Erich Fromm Kimdir? Çalışmaları ve Psikolojiye Katkıları Nelerdir?

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Erich Fromm Kimdir?

Erich Fromm Alman bir sosyal psikolog ve psikanalisttir. Fromm, Freud’un birçok teorisini kabul etse de Freud’un psikanalitik kuramında bazı tartışmalı noktaları değiştirip kendine göre uyarladığı için Neo-Freudyen yani “yeni Freudcu” psikanalist olarak anılmaktadır.

Fromm’un insan davranışı, toplumsal yapı, kişilik tipleri ve insanın ihtiyaçları gibi konularda önemli katkıları bulunmaktadır. Aynı zamanda insanın özgürlüğü, sevgi ve din ile ilişkisi gibi felsefi konular üzerinde de çalışmalar yapıp bunlara dair teoriler ileri sürmüştür.

Teorilerinde Sigmund Freud ve Karl Marx gibi ünlü düşünürlerin fikirlerinden etkilenmiş, bunlar üzerinden sorular sormuş ve bu düşünürlerin teorilerini birleştirerek yeni teoriler oluşturmuştur.

Birçok düşünür gibi teorilerinde yaşamının büyük etkisi bulunmaktadır. Yahudi bir ailede dindar bir çocukluk geçirmesi, ailesinde yaşanan olumsuzluklar, 1. Dünya savaşına şahit olması ve ırkçılığın hızla yayıldığı dönemde istenmeyen bir ırktan geliyor olması gibi durumlar teorilerine ve düşüncelerine büyük katkılarda bulunmuştur.

Fromm dünya barışı için uzun süreler aktif olarak çalışmalarda bulunmuştur. Bu çalışmalar arasında nükleer silahlanmaya karşı mücadele ve Vietnam Savaşı alemine yürütülen kampanyalar bulunmaktadır11.

Erich Fromm’un Yaşamı, Eğitim ve Kariyeri

23 Mart 1900 yılında Almanya’nın Frankfurt kentinde doğan Fromm’un baba tarafında uzun bir haham geçmişine sahip olan Ortodoks bir Alman Yahudi ailesinin tek çocuğuydu. Tutucu Yahudi bir aile ile büyüyen Fromm hem bu aileye hem de bazen ayrımcılık yaşadığı Hristiyan dünyasına maruz kalmıştır9.

Babasını aksi, annesini ise sık sık depresif olarak tanımlayan Fromm’un çocukluğu pek de mutlu geçmemiştir. Hayatını en çok etkileyen olaylardan biri ise 14 yaşında maruz kaldığı 1. Dünya Savaşıdır. Bu süreçte sık sık milliyetçiliğin aşırılıklarına maruz kalan Fromm kitaplarında bu denli nefretin onu ne kadar korkuttuğundan bahsetmektedir1.

Heidelberg Üniversitesinde Sosyoloji okuyan Fromm 1922 yılında yani 22 yaşında doktorasını tamamlamıştır. Psikanaliz eğitimini ise 1924 yılında Frankfurt Üniversitesinde tamamlamıştır. Eğitim hayatından sonra Almanya’dan New York’a taşınan Fromm orada kendisi gibi alman göçmeni olan Karen Horney’in kurduğu Amerikan Psikanaliz Enstitüsü’ne üye olmuştur1.

Erich Fromm kariyeri boyunca Yale ve Columbia gibi okullar ve çeşitli enstitülerde eğitim vermiştir. 1944 yılında Amerikan vatandaşı olduktan sonra eşinin hastalığına çare bulmak umuduyla Meksika’ya taşınmış ve orada eğitim vermeye devam etmiştir. Eşinin ölümünden sonra Meksika Psikanaliz Enstitüsünün müdürlüğünü yapmıştır ve ömrünün son yıllarını geçirdiği İsviçre’de 1980 yılında hayatını kaybetmiştir10.

erich fromm marx freud kazan görseli

Freud ve Marx’ın Erich Fromm’un Kariyerine Etkileri

Erich Fromm yirminci yüzyılın en önemli psikanalistlerinden biri olarak görülmektedir. Kariyerinin başında Freud’un etkisinde kalan Fromm psikanalizde birçok noktayı doğru ve geçerli bulsa da kariyerinin ileriki dönemlerinde Freud’un libido, yaşam ve ölüm içgüdüsü gibi teorilerini eleştirmiştir. Bu sebeple Neo-Freudyenler adı verilen bir gruba dahil olarak görülmektedir.

