Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınHiç aşırı stres altındayken ya da bir ayrılık sonrasında yoğun bir yemek yeme isteğiniz olduğunu fark ettiniz mi? Burada tam olarak ne yaşandığını gelin yakından inceleyelim.
Duygusal Yeme
Duygusal yeme, herhangi bir açlık hissi olmaksızın duygulardan kaynaklı bir şekilde gıda alımına yönelmek olarak tanımlanır1. Bu, herhangi bir fiziksel belirti göstermeden yalnızca bir duygu karşısında aniden beliren ve bazen fark bile edemediğimiz duygulardan kaynaklanan bir açlıktır.
Bu duygusal açlıkla başa çıkmak özellikle duygusal yeme atakları esnasında çok zor olabilir. Bu ataklar genellikle öfke veya mutsuzluk gibi olumsuz duygular yoğun yaşandığında ortaya çıkarlar. Duygusal yeme davranışı sürekli yemek yeme isteği veya tıkınırcasına yeme davranışlarına evrildiğinde bu duruma Duygusal Yeme Bozukluğu adı verilir.
Duygusal Yeme Bozukluğu
Duygusal yeme ilk olarak Bulimia Nervoza gibi yeme bozukluklarıyla birlikte anılsa da Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu ile de ilişkili olabileceği gözlemlenmiştir. Duygusal yeme daha çok öfke, depresif duygulanım ve stres gibi durumlarla ilişkilendirilse de olumlu duygular karşısında da zaman zaman ortaya çıkabilmektedir2.
Yapılan bilimsel çalışmalar özellikle yaşadığı duyguları tanımakta ve yönetmekte zorlanan kişilerin bir baş etme mekanizması olarak duygusal yemeyi kullandıkları yönündedir3. Ancak böylesine anlık bir davranışın belli bir noktadan sonra kontrolsüz ve sağlıksız bir hal alması kaçınılmaz olmaktadır. Bu sorunlar aşırı yeme bozukluğu olarak da bilir.
Duygusal Yeme Bozukluğu Döngüsü
Duygusal yemenin duygularla baş etmenin basit bir yolu yoktur. Duygusal yemenin uzun vadede kişiye getirdiği fizyolojik ve psikolojik sorunları öğrenmek önemli bir ilk adımdır.
Öfke duygusunu ele alalım. Bizi öfkelendirecek bir durumla kaşı karşıya kaldığımızı kaldığımızı varsayalım. Böyle bir durumda zaman zaman, özellikle ortaya çıkan bu duyguyu fark etmenin, bedensel ve zihinsel yankılarına yakından bakmanın yani o duyguyu olduğu hali ile ele alıp onunla beraber kalabilmenin zorlayıcı olduğu durumlarda tercihimiz öfkeyi hemen baskılamak ve onu yok etme yönünde olabilir.
Duygusal yeme davranışı gösteren bireyler de tam da bu noktada ve bu sebeple yani herhangi gerçek bir açlık olmaksızın duygunun kendisinden ve getirdiklerinden uzaklaşabilmek adına gıda alımına yönelmektedirler.
Yemek yemeğe yönelerek öfkenin olumsuz yankılarında bir azalma ve dolayısıyla yine kısa süreli bir rahatlama deneyimleyen birey bu davranışı yaşadığı her olumsuz duyguda tekrar edebilmektedir. Böylece anlaşıldığı üzere bir kısır döngü oluşmaktadır.
Ne yazık ki bu yöntem ve tekrarı uzun vadede benzer şekilde bir rahatlık sağlamamaktadır. Duygular hala oradadır. Aksine aşırı gıda alınımın sonucunda sağlıksız ve hızlı kilo alımıyla fizyolojik, ortaya çıkan duyguları etkin bir şekilde gözlemlemeye ve yönetmeye engel olmasıyla ise psikolojik birçok farklı soruna yol açabilmektedir. Peki duygusal yeme nasıl anlaşılır? Duygusal Yeme Bozukluğu neden kaynaklanır?
Duygusal Yeme Davranışını Açıklayan Bazı Kuramlar
Olumsuz duygulanım ve yeme davranışı üzerine yapılan çalışmalar sonucunda aslında beklenen kişinin olumsuz bir duygu deneyimlediğinde iştahında ve yeme davranışında bir azalma olmasıdır. Çünkü yaşadığımız mutsuzluk, anksiyete ya da öfke gibi durumlarda fizyolojik olarak bedenimizde tokluk hissiyatına benzer belirtiler olmaktadır1.
