Kendi Kendini Sabote Etmek ve Başarı Korkusu

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

İnsanlığın kadim tarihinden beri süregelen, bedenimize kodlanan ve kodlanması acayip olmayan birçok ortak korkumuz olduğunu biliyoruz. Tıpkı sürüngenlerden korkmak, yırtıcı hayvanlardan korkmak, ateşten veya karanlıktan korkmak gibi. Bu ortak korkularımız üzerine konuşmaktan çekinmediğimiz, farkındalığımızın yüksek olduğu korkularımızdan birkaçıdır çünkü gözle görülebilirdir.

Bedenimizde neden olduğunu anladığımız tepkilere sebep olabilir. Hiç kimse bir yılan gördüğünde neden kalp atış hızının arttığını, kaslarının gerginleştiğini veya ter bezlerinin hızlıca çalışmaya başladığını sorgulamaz. Çünkü sebep gözle görülürdür. Yılan vardır ve oradadır. Ya insan gözle göremediği durumlardan korkar ve gözle görülür bedensel tepkiler verirse? Neyden korktuğunu bilemez ve bedeninin tepkisini anlayamazsa?

Başarı Korkusu Nedir?

Korku; bir tehdit, tehlike veya belirsizlik karşısında hissedilen doğal bir duygudur. İnsanlarda ve hayvanlarda hayatta kalmayı sağlamak için evrimleşmiş olan bu duygu, tehlikeli durumlardan kaçınma veya onlarla başa çıkma mekanizması olarak işler. Günümüzde insanın korku duyduğu durumlar eskiden olduğu kadar basit ve gözle görülebilir olmaktan çıkmıştır.

Gelişen sosyal ilişkiler, insanın iletişim süreçlerinin evrimleşmesi gibi birçok nedenle artık gözle görülmeyen korku canavarlarıyla savaşırız. Bu canavarlardan en yaygın olanları; yalnızlık korkusu, başarısızlık korkusu, terk edilme korkusu, ölüm korkusu, veya bir kayıp korkusu olabilir. Her şey kulağa hala çok normal ve anlaşılabilir geliyor değil mi? Dikkat çekmek istediğim önemli bir nokta var: Peki ya başarıdan da korkuyorsak?

Bunu ilk duyduğunuzda “Kim başarıdan korkuyor olabilir ki?” diye düşünmüş olabilirsiniz. Farkında olmadan veya farkında olarak başarılı olacağımız durumlardan korkup kendimizi başarısızlığa itiyoruz. Bunu neden yaptığımıza dair en büyük kanıtımız düşük benlik algısıdır. Düşük benlik algısı, kişinin kendisi hakkında olumsuz düşüncelere sahip olması, kendi değerini küçük görmesi ve yeteneklerine ya da başarılarına güvenmemesi durumudur.

Bu kişiler sık sık “Ben yeterince iyi değilim.” veya “Bunu yapamam.” gibi düşüncelerle kendilerini eleştirirler. Düşük benlik algısına sahip olanlar, başkalarının onlardan daha yetenekli ya da başarılı olduğunu düşünebilir ve başarılarını küçümseyebilir.

Bu durum, öz güven eksikliğine, başarılardan kaçınmaya, fırsatları değerlendirmemeye ve kendini sabote etmeye yol açabilir. Ayrıca, sürekli başkalarından onay bekleme ve hata yapma korkusu da düşük benlik algısının belirtileri arasında yer alır.

Düşük Benlik Algısının Sebepleri Nelerdir?

Düşük benlik algısının ortaya çıkmasında birçok farklı sebep bulunur. Bu sebepler, bireyin erken yaşam deneyimlerinden çevresel etmenlere kadar geniş bir yelpazede değerlendirilir. Özellikle, çocukluk dönemindeki olumsuz deneyimler, bireyin kendilik algısını doğrudan etkileyebilir. Ebeveynlerin aşırı eleştirel veya ilgisiz tutumları, çocukta yeterince değerli olmadığı hissini uyandırabilir. Aynı zamanda, çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar ya da zorlayıcı sosyal ilişkiler, bireyin kendine dair olumsuz düşünceler geliştirmesine yol açabilir. Bu olumsuz düşünceler zamanla kalıcı hale gelerek düşük benlik algısına neden olur1.