Sigmund Freud ve Karl Marx’ın görüşlerini harmanlayıp bu karışıma tamamen farklı bir boyut da getirmiştir. Freud’un insan karakterinin biyoloji ile belirlenmesi düşüncesi ve Marx’ın insanı toplum ve ekonomik sistem tarafından belirlenir olarak görmesi düşüncelerini harmanlayarak bunlara bir de özgürlük fikrini eklemiştir.

Yani Freud’un psikolojik teorilerini ve Marx’ın sosyal prensiplerini harmanlayarak bu karışıma kendi özgürlük fikrini eklemiştir. Fromm’a göre Freud’un psikolojiye yaptığı en büyük hizmet bastırma ve bilinç dışı kavramlarını bulmasıdır. Fakat Fromm, Freud’un teorilerinin bazılarında toplumunun ve sınıfının değer yargılarına göre düşündüğüne ve o dönemde çokça var olan ataerkilliğin ve burjuvazinin etkisi altında kaldığına inanmaktadır3,11.

Fromm kişilik üzerindeki sosyal etkiyi fark edip psikanalize sosyal karakter ve sosyal bilinç dışı kavramlarını kazandırmıştır. Yani Fromm Freud’a karşı bir düşünür değil aksine onun kuramını geliştiren kişi olmuştur. Bu sebeple kendi psikanaliz anlayışına Hümanist Psikanalist demektedir.

Freud ve Marx’ın fikirlerini temel alarak bir kişilik tanımlaması yapan Fromm’a göre kişilik üzerinde ekonomik, toplumsal ve tarihi birçok faktörün etkisi bulunmaktadır12.

Erich Fromm’un Psikolojiye Katkıları

1. Karakter Kavramı ve Tipleri

Erich Fromm’a göre kişilik doğuştan gelen ve sonradan kazanılmış, bireye özgü ve onu eşsiz yapan niteliklerin tamamıdır. Karakter ise kişinin sonradan kazanılmış en önemli niteliğidir4,12.

Fromm’un sosyal karakter olarak adlandırdığı karakter türü ise toplumun işleyişinin devamı için zorunlu şeylerin insan tarafından kendine özgü şekilde kullanılmasıdır. Yani kişilerin bilişsel ve duygusal davranışlarının özeti şeklinde tanımlanabilmektedir2.

Sosyal karakter tiplerini beşe ayırmakta ve kendi içlerinde yaratıcı olmayan ve yaratıcı olan olarak tanımlamıştır. Yaratıcı olmayan yönelişler kendi içerisinde alıcı, sömürücü, biriktirici ve pazarlayıcı ve yaratıcı olan olarak beş ayrı karakter tipine ayrılmaktadır12.

a. Alıcı Yönelişte Karakter Tipi

Fromm’a göre alıcı yönelişte karaktere sahip kişiler her şeyin kaynağını dışarıda aramaktadırlar. Bu insanlara göre istekleri elde etmenin tek yolu dış kaynaklarla mümkün olmaktadır. Sevmekten ziyade sevilmeye önem veren bu kişiler yalnızlıktan korkmakta ve almak istedikleri desteği alabilmek için hayır demekte zorlanmaktadırlar4,12.

Bu kişiler edilgen, öz güvensiz, aşırı duygusal olmalarının yanı sıra dostça, iyimser, uyumlu ve bağlı kişilerdir. Yalnızca kurdukları ilişkilerle var olabilen bu kişiler ilgi doyumunu hissetmekte oldukça zorlanmaktadırlar. Bağlanacak kişi bulmak asıl amaçtır ve bu kişi bulunduktan sonra onun kim olduğu önemsizdir.

b. Sömürücü Yönelişteki Karakter Tipi

Bu karaktere sahip kişiler de haz kaynağını dışarıda aramaktadır ve kişinin birey olarak üretken olamayacağına inanırlar. Her şeyi kurnazca ve hilekar yolla elde etmeye çalışan bu insanlar için değerli olan başkalarından alınan şeylerdir. Elde ettikleri şeylerden bıkmakta ve kuşkucu, alaycı ve kıskanç davranışlara eğilimde olmaktadırlar.

Genel tutum ve tavırları yaratıcılıktan uzak, düşmanlık ve başkalarını kullanmayı içeren bir sömürü tavrıdır.

c. Biriktirici Yönelişteki Karakter Tipi

Biriktirici karakterde insanlar harcamaktan kaçarak tutumlu davranmakta ve biriktirdiklerinde mutlu olmaktadırlar. Dış dünyaya bağımlı olmak yerine ellerinde olanı mümkün olduğu sürece harcamama amacındadırlar. Bu durum sevdikleri için de geçerlidir, sevdikleri kişiye de sahip olmaya çalışmakta ve kıskançlık göstermektedirler4,12.

Bu kişiler geçmişe düşkün olup yeni şeyler ortaya koymaya kapalı olmaktadırlar. Düzen takıntıları bulunmaktadır ve dakikliğe oldukça önem vermektedirler. Güven ve düzen onların hayatı için en temel etmenlerdir.

d. Pazarlayıcı Yönelişteki Karakter Tipi

Bu karakter tipi modern toplumda alım satım ve kullanım değerlerinin insan üzerindeki etkisiyle ortaya çıkmıştır. Bu durum insanlarında artık kendi değerleri üzerinde bu şekilde yorumlar yapmasına sebep olmaktadır. Kişinin kendini alım satım değeri ile sunmasına pazarlayıcı yönelişteki karakter tipidir.

İnsanlar bir şekilde kendilerini pazarlayarak gösterme mecburiyetinde kaldıkları için hayattaki mutlulukları için çabalamak yerine daha fazla istenilir olmak, kendini çekici hale getirmek ve yarıştığı kişilerden daha iyi olmak için çabalamaktadır.

erich fromm karakter tipleri görseli

e. Yaratıcı Yöneliş

Yaratıcı yönelişe sahip kişi tüm karakter tipleri arasında en sağlıklı olan karakterdir. Bu karaktere sahip insanlar bir kişiye bağımlılık duymaktansa kendi gücünün farkında ve aktif şekilde yaşamaktadır. Bu kişilere göre sevginin temel unsurları, ilgi, saygı, insanı olduğu gibi kabul etmek, bakımı sorumluluk ve bilgidir.

Yine bu kişi cimrilik, kıskançlık ve açgözlülükten uzak şekilde gücünü yalnızca kendi ve diğer insanların gelişimi için kullanmaktadır. Bu kişi gücünü sevmek, hayal kurmak gibi duygularla insanla ve doğayla iç içe olma arzusundan almaktadır.

Erich Fromm’a Göre İnsanın Varoluşsal İhtiyaçları

Fromm’a göre insanlar temel olarak hayvanlar gibi bazı ihtiyaçlara sahiptirler fakat yalnızca temel ihtiyaçlarını gideren insanlar varoluşsal krizlerinin üstesinden gelemezler. İnsan ancak kültür içinde çıkan ihtiyaçlarını giderir ise varoluşsal ihtiyaç ve krizlerinin üstesinden gelebilmektedir. Fromm’a göre insanın beş adet varoluşsal ihtiyacı vardır bu ihtiyaçlar ilişki, köklülük, aşkınlık, kimlik duygusu ve bir algı dayanağı oluşturma ihtiyacıdır5,8.

İlişki: İlişki ihtiyacı insanın ilk ihtiyacıdır. Fromm bu ihtiyacı insanın diğer insanlarla bağlantı kurması ve anlamlı ilişkiler kurması olarak tanımlamaktadır. İlişkisizlik insanın psikolojisi üzerinde önemli bir etkisi olan temel bir sorundur10.

Aşkınlık: İnsanın kendinden daha büyük olan şeylere bağlanma arzusunu anlatan bu ihtiyacın içinde bir amaç duygusu yeralmaktadır. Üretken olma ihtiyacı sebebiyle sanat, din veya doğa gibi şeylere odaklanarak dünya ile bağlantı kurma isteğinin karşılanması durumu olarak tanımlanabilmektedir.

Köklülük: İnsanın ait olma isteğini temsil eden bu ihtiyaç insanlara bağlantı kurma ve güvende hissetme konusunda yardımcı olmaktadır. Evrenin içinde güvende olduğunu bilmek insanlar için oldukça önemlidir. Bunun için var olan bağları koruma içgüdüsü ile hareket edilmektedir(BOERE).

Kimlik: İnsanların benlik duygusu geliştirme ihtiyacı olarak tanımlanan bu ihtiyaç olgun düzeyde özgüven (Öz Güven Testi) inşaa etmeye yaramaktadır. Fakat Fromm’a göre bu ihtiyacın kötü yanları da bulunmaktadır. Örneğin pazarlama yönelimli kişilikte olan insanlar kendilerini mülkleri aracılığıyla tanımlayabilmekte veya toplumsal baskılardan etkilenebilmektedir10.