Buna karşın duygusal yeme bozukluğunda tam tersi bir durum söz konusudur4. Kişi deneyimlediği olumsuz duygu karşısında tam aksine daha çok yemek yemeye yönelmektedir.
Bu ters etkinin nasıl ortaya çıktığını açıklamak tahmin edilebileceği üzere kafa karıştırıcı olabilmektedir5. Dolayısıyla duygusal yeme davranışını açıklamak üzerine bazı kuram ve teoriler geliştirilmiştir:
- Psikosomatik Kuram
- Dışsal Teori
- Obezite Teorisi
- Kaçış Kuramı
- Kısıtlama Kuramı
Psikosomatik Kuram
Bu kuramın ana fikri bedensel farkındalıktır. Öne sürülen düşünce özellikle obezite sorunu olan kişilerde duygularını tanımlama becerisinin ve açlık-tokluk hissiyatı konusunda geliştirdikleri farkındalıklarının görece yetersiz olduğudur. Buna göre kişi aç olup olmadığını doğru değerlendiremez.
Bu kurama göre bu eksik bedensel farkındalık sonucunda kişiler yemek yeme davranışını gerçek bir açlık durumda değil duygulanımlarına bir cevap niteliğinde göstermektedirler1, 6.
Dışsal Teori
Bu teori bazı kişilerin belirli yiyeceklerin dışsal özelliklerine karşı hassasiyetleri bulunduğunu savunur. Bu bazen o yiyeceğin görüntüsü ya da belki de kokusudur. Bu teoriye göre yalnızca böyle bir dışsal uyaranın varlığı bile kişiler için belirli bir açlık hissinden daha önemli bir etkiye sahiptir7.
Obezite Teorisi
Kaplan’ın erken dönem öğrenmelerden temelini alan obezite teorisi ise obez bireylerin anksiyete durumlarında bu duyguyu azaltma amacıyla aşırı bir gıda alınıma yöneldiğini savunmaktadır. Kişi bu noktada yaşamının erken dönemlerinde nötr ya da kaygılı bir durum karşısında beslenme ile ilgili bir ilişki kurmuştur. Fizyolojik bir açlık karşısında gösterilen yemek yeme davranışı aynı şekilde kişinin hayatında anksiyeteli bir durum söz konusu olduğunda da ortaya çıkmaktadır.
Dolayısıyla obez bireyler zamanla hangisinin gerçek bir açlık ve hangisinin belirli bir duygu durumundan kaynaklı bir açlık olduğunu ayırt etmekte zorlanmaktadırlar ve sonucunda duygusal yeme davranışı sıkça ortaya çıkabilmektedir1, 3.
Kaçış Kuramı
Adından da anlaşılabileceği üzere bu kurama göre duygusal yeme kişiler için olumsuz duygulardan uzaklaşmayı sağlayan bir kaçış yoludur8. Kişi bu şekilde olumsuz duygularıyla kısa süreli olarak başa çıkar. Ancak her kaçış davranışı kişinin iradesini zayıflatan bir kısır döngüye neden olur.
Kısıtlama Kuramı
Lowe ve arkadaşları tarafından geliştirilen kısıtlama teorisi normal ağırlıktaki bireylerin yeme davranışını bilişsel düzeyde kısıtlamasını ele almaktadır. Burada amaç kilo kontrolünü sağlamak ve kaybetmemektetir. Uzun süreli bu kısıtlamanın sonucunda ise tam tersi bir etki ile aşırı yeme atakları ortaya çıkabilmektedir6.
Duygusal Yeme Neden Kaynaklanır?
Peki duygusal yeme temellerini nereden almaktadır? Kişi duygusal yediğini nasıl fark edebilir? Buraya kadar bahsettiğimiz şekilde duygusal yeme söz konusu olduğunda erken dönem öğrenmelerinden her an değişen durumsal faklılıklara kadar birçok farklı etken duygusal yemenin ortaya çıkışında rol oynayabilmektedir.