Sosyal ve kültürel faktörler de düşük benlik algısında önemli bir rol oynar. Toplumun birey üzerinde yarattığı baskılar, idealize edilen başarı ve mükemmellik kavramları, kişilerin kendilerini yetersiz hissetmelerine sebep olabilir. Özellikle sosyal medya ve diğer dijital platformlar, bireylerin başkalarıyla sürekli karşılaştırma yapmasına ve kendi başarılarını küçümsemesine yol açar 2. Bu tür platformlar, kişilerin mükemmeliyetçi standartlara ulaşamadıklarında kendilerini başarısız ve değersiz hissetmelerine sebep olur. Sosyal çevredeki bu tür baskılar, düşük benlik algısının gelişimini hızlandırabilir.

Biyolojik ve psikolojik faktörler de bu sorunun gelişiminde etkilidir. Genetik yatkınlık, bireylerin benlik algısını etkileyebilir ve düşük benlik algısına eğilim oluşturabilir. Aynı zamanda, depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklar da düşük benlik algısının hem bir nedeni hem de sonucu olabilir3. Düşük benlik algısına sahip bireyler, daha fazla kaygı ve stres yaşar, bu da kendi değerlerini sürekli sorgulamalarına ve özgüven eksikliği yaşamalarına yol açar. Bu psikolojik etmenler, bireyin yaşam kalitesini düşüren önemli unsurlardır.

sınav notlarına bakan bir öğrenci görseli

Düşük Benlik Algısını Nasıl Yükseltiriz?

Düşük benlik algısını yükseltmek, sabırlı ve bilinçli bir çaba gerektirir. İlk adım, kendimiz hakkında olumsuz düşünceleri fark etmek ve bu düşünceleri daha pozitif ve gerçekçi olanlarla değiştirmektir. Örneğin, "Yeterince iyi değilim" gibi olumsuz düşünceleri, "Ben elimden gelenin en iyisini yapıyorum ve gelişmeye devam ediyorum" şeklinde pozitif bir bakış açısına dönüştürebiliriz. Bu tür olumlu iç konuşmalar zamanla benlik algımızı güçlendirebilir.

Bir diğer önemli adım, başarıları fark etmektir. Genellikle, düşük benlik algısına sahip insanlar kendi başarılarını küçümser ya da görmezden gelirler. Kendimize küçük de olsa her başarıyı kutlamayı ve takdir etmeyi öğretmek, kendimize olan güvenimizi artırır. Günlük olarak neler başardığımıza odaklanmak ve bunları yazmak, gelişimimizi görmemize yardımcı olabilir. Bu, zamanla benlik algımızı daha olumlu hale getirir.

Kendimize iyi davranmak ve kendimizi sevmek önemlidir. Fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlığımıza özen göstermek, kendimize değer verdiğimizi gösterir. Kendimize karşı anlayışlı olmak, hata yaptığımızda kendimizi affetmek ve kendi ihtiyaçlarımızı fark edip karşılamak, benlik algısını güçlendirir. Bu tür öz şefkat, düşük benlik algısını aşmanın ve kendimizi daha değerli hissetmenin güçlü bir yoludur. Bu yolculukta profesyonel bir destek almak işleri oldukça kolaylaştırır. Hiwell’de yetkin uzmanlardan online terapi alabilirsiniz.

Kendi Kendini Sabote Etmek

Aslında, yukarıda değindiğimiz bütün alt başlıkların kendini gösterdiği çıkış noktası kendi kendini sabote etmektir. Sabotaj, genellikle gizli bir şekilde bir şeyi yok etme veya olmasını engelleme (baltalama) eylemidir. Kendini sabote etme ise bir işi tamamlamak için gerekli beceri ve kapasiteye sahip olmasına rağmen kişinin işi yapmaya yönelik şüphe yaşaması ve bu şüpheyi haklı göstererek işi tamamlamamak yıkıcı davranışını ifade etmek için kullanılır4.

