Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınHastalık Hastalığı (Hipokondriyazis) Nedir?
Hastalık hastalığı olarak da bilinen hipokondriyazis, bir kişinin ciddi bir medikal hastalığa sahip olduğuna dair sürekli, aşırı ve yersiz endişe duyduğu bir ruhsal durumdur. Kişi, hasta olduğuna dair kanıt bulunamamasına rağmen hasta olduğuna inanmaya devam eder ve hasta olmadığına dair kanıtları reddeder1. Hastalık Kaygısı Bozukluğu olarak da bilinen hipokondriyazis yaşayan kişiler bedenlerine dair yoğun bir hassasiyet yaşarlar.
Sürekli hasta olduğunu hissetme hastalığı olarak da özetleyebileceğimiz hipokondri, bireyin tekrarlı düşüncelerle yoğun bir kaygı yaşamasına neden olur. Kişi, bir hastalığı olduğuna emindir ve hiçbir doktorun bu hastalığı ve hastalığın çözümünü bulamadığına inanır.
Fizyolojik bir sebep olmaksızın hasta olduğuna inanan ve sıklıkla doktora görünen insanlara çoğumuz rastlamışızdır. Bazı hastalıklar gerçekten de kolayca fark edilmeyebilir ve birden fazla doktor tarafından muayene edilmek gerekebilir. Öte yandan, gerekli olmadığı halde muayene sıklığını artıran ve doktorların bulgularına güvenmeyi reddeden hastalar da vardır.
Hastalardaki bu güvensizlik kimi zaman doktorların “hastalık hastası” kişileri psikiyatri kliniğine yönlendirmesiyle daha da artabilir. Bu yazımızda hastalık hastalığının belirtilerini, altında yatan sebepleri, hipokondriyazisin ne kadar sürdüğünü ve nasıl geçtiğini ele alıyoruz.
Hastalık Hastalığı Belirtileri
Hastalık hastalığı, dışarıdan fark edilebilecek birden fazla belirti ile ortaya çıkar. Hipokondriyazis belirtilerini fiziksel ve bilişsel olarak ikiye ayırmak mümkündür2, 3.
Hastalık Hastalığının Fiziksel Belirtileri:
- Sıklıkla doktora görünmek
- Gidilen doktoru ve hastaneyi sık sık değiştirmek
- Gerekmediği halde hastanede birçok tetkik ve test yaptırmak
- Sağlık durumu ve olası hastalıklar ile ilgili sürekli araştırma yapmak
- Bedeni, kalp atışlarını veya tansiyonu sürekli takip etmek
- Sahip olduğuna inanılan hastalığı sosyal çevredekilere de onaylatmaya çalışmak
Hastalık Hastalığının Bilişsel Belirtileri:
- Hasta olmaktan çok korkmak
- Hastalığa yakalanma endişesi ile yoğun bir stres yaşamak
- Fiziksel belirtileri olduğundan daha ciddi algılamak
- Herhangi bir hastalık belirtisi için düzenli olarak kendini kontrol etmek
- Hastalıkları ve belirtileri tekrarlı bir şekilde sürekli düşünmek
- Tekrarlayan bir şekilde hastalıkları ve belirtilerini araştırmak
- Bir hastalığı araştırdıktan sonra o hastalığa sahip olduğuna inanmak
Bir hastalığı araştırmanın kişinin o hastalığa sahip olunduğuna dair inancına sebep olmasına en çarpıcı örneklerden biri tıp 3. sınıf sendromudur. Sıklıkla hastalıklar ve belirtilerini öğrenen 3. sınıf tıp öğrencileri, bir nevi mesleki deformasyonları sonucu, basit belirtilerinin kötü hastalıkların habercisi olduğuna dair yoğun endişe duydukları bilinir. Ancak öğrenim hayatlarında ilerledikçe bu sendrom çoğunlukla geçmektedir.
Sürekli hasta olduğunu hisseden bireyler, doktorlar tarafından muayene edildikten sonra elde edilen sonuçlara inanmama veya itiraz etme eğiliminde olurlar. Bu durumda doktorların işlerinde iyi olmadığı, test sonuçlarda bir yanlışlık olduğu, hastalık bulunana kadar bir başka doktora daha gidilmesi gerektiğini düşünebilirler.
Peki gerçekliğin çarpıtıldığı ve sağlık konusunda yalnızca olumsuz senaryoların ihtimal dahilinde olduğu bu düşünceler zincirinin ilk halkası nedir? Hastalık hastalığına sahip bireyler neden bu düşüncelere kapılırlar? Hipokondriyazis neden olur?