Bu anlamda kişiye ve duruma özgü değerlendirilmesi gereken bu bozukluğun neden ve nasıl ortaya çıktığını anlamak zaman zaman zor olabilmektedir. Buna karşın duygusal yemenin sebeplerinin neler olabileceğine ve hangi kişi ve durumlarda gözlemlenebileceğine dair bazı önemli noktalar çalışmalarca belirtilmiştir.
Duygusal yemenin özellikle belirli gruplarda daha sık ortaya çıktığı araştırmalarca öne sürülmüştür. Olumsuz duygular karşısında sergilenen aşırı yeme davranışının özellikle obezite sorunu yaşayan kişilerde, yeme bozukluğu olan kadınlarda ve normal bir kiloya sahip olan fakat yine de diyet yapmakta olan kişilerde daha sık karşımıza çıktığı bilinmektedir1.
Ayrıca duygusal yeme; benlik saygısı düşüklüğü, yetersizlik inanışları ve dürtüsellik gibi kişilik özellikler ile de ilişkilendirilmektedir. Bu gibi durumların varlığında duygusal yemenin de paralel olarak varlık gösterebileceği düşünülmektedir1.
Duygusal yemenin daha çok olumsuz duygulara ve stres durumuna bir yanıt oluşu göz önünde bulundurulduğunda ise aşağıda belirtilen spesifik durumlarda duygusal yeme davranışının ortaya çıkabileceği gözlemlenmiştir2.
- Obezite / Yüksek Vücut Kitle Endeksi
- Stres
- Depresyon
- Öfke
- Menstrual döngü
- Doğal afetlerin yarattığı travmalar
- Ebeveyni modellemek
- Can sıkıntısı
- Mutlululuk
Görüldüğü üzere bireysel, durumsal, psikolojik ve duygusal birçok etken duygusal yeme ile çeşitli şekillerde ve şiddetlerde ilişkilidir9.
Yeme Bozuklukları ve Duygusal Yeme
Ortaya çıkan duygulara cevap olarak yemek yeme davranışı gösterme spesifik olarak belirtilen obez bireyler grubunun yanı sıra, tıkınırcasına yeme bozukluğu ve bulimia nevroza gibi farklı yeme bozukluklarının varlığıyla da güçlü bir şekilde ilişkilendirilmiştir10.
Ayrıca yapılan gözlem ve çalışmalar duygusal yemenin özellikle tıkınırcasına yeme bozukluğu ile sıkça beraber görüldüğü üzerinedir. Her iki durumda da yemek yeme üzerinde bir kontrolsüzlük söz konusudur. Burada farkı yaratan duygusal yemede duygulanımla ilişkili olarak bir kontrol sağlamaya çalışma durumunun söz konusu olmasıdır.
Bilişsel Davranışçı Terapide Duygusal Yeme
Düşünce, duygu ve davranış üçlüsünden temelini alan bilişsel davranışçı terapi modeli duygusal yeme bozukluğuna da yine bu üçlü üzerinden bir açıklama getirmekte ve müdahalelerini yine bu çerçevede yapmaktadır.
Bu model duyguların kişinin birçok davranışını etkilediği savından yola çıkarak yine duyguların yeme davranışını da etkilediğini açıkça ortaya koymaktadır. Bunun yanında kişinin zaten hali hazırda sahip olduğu ve belki de çocukluk yıllarından bu yana zihnine yerleşen, örneğin “Moralim bozuk öyleyse yemek yemeliyim.” gibi hatalı inançların kişinin içine girdiği döngüyü devam ettirdiğine ve bu yolla benzer inançların güçlenmekte ve pekişmekte olduğunu belirtmektedir11.
Bu noktada bilişsel davranışçı terapi; kişinin yemek yeme davranışı ve duygular arasında kurduğu ilişkiyi danışanla beraber anlamaya çalışmakta ve kişinin işlevini kaybetmiş baş etme stratejileri ve inanışlarını yeniden düzenlemektedir.
Bunu sağlamak adına, kişinin bir duygu ortaya çıktığında kendinde neler olup bittiğini gözlemlemesine alan açmak, ortaya çıkan duygu karşısında kişinin baş etme yollarını yeniden ele almak ve var olan yerleşmiş çarpıtılmış inanç ve düşünceleri yeniden yapılandırmak (bilişsel yeniden yapılandırma) gibi yöntemler bilişsel davranışçı terapide sıkça kullanılmaktadır. Burada her daim amaç kişinin daha sağlıklı ve etkin bir şekilde duygularını deneyimlemesini ve hayatına devam edebilmesini sağlamaktır12.