İnsanların çoğu kendilerini farklı alanlarda sabote edebilir. Örneğin bir çalışan düşünelim, projede öne çıkma fırsatı bulacak ancak "Hata yaparsam herkes görür." düşüncesiyle projeye fazla dahil olmaktan kaçınıyor. Sonuç olarak, yeterince katkı sağlamadığı için terfi şansını kaybediyor. Bu çalışan başarısız olma korkusuyla kendini geri planda tutarak, farkında olmadan kendini sabote etmiştir.

Kendini sabote etmek aslında kendini gerçekleştiren kehanet diye tanımladığımız durum olabilir. Çünkü kendini gerçekleştiren kehanet aslında kişisel inançların davranışı değiştirme gücü olarak tanımlanır. Eğer kendimize dair inancımız başarısız olacağımız veya üstesinden gelemeyeceğimiz yönünde ise bu davranışlarımıza yansıyabilir ve gerçekten başarısız olabiliriz.

İki farklı kendini sabote etme durumu vardır. Bilinçli olarak ve bilinçsizce kendini sabote etmek olarak ayrılabilir.

1. Kendini Bilinçli Olarak Sabote Etmek

Kendini bilinçli olarak sabote etmek, kişinin bilerek ve isteyerek kendi başarısının önüne engeller koymasıdır. Bu durum genellikle bireyin başarıya dair korkularından, sorumluluklardan kaçınma arzusundan veya kendi yeterliliğine olan güvensizlikten kaynaklanır. Birey, başarının getireceği beklentilerden ve sorumluluklardan rahatsız olduğu için bu yolda ilerlememeyi tercih eder. Bu sabote etme durumu, bireyin bilinçli bir şekilde kendisini geri plana çekmesi ve fırsatları kaçırmasına neden olabilir.

Örneğin, bir iş yerinde terfi alabileceğini bilen bir çalışan, terfi sürecinde bilerek sorumluluk almayı reddeder ya da projelerde daha az performans sergiler. Bunun nedeni, terfi sonrası artacak beklentilerden ve iş yükünden kaçınma isteğidir. Bu kişi, “Başarılı olsam daha fazla çalışmam gerekecek, buna hazır değilim.” gibi düşüncelerle hareket eder ve bilinçli bir şekilde başarı yolunda adım atmaz.

Bu durum bilinçsiz sabotaja göre daha az tehlikeli olabilir. Çünkü kişi sorunu net bir şekilde görebilir. Örneğimizden yola çıkarsak kişi gerçekten daha fazla iş yükü istemediği için başarısız olmaya çalışıyorsa bu bir tercihtir. Kişinin tercihleri değiştiğinde sabote etme davranışı da kendiliğinden değişecektir.

2. Kendini Bilinçsiz Olarak Sabote Etmek

Kendini bilinçsiz olarak sabote etmek, kişinin farkında olmadan kendi başarı yolunu tıkayan davranışlarda bulunmasıdır. Bu durum genellikle kişinin bilinçaltında taşıdığı korkular, yetersizlik duyguları veya başarının getireceği sorumluluklardan kaçınma isteğiyle ilgilidir. Bu kişiler, başarıya yaklaştıklarında fark etmeden hatalar yapar veya fırsatları kaçırır, çünkü bilinçaltlarında başarısızlıktan korkarlar ya da başarıyı hak etmediklerini düşünürler.

Örneğin, bir öğrenci çok önemli bir sınav öncesinde her şeyi doğru yapabilecekken türlü bahanelerle çalışmayı sürekli erteler ve sınav günü yeterince hazırlıklı olmadığı için düşük bir not alır. Aslında, başarıya ulaşma kapasitesine sahip olmasına rağmen bilinçsizce kendini geri çeker.

Bilinçsiz sabotaj çözümünün uzun bir yolculuktan geçtiği daha zorlayıcı bir süreç olabilir. Çünkü farkındalık hayattaki en büyük gücümüzdür. Eğer ortada fark ettiğimiz bir problem varsa bunu çözmek ya da çözmemek bizim tercihimizdir. Fakat ortada zaten farkında olmadığımız bir problem varsa problem aslında bizim için mantıklı bir zeminde yoktur da. Sürekli kötüye giden ve nedenini asla bulamadığımız bir başarısızlık söz konusudur. Kendimizi sabote etmemizin asıl sebebi olan yetersizlik, değersizlik inancımız bulamadığımız nedenlerden ötürü iyiden iyiye benliğimize doğrulur. Yetersiz hissettikçe kaçar, kaçtıkça yetersiz hissederiz. Bu çıkması çok zor bir kısır döngüdür.

kendini sabote etmek vinç süren adam ve buzdan bir kişi görseli

Kendimizi Sabote Ettiğimizi Nasıl Anlarız?