Hastalık Hastalığının Nedenleri
Hastalık hastalığının altında yatan birden fazla sebep ve nedenini açıklamaya yönelik birden fazla görüş vardır. Bu nedenlerin başlıcaları aşağıdakilerdir:
- Bedene Yönelik Aşırı Hassasiyet
- Stresle Baş Edememe
- Fark Edilme ve İlgi Görme İsteği
- Çocukluk Çağı Deneyimleri
Bedene Yönelik Aşırı Hassasiyet
Hastalık hastaları bedenlerine yönelik aşırı hassasiyet veya bedensel belirtilere tahammülsüzlük yaşarlar. Fiziksel semptomlara karşı aşırı duyarlı olan bu kişiler, hafif bir belirtiyi bile olduğundan daha ciddi olarak algılayabilirler.
Örneğin normal bir kalp çarpıntısının çok şiddetli olduğunu ve bunun bir kalp rahatsızlığının habercisi olabileceğini düşünürler4. Vücut ısılarındaki ufacık değişimlerin yüksek ateş belirtisi olduğundan endişe edebilirler. Belirtinin olduğundan daha ciddi olduğu algısı, bu belirtiler her yaşandığında aşırı endişe ve kaygı olarak hastanın psikolojisini etkiler.
Stresle Baş Edememe
Bir başka görüşe göre, bireyler yaşadıkları aşırı stresli olay ve dönemlerin sonucunda buna bağlı olarak hastalanma kaygısı da duymaya başlarlar. Yoğun stres ve aşırı çalışmak gerçekten de bedeni ve bağışıklık sistemini zayıf düşürebilir. Böyle bir dönemde hastalanan kişi izin alarak normalde olmayacak bir dinlenme fırsatı bulur ve hastalanmanın pozitif bir durum olduğu “öğrenilir”.
Zaman içerisinde hasta olmak karşılaşılan ciddi sorunlardan kaçmanın bir yöntemi olarak da görülebilir. Bu durum kişinin istemsiz olarak da olsa hastalık hastalığı geliştirmesine ve kişinin odak noktasını bedenine çekerek mevcut problemlerle yüzleşmeyi geciktirmesine neden olur.
Fark Edilme ve İlgi Görme İsteği
Yukarıdaki sebeplerle ilişkili olarak hastalık hastalığı psikolojik sebeplerle de açıklanabilir. Örneğin hastalık hastalığına sahip kişiler, bir hastalığa sahip olma düşüncesi ve kaygısı sayesinde ikincil kazanç elde ederler.
Buradaki ikincil kazanç, hastaların sosyal çevreleri tarafından fark edilerek ilgi görmeleri ile ilişkilidir6. Sağlık sorunları sosyal hayatta önemsendiği ve sağlık sorunu yaşayan bir kişiye yönelik ilgi ve alaka arttığı için birey, bilinçli bir şekilde veya farkında olmayarak ilgi odağı haline gelir.
Olumsuz Çocukluk Deneyimleri
Hastalık hastalığının altında yatan diğer sebepler ise çocukluk çağındaki olumsuz deneyimler olarak görülür. Örneğin çocukken bireyin yaşadığı veya yakın çevrede şahit olunan ciddi bir hastalık, hasta olmaya yönelik kaygı ve korkunun sebebi olabilir7.
Bununla ilişkili olacak şekilde, bireyin yakın çevresinde bir hastalık sebebi ile kaybettiği bir kişinin varlığı da tetikleyici bir etken olarak karşımıza çıkar. Ayrıca aile içerisinde hastalık hastalığına sahip birinin varlığı da bireyi etkileyerek benzer semptomlar göstermesine sebep olabilir.
Bütün bu açıklamalar, hastalık hastalığının psikolojik bir altyapısı olduğunu gösterir. Hem hastalığın ortaya çıkma sebepleri hem de hastalığı sürdürme motivasyonu psikolojik olarak da ele alınabilir. Nitekim farklı alanlardaki doktorlarla görüşen ve farklı branşlarda uzmanlar tarafından muayene edilen hastaların son durağı çoğunlukla psikiyatrist veya psikologlar olur.
Bunun sebebi, hastalık hastalığına sahip bireylerde fizyolojik olarak bir hastalık görülmemesidir. Bununla birlikte, hastalık hastalığının kaygıya yatkın olan genetik bir altyapı haricinde genetik bir kökeninin sahip olup olmadığı da henüz merak konusudur.