Yeme bozukluklarının tedavisinde olduğu gibi duygusal yeme durumunda da bilişsel davranışçı tedavi etkili bir tedavi yöntemi olabilmektedir. Bilişsel davranışçı terapi hakkında daha fazlasını öğrenmek için yazımızı okuyabilirsiniz.
Duygusal Yeme ile Nasıl Baş Edebilirim?
Sağlıklı bir beden ve ruh sağlığı üzerinde yeterli ve düzenli beslenmenin yadsınamaz derecede büyük bir rolü vardır2. Duygusal yeme ile ise gıda alımı konusunda ciddi bir dengesizlik ve kontrolsüzlük olmaktadır. Bireylerde kontrolsüz ve hızlı bir şekilde ağırlık artışı olması sağlıksız ve riskli bir durumdur.
Bu anlamda günlük hayatımızda olumsuz bir duygu ile karşılaştığımızda ilk olarak yemeklere gözümüz ilişiyorsa ve bunun sonucunda kontrolsüz duygusal yeme davranışları içerisinde bulunuyorsak bu durumla ilgili farkındalık kazanmamız ve emosyonel yemenin önüne geçmek adına baş etme yolları araştırmamız önemlidir.
Duygusal yeme davranışının erken farkındalığı ve tespiti, böyle bir yeme davranışının önünü erken kesmek ve kilo kontrolünü daha erken ele almak adına büyük önem teşkil etmektedir.
Duygusal Yeme ile Başa Çıkmak için Öneriler
- Yeme alışkanlıklarınızı gözden geçirin.
- Hangi duyguları hissettiğinizde yemek yeme ihtiyacı hissettiğinizi fark edin.
- Duygularınız ve yemekler arasındaki ilişkiyi keşfedin.
- Farkındalıklı yemek yeme pratiği yapın.
- Bir uzmana danışın.
Bahsedildiği üzere duygusal yeme birçok bireysel ve durumsal farklılıklarla şekillenebilmekte ve belli zamanlarda şiddeti artış gösterebilmektedir. Bu durumda profesyonellerce desteklenen “kişiye özel” bir tedavi planlaması içerisinde olmak önemlidir.
Yeme bozuklukları, yaşayan kişi için hem psikolojik hem de fizyolojik olarak zorlayıcı rahatsızlıklardır. Yeme bozukluklarıyla mücadelenizde yalnız değilsiniz. Uzman ve yetkin psikologlardan yeme bozuklukları terapisi alarak hem sağlığınızı koruyabilir hem de mutlu bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Kaynakça
- Sevinçer, G. M., 2013, Emosyonel Yeme, Journal of Mood Disorder.
- İnalkaç, S., 2018, Duygusal Yeme, Arşiv Tarama Dergisi.
- Özdemir, G.S., 2015, Duygusal Yemenin Depresyon, Anksiyete ve Stres Belirtileri ile Olan İlişkisi (yüksek lisans tezi).
- Kalabaş, S., 2021, Kadınlarda Duygusal Yeme Davranışının Kaygı ve Özdenetim ile İlişkisinin İncelenmesi (yüksek lisans tezi).
- Match, M., 2008, How Emotions Affect Eating: A five-way Model, Department of Psychology, University of Würzburg.
- Canetti,L., 2002, Food and Emotion, Department of Human Nutrition and Metabolism, Hebrew University.
- Ouwens, M.A., 2003, Tendency Toward Overeating and Restraint as Predictors of Food Consumption, Department of Clinical Psychology and Personality, University of Nijmegen.
- Heatherton, T.F., 1991, Binge Eating as Escape from Self-Awareness, Department of Psychology, Harvard University.
- Serin, Y., 2018, Duygusal Yeme, Besin Alımını Etkileyen Faktörler ve Temel Hemşirelik Yaklaşımları, Psikiyatri Hemşireliği Dergisi.
- Eldredge, K. L. and Agras, W. S. (1996), Weight and shape overconcern and emotional eating in binge eating disorder. International Journal of Eating Disorders, 19, 73–82.
- Kdtd.org.tr
- Oğuz,G., 2016, Obezite ve Bilişsel Davranışçı Terapi, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar