bağlanma stiline geçebilmektir.

Güvensiz bağlanan kişilerin daha sağlıklı ilişkiler kurmak için bağlanma stillerini değiştirmesi mümkündür. Fakat bu süreç oldukça çaba ve zaman isteyen bir süreçtir. Partner seçiminde zorlanan insanlar ve çoğu zaman yanlış partner seçenler bu konuda araştırma yaptıklarında bağlanma teorisi ile karşılaşmaktadır. Bu teoriye göre bebek ve bakımvereni arasında oluşan bağın insanın yaşamında istikrarlı ve sağlıklı ilişkiler kurması yeteneğine etkisi bulunmaktadır.

Hiçbir insan güvensiz bağlanarak doğmamıştır, insan yalnızca bakım vereni ile ilişkilenmesinin sonucunda güvensiz bağa erişmektedir. Bu sebeple bireysel çaba ve ilişki deneyimleri gibi süreçlerin etkisi ile bağlanma stilleri yetişkinlik döneminde değiştirilebilmektedir.

Bağlanma Stillerinin Yetişkin İlişkiler Üzerindeki Etkisi

Erken çocukluk döneminde kişinin bakımvereni ile geliştirdiği ilişki sonucunda şekillenmeye başlayan bağlanma stilleri, insanın yetişkinlik dönemine, bu dönemdeki ilişkilere ve hatta insanın kendine bakış açısına bile oldukça fazla etki etmektedir. Çocuklukta bağlanma deneyimlerinin yetişkinlik üzerindeki etkileri oldukça fazladır.

İnsanların sosyal dünya ile ilişkileri bakım vereni ile oluşturduğu bağın bir yansıması olarak görülmektedir. Duygusal zekayı oluşturan beceriler, erken dönemde bakımveren ile kurulan bağdan doğrudan etkilenmektedir. İnsanların sosyal ipuçlarını okuyabilmesi, hazzı erteleyebilmesi, sağlıklı sınırlar koyabilmesi ve çatışmalar ile baş edebilmesi gibi birçok yeteneği karmaşık sosyal dünyada işlev görebilmesi için gereklidir ve bu yetenekler duygusal zekanın getirisi ile gelişmektedir1.

Bir çocuğun hayatındaki ilk sosyal iletişimi ve bir süreliğine dünya ile tek bağı bakım verenidir. Çocuk ağladığında bakım vereninden destek göremediğinde, tutarsız ve güvenilmez ebeveyn davranışlarına maruz kaldığında dünyadaki tüm ilişkilenmeleri ve sosyalliği bu şekilde algılamakta ve her insandan bu davranışları alacağına inanmaktadır. Bu durumda insanların sosyal iletişim ve etkileşimi öğrendikleri bakımverenleri ile kurdukları bağ yetişkinlik dönemlerine yansımakta ve ilişkilenmelerini etkilemektedir.

kozadan kelebeğe dönüşen bir kişi görseli

Güvenli Bağlanma Nedir?

Güvenli bağlanma, insanın sosyal ağındaki insanlardan yardım ve duygusal desteğin varlığına duyduğu temel güven anlamına gelmektedir. Bu bağlanma türü çocuğun sözel olmayan ihtiyaçlarına duyarlı olan güvenilir bakımverenler tarafından sağlanmaktadır. Bakım verenlerden alınan güvenlik, arkadaşlara, akranlara, öğretmenlere, topluluklara ve nihayetinde insanlara olan güvenliğe kadar uzanmaktadır. İhtiyaçları güvenle karşılanan bir bebek dünyaya güvenle bakmaktadır.

Bu bağlanma stilindeki insanlar, ikili ilişkilere değer veren, duygusal olarak esnek olabilen, hassas olabilen, insanlara güvenebilen, duygusal ihtiyaçlarını ifade edebilen, hassas tarafını dünyaya açmaktan çekinmeyen ve çatışmalar ile sağlıklı şekilde yüzleşebilen kişilerdir. Bu kişilerin ilişkileri stabil, sağlıklı, uzun olmakta ve manipülasyon içermemektedir.

Güvensiz Bağlanma Nedir?