Hastalık Hastalığı Nasıl Geçer?
Kişinin hastalık hastalığından kurtulması için işlevselliğini geri kazanması ve yaşadığı aşırı endişe ve kaygılarının son bulması için oldukça önemlidir. Hastalık hastalığı nasıl geçer sürecinin kritik bir parçası psikoeğitimle farkındalık kazanılmasıdır.
Psikoeğitim
Hastalık hastaları, yaşadıkları sürecin sebeplerini ve sonuçlarını öğrenerek bilişsel anlamda gerçekliği daha iyi değerlendirmeye başlarlar8. Ancak hipokondriazis yaşayan kişiler geçmişlerindeki uzun ve çok sayıda doktor ziyaretleri sonucunda sağlık personellerine güvenini kaybedebildikleri için direnç göstermeleri de olasıdır.
Psikoterapi
Bu direncin üzerinde özellikle psikoterapi sürecinde zamana yayılmış bir şekilde çalışılmalı ve danışanla direkt bir yüzleşme ile gerçekte hastalığı olmadığını söylemekten kaçınılmalıdır. Aksi durumda danışanın güvensizliği ortaya çıkabilir. Danışanın bu sonuca kendisi varması için onu destekleyerek kalıcı bir değişim yaratılabilir. Bu amaca uygun olarak Bilişsel Davranışçı Terapi hastalık kaygısı için ilk müdahale seçeneklerinden biri olarak öne çıkmaktadır.
Psikoterapi birden fazla amaçla uygulanabilir. Hastalık hastalığının temelinde bir çocukluk travması yatıyor ise psikoterapi sayesinde bu travmaların üzerinde durulur ve büyük bir adım atılır9. Aynı zamanda, hastalık hastalığı bir kaygı bozukluğu ile eş zamanlı bir şekilde ilerliyor olabilir10. Bu durumda psikiyatrist hekimin uygun göreceği ilaçlarla kaygı seviyesi azaltılabilir.
İlaç Tedavisi
Psikiyatri hekimleri hastalık hastasının duygudurumunu düzenlemek için ilaç reçete edilebilir. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri olan SSRI ilaçlar, hastalık kaygısı bozukluğunun tedavisine yardımcı olabilecek bir ilaç türü olarak reçete edilebilir. SSRI antidepresanlar beyindeki serotonin seviyelerini etkileyerek çalışırlar. Bu ilaçlar örnek olarak Zoloft (sertralin), Paxil (paroksetin) ve Prozac (fluoksetin) verilebileceği aktarılmıştır11.
Kaynakça
- Warwick, H. M. ve Salkovskis, P. M. (1990). Hypochondriasis. Behaviour Research and Therapy, 28(2), 105-117.
- Hitchcock, P. B. ve Mathews, A. (1992). Interpretation of bodily symptoms in hypochondriasis. Behaviour Research and Therapy, 30(3), 223-234.
- Salkovskis, P. M. ve Warwick, H. M. (1986). Morbid preoccupations, health anxiety and reassurance: A cognitive-behavioural approach to hypochondriasis. Behaviour research and therapy, 24(5), 597-602.
- Bouman, T. K. (2007). Hypochondriasis. In Obsessive-Compulsive Disorder. Elsevier Science Ltd., 196-211.
- Bouman, T. K. ve Meijer, K. J. (1999). A preliminary study of worry and metacognitions in hypochondriasis. Clinical Psychology & Psychotherapy: An International Journal of Theory & Practice, 6(2), 96-101.
- Ferguson, E. (1998). Hypochondriacal concerns, symptom reporting and secondary gain mechanisms. British Journal of Medical Psychology, 71(3), 281-295.
- Barsky, A. J., Wool, C., Barnett, M. C. ve Cleary, P. D. (1994). Histories of childhood trauma in adult hypochondriacal patients. The American journal of psychiatry.
- Thomson, A., ve Page, L. (2007). Psychotherapies for hypochondriasis. Cochrane Database of Systematic Reviews, (4).
- Noyes Jr, R., Stuart, S., Langbehn, D. R., Happel, R. L., Longley, S. L. ve Yagla, S. J. (2002). Childhood antecedents of hypochondriasis. Psychosomatics, 43(4), 282-289.
- Noyes Jr, R. (1999). The relationship of hypochondriasis to anxiety disorders. General Hospital Psychiatry, 21(1), 8-17. https://www.verywellmind.com/hypochondriasis-2671689