Bir Algı Dayanağı Oluşturmak: Anlamlandırma kişinin temel varoluşsal ihtiyaçları arasında gelmektedir. Kişi var olduğu dünyada tutarlı ve mantıklı bir anlam arayışında olmaktadır. İnsan dünyayı ve dünya içindeki yerini anlamaya ihtiyaç duymaktadır. Mitler, felsefe ve bilim gibi alanlar insanlara bir yapı ve bütünlük sağlamaktadır1.

Erich Fromm - Özgürlükten Kaçış

Erich Fromm kitapları ve teorileri arasında en çok bilinenlerden biri Özgürlükten Kaçıştır. Fromm insan doğasını anlatırken özgür olma dürtüsünün insanda çok yüksek olduğunu savunmaktadır.

Özgürlükten kaçış teorisine göre özgürlük insan tarafından istenmemesi gereken bir durumdur çünkü insan özgürlüğü tamamen tanımamaktadır. Bu sebeple özgür olma dürtüsü zihinsel süreçlerde yalnızlaşmaya ve toplumdan kopmaya sebep olabilmektedir. Fromm’un tanımıyla özgürlük insanın içsel yolculuğunda kendini tanıyıp, kalabalık içinde o haliyle kaçmadan yaşayabilmesidir. İnsan bunu denedikçe yalnızlaşmaya başlamakta ve bir otoriteye boyun eğme ihtiyacı hissetmektedir6,7.

Fromm’a göre özgürlüğün sonuçları ile karşılaşmaktan çekinen insanlar, özgürleşmekten kaçış yollarına başvurmaktadır. Bu yollar, otoriterlik, yıkıcılık ve robot insandır.

Otoriterlik: Bu kaçış yolunda insan ya başkasının himayesinde olmaya ya da başkalarını kendi himayesinde toplama eğiliminde olmaktadır.

Yıkıcılık: Kişi özgürlükten kaçmak için kendi benliği yerine toplumsal yaşamdaki diğerlerine zarar verme ve yok etme eğilimi içindedirler. Görmeme, yok etme ve reddetme gibi zarar verici davranışlar yıkıcılığa örnek olarak gösterilebilmektedir.

Robot İnsan: İnsan girişimci, rekabet duygusu olan, sanat, moda, felsefe gibi düşünce tarzlarının ortaya çıkmasını sağlayan bir toplumda ilerlemektedir. Modern toplumun yarattığı insan modelinin kontrol edilebilirliğini insana fark ettirmeden yapmanın en basit yolu ise aynı giyen, yiyen içen ve tüketen insan grupları yaratmaktır. Kısaca insan kendi olmaktan çıkar ve toplumun kendine sunduğu kişiliğe bürünür.

Kaynakça

  1. Boeree, C.G.,(1997). Personality Theories Erich Fromm, Shippensburg University Psychology Department.
  2. Cheliotis, L. (2011). For a Freudo-Marxist Critique of Social Domination: Rediscovering Erich Fromm Through the Mirror of Pierre Bourdieu, Journal of Classical Sociology.
  3. Fromm, E. (1993). Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları. (Çev. Aydın Arıtan) 4bs, İstanbul: Arıtan Yayınevi.
  4. Fromm, E.(1993) Erdem ve Mutluluk. 1. Baskı Türkiye İş Bankası Yayınları.
  5. Fromm, E.(1990). Sağlıklı Toplum (Y. Salman & Z. Tanrısever, Çev.). İstanbul: Payel Yayınevi. (1955).
  6. Fromm, E. (1996). Özgürlükten kaçış(Çev. Şemsa Yeğin). İstanbul: Payel Yayınevi.
  7. İpek, B.(2019). Erich Fromm’un Sahip Olmak, Olmak ve Özgürlük İlkeleri Çerçevesinde İnsan Doğasını Açıklamak, Sosyal Bilimler Dergisi, 40, 648-662.
  8. Köktür, İ.S.(2022). Erich Fromm Düşüncesinde Değerler ve Eğitim. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
  9. Landis, B. and Tauber, E.S., (1971), In the Name of Life. Essays in Honor of Erich Fromm , New York (Holt, Rinehart and Winston), pp.x-xiv.
  10. MSEd, Cherry, K. (2011, June 13). Who Was Psychologist and Philosopher Erich Fromm? Verywell Mind. https://www.verywellmind.com/erich-fromm-1900-1980-2795506
  11. Özyurt, C. (1998). Erich Fromm’un İnsan ve Toplum Anlayışı. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kırıkkale.
  12. Türker, R.N.(2018). Erich Fromm’da Karakter Tipleri ve Din, Balıkesir İlahiyat Dergisi, 4(2),81-104.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.
-->