Bu kişilerin ihtiyaçları genellikle bakımverenleri tarafından güvenle sağlanmamıştır. Çoğu zaman dengesiz, tahmin edilmez ve kaygılı tavırlar ile ilgi ve sevgiye maruz kalan kişilerde güvensiz bağlanma türleri görülmektedir. Güvensiz bağlanma türleri kendi içinde kaygılı ve kaçıngan bağlanma olarak ikiye ayrılmaktadır.

1. Kaygılı Bağlanma

Kaygılı bağlanan kişiler yakın ilişki kurmakta zorlanmamakta ve sosyalliğin bir parçası olmak istemektedir fakat ilişkilerinde mutlaka bir kaygı, drama ve kaos bulunmaktadır. Bu kişiler yakın duygusal bağlara oldukça fazla gereksinim duymakta ve neredeyse bağımlı şekilde partnerine bağlanmaktadır.

İnsanların her an gidebileceğine dair endişeli olan bu kişiler terk edilme ve reddedilme korkusunu taşımaktadır. İlişkilerde her zaman diğer insanları hayatın merkezine koyan bu kişiler her daim ilişkilendikleri insanların gitmeyeceğine dair güvence aramakta ve bu konuda onaylandıklarında huzurlu olmaktadırlar. Bu kişiler partneri memnun etmek için kendi ihtiyaçlarından vazgeçmekte ve diğer insanlara uyum sağlamak için oldukça fazla çaba sarf etmektedirler.

2. Kaçıngan Bağlanma

Çoğu zaman bağımsızlığa aşırı teşvikte bulunan ve çocuğa destek vermekten kaçınan bakımverenler ile büyüyen insanlarda kaçıngan bağlanma görülmektedir. Duyguların ifade edilmemesinin teşvik edildiği ortamlarda büyüyen bu kişiler yetişkinliklerinde de duygu ifadesinden kaçınmakta ve duygusal olarak mesafeli olmaktadır.

Özgürlük ve bireyselliğe fazlaca atıfta bulunan bu kişiler çoğu zaman insanlar ile mesafeli olmayı tercih etmektedirler. Fiziksel olmasa da zihinsel mesafelerini her daim koruyan bu kişiler çoğu zaman ilişkilerden de kaçınmaktadır. Partnerin küçük kusurlarına odaklanan bu kişiler ilişkilerinde tatminsizlik yaşamakta ve ilişkilerini yürütmekte zorlanmaktadır. Bu kişiler çoğu zaman ilişkileri bitirmekte zorlanmayan ve partnerin istek ve ihtiyaçlarını görmezden gelen taraf olmaktadırlar.

Bağlanma Stilinin Değişimini Etkileyen Faktörler

Çocuklukta bakımveren ile ilişkilerden etkilenen bağlanma stilleri yetişkin döneminde de insanlardan etkilenmektedir. Çocukluk bağlanma deneyimleri yetişkinlik davranışları üzerine etkiler bırakmaktadır. Önce çocuk ile bakım vereni arasındaki bağ ile oluşan bu süreç sonra ise arkadaşlıklar ve partnerler içinde kurulan bağlar ile değişebilmektedir. Yetişkin insanların bağlanma stilini etkileyebilen dört durum bulunmaktadır bunlar; ilişkiler, öz farkındalık, öğrenme becerileri ve travmalardır2.

İnsanın güvenli ve sağlıklı ilişkilerden güvenli olmayan ve tutarsız ilişkilere veya tam tersi dönüşüme geçmesi o kişinin bağlanma stilini etkileyebilmektedir. Aynı şekilde bağlanma türünü fark etmek, eski yaraları ve eski ilişki hatalarını fark etmek bunları değiştirmek için gereklidir. Etkili iletişim kurmak, duyguları tanımlamak ve duyguları düzenlemeyi öğrenmek gibi becerileri geliştirmek kişinin bağlanma stilini değiştirmek için oldukça önemlidir ve son olarak kişinin yaşadığı travmalar insanların bağlanma stillerini değiştirebilen faktörler arasında bulunmaktadır2.

Hem bebeklik döneminde hem de 20 yıl sonrasındaki insanlarla yapılan bir çalışmada çoğu insanın bağlanma stilinde istikrarlı olduğu fakat bir ebeveyn kaybı veya bir aile üyesi tarafından yaşanan ve travmatik sayılan fiziksel ve cinsel taciz gibi olumsuz yaşam olaylarının bağlanma stillerinin değişiminde önemli bir rol oynadığı ortaya çıkmıştır2,4.

2011 yılında insanlar arasında bağlanma sürekliliğiyle ilgili araştırma yürütülmüş ve bu araştırma sonucunda stres faktörlerinin zaman içerisinde bağlanma stillerinde değişikliklere yol açtığı bulunmuştur3.

bağlanma stili geçmiş deneyimler görseli

Bağlanma Stili Nasıl Değişir?

İnsanın kişiliğinde bağlanma stilininin oldukça fazla bir etkisi bulunmaktadır, bağlanma stilleri istikrarlı olsa da insanların çabası sayesinde değişebilmektedir. Bu konuda insanların aklında en çok yankılanan sorulardan biri “Kaygılı bağlanma stili nasıl düzelir?” sorusudur.

İnsan hayatında bir noktayı değiştirmek istediğinde bu noktaların öncelikle farkına varmalıdır. Güvensiz bağlanma stillerini güvenliye dönüştürmek zor olsa da atılması gereken ilk adım kişinin var olan bağlanma stilini fark etmesi ve bu stil ile birlikte gelen davranışları anlamasıdır. İlişkilerde bağlanma stilini fark etmenin önemi oldukça fazladır.

İnsanlar ile ilişkilerde güven kazanabilmek için kişinin çocukken başına gelenler hakkında ve yetiştirilme tarzı hakkında düşünmesi ve bunlara dair eleştirel bakabilmeyi öğrenmesi gerekmektedir. Geçmişte yaşanılanları bilmek kişinin şimdiki zamanda var olan davranışlarını bağdaştırabilmesi ve tanımlaması için önemli olmaktadır.

Kişinin kendini denetleme davranışı geliştirmesi bağlanma stilini ve çoğu davranışını değiştirmesi konusunda kişiye destek olmaktadır. Öz denetleme davranışı kişinin attığı adımlar konusunda farkındalığını artırmakta ve bu adımların kişiye verdiği zarar ve yararların farkına varmasını sağlamaktadır.

Fark edilemeyen ve bilinçsizce yapılan davranışların değişimi oldukça zor olmaktadır. Kişinin kendiyle ve davranışları ile ilgili farkındalık kazanması bu davranışları değiştirmek için önemli bir adım olmaktadır. Farkındalık sayesinde kişi partnerine karşı takındığı tavrın, uzak duruşun veya kaygının farkında olmakta ve bu davranışları durdurmak için çaba sarfetmektedir. Farkındalık tepkisel davranışları azaltmak ve davranış örüntülerini tanımak için gerekli olan bir yetenektir ve geliştirilebilmektedir.

Davranış kalıplarını değiştirmek isteyen insanların var olan ilişkilerindeki tekrar eden davranış kalıplarını fark etmesi gerekmektedir. Güvensiz bağlanan insanlar, çoğu zaman ilişkilerinde tekrar eden ve sağlıksız davranışlar geliştirmektedir. Bu kişiler çoğu zaman güvensiz bağlanan insanlar ile arkadaşlık kurmakta ve romantik ilişkilerinde de güvensiz bağlanan insanları seçmektedir. Bu seçim çoğu zaman bilinçsizce yapılmaktadır. Bu sebeple kendi bağlanma stilinin farkına varan ve güvensiz bağlanan kişilerin hayatlarındaki insanların da bağlanma stillerinin farkına varması gerekmektedir.

Güvensiz bağlanan kişilerin ilişkileri çoğu zaman inişli çıkışlı, kaygılı, uzak, mesafeli, korku dolu ve güvensiz olmaktadır. Fakat sağlıklı ilişkiler sakinlik, mutluluk ve güven içermektedir. Bağlanma stillerini değiştirmek isteyen insanların mutlaka güvenli bağlanan insanlarla ilişkilenmesi ve genelde mutlu, güven veren, insanlara güvenen, inişli çıkışlı olmayan, destekleyici, saygılı, sevgi dolu ve sakin ilişkilere yönelmesi gerekmektedir.

Bağlanma stilini güvensizden güvenliye çevirmek stabilite, sabır ve tutarlılık gerektirmektedir. Güvensiz bağlanan kişilerin çoğu zaman güvensiz bağlanan insanlarla ilişki kurma eğilimi bulunmaktadır. Bu eğilimden uzak durabilmek için olumsuz kalıpları tekrarlayan insanları fark edip bu insanlardan uzak durmak gerekmektedir. Kişinin istediği ve çekildiği partner türü güvensiz bağlanan insanlar olsa da daha önce yapılan hatalardan uzak durmak gerekmekte ve her zaman çekildiği partner türü yerine daha önce deneyimlemediği ve belki de kişiye sıkıcı gelen sakin ve güvenli partner ve ilişki türlerine şans vermesi gerekmektedir.

Beynin nöroplastisite yani değişime uyum sağlama yeteneği sayesinde insan davranış kalıplarını, inançlarını ve çevresini değiştirdikçe beyin de değişmektedir. Güvensiz bağlanan insanların hayatlarına güvenli bağlanan insanları alması ve onların yaşadığı şekillerde ilişkiler yaşaması güvensiz bağlanan kişilerin değişimine yardımcı olmaktadır.

Güvensiz bağlanan insanlar çoğu zaman ilişkilerine şans vermekten kaçınmakta veya duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmektedirler. Bu kişiler duygusal ihtiyaçlarını partnerlerine söylemekten kaçınmakta ve çoğu zaman partnerleri ile oyunlar oynayan, çatışmalarda yalnızca kendi tarafını düşünen davranışlar sergilemektedir. Bütün bunların değişimiyle ilgili çabalamak ve ilişkilerde daha direkt ve uzlaşmacı olma yoluna gitmek gerekmektedir.

Güvenli bağlanma türüne geçmeye çalışan kişiler güvenli ilişkilere ulaşabilse de içlerinde güvensizlik duyguları var olmaya devam etmektedir, yalnızca bu güvensizlik duyguları eskisi kadar köklü olmamakta ve bu duyguların hatırlanması bu duyguları deneyimlemek anlamına gelmemektedir.

Kişinin bağlanma tarzı, insanların davranışları, etkileşim şekilleri ve ilişki şekilleri ile değişebilmektedir. Kolay olmayan bu değişim insanın etrafını güvenli bağlanan insanlarla çevrelemesi sayesinde ve davranışlarını fark edip onları değiştirmesi sayesinde gerçekleşebilmektedir. Bu süreç insanın hayatı boyunca çaba harcaması gereken fakat doğru adımlar ile güvenli bağlanma stilinde kalmayı ve güvenli ilişkiler kurmayı getirmektedir.

Kendi başına bağlanma stilinin değiştirilemediği noktada bu konuyla ilgili uzman bir klinik psikologtan yardım almak önem taşır. Bağlanma stili ve romantik ilişkiler arasındaki ilişki insanın hayatını fazlaca etkilemekte ve değişim sağlanmadığı sürece güvensiz bağlanan insanların sağlıksız ilişkiler yumağı devam etmektedir.

Güvensiz bağlanma stilini kendi başına değiştiremeyen kişilerin çocuklukta yaşadıkları deneyimleri ve bakım verenleri ile güven bağları sorgulanmalı, bu deneyimlerin getirdiği inanç sistemleri değiştirilmelidir ve bu ancak bir terapi sürecinde gerçekleşebilmektedir.

Kaynakça

  1. Kinsey, M(19, October, 2022). What Are Attachment Styles & How Do They Influence Adult Behavior? https:/.www.choosingtherapy.com/attachment-styles/
  2. Vinney, C.(24, Temmuz, 2024). Can Your Attachment Style Change?https://www.verywellmind.com/can-your-attachment-style-change-8681272
  3. Van Ryzin MJ, Carlson EA, Sroufe LA. Yüksek riskli bir örneklemde bağlanma kopukluğu . Bağlanma ve İnsan Gelişimi . 2011;13(4):381-401. doi:10.1080/14616734.2011.584403
  4. Waters E, Merrick S, Treboux D, Crowell J, Albersheim L. Bebeklik ve erken yetişkinlikte bağlanma güvenliği: yirmi yıllık uzunlamasına bir çalışma . Çocuk Gelişimi . 2000;71(3):684-689. doi:10.1111/1467-8624.00176 if-youre-in-relationship-or-just-situationship
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Başlayın