Kendimizi sabote ettiğimizi anlamak için davranışlarımızı ve düşünce kalıplarımızı dikkatlice gözlemlememiz gerekir. Aşağıdaki işaretler, kendini sabote etme eğiliminde olduğumuzu gösterebilir:

Prokrastinasyon (Erteleme): Önemli görevleri sürekli erteliyorsak ya da bir işi son dakikaya bırakıyorsak bu durum bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde başarıdan kaçma isteğimizin bir göstergesi olabilir.

Mükemmeliyetçilik: Kendimizden aşırı yüksek beklentilerimiz varsa ve sürekli mükemmel sonuçlar elde etme baskısıyla kendimizi yıpratıyorsak hatalardan kaçınma korkusuyla başarıya adım atmaktan kaçınıyor olabiliriz.

Öz Eleştiri ve Kendine Güven Eksikliği: "Yeterince iyi değilim." "Bunu yapamam." gibi düşünceler sık sık aklımıza geliyorsa ve bu düşünceler bizi harekete geçmekten alıkoyuyorsa kendimizi sabote ediyor olabiliriz.

Fırsatları Reddetmek: Yeni bir görev, terfi ya da proje gibi fırsatlar karşımıza çıktığında kendimizi yetersiz hissettiğimiz için bu fırsatları geri çeviriyorsak aslında bilinçsizce kendimizi geri çekiyoruz demektir.

Bu işaretler fark edildiğinde, kişinin kendine dürüst olması ve bu düşüncelerin kaynağını sorgulaması, sabote edici davranışları fark etmesine yardımcı olabilir.

Başarı Korkusunu Nasıl Yeneriz?

Başarı korkusu, kendini sabote etme düşüncesinin sebepleri ile ilgilidir. Bu korkunun üstesinden gelirken kendimizi sabote ettiğimiz alanları belirlemeli ve başa çıkma mekanizmaları oluşturmalıyız.

Başarı korkusunu yenmek, öncelikle bu korkunun nedenlerini anlamakla başlar. Çoğu zaman bu korku, mükemmeliyetçilikten veya çevremizdeki insanların beklentilerinden kaynaklanır. İlk adım, herkesin hata yapabileceğini ve hataların aslında öğrenme fırsatları sunduğunu kabul etmektir. Hata yapmaktan korkmak yerine, hataların sizi daha güçlü ve deneyimli kıldığını görmek, bu korkuyu yenmenin önemli bir yoludur.

Başarı korkusu aynı zamanda kendimizi sabote etmemize neden olabilir. Örneğin, büyük bir proje öncesinde kaygılanıp görevleri erteleriz. Bu yüzden, korkularımızı fark ettiğimizde küçük adımlarla harekete geçmek önemlidir. Büyük hedeflere ulaşmak için önce ufak adımlar atmak, hem başarıya daha kolay ulaşmamızı sağlar hem de özgüvenimizi artırır. Böylece, kendimizi bilinçli ya da bilinçsiz şekilde sabote etme eğilimimiz de azalır.

Olumsuz iç sesimizi değiştirmek başarı korkusunu yenmede etkilidir. Kendi kendimize "Yapamam." veya "Başarısız olurum." demek yerine, daha pozitif bir yaklaşımla "Denemek bana bir şey kaybettirmez." ya da "Bu bir öğrenme deneyimi." gibi düşünceler geliştirebiliriz. Kendimize karşı daha anlayışlı ve destekleyici olduğumuzda, kendini sabote etme davranışından kurtulabilir, başarı korkusunu yenebilir ve başarıya daha rahat adım atabiliriz.

Kaynakça

  1. Miller, A. (2020). The role of early attachment experiences in adult self-esteem. Journal of Developmental Psychology, 45(3), 205–219. https://doi.org/10.1037/dev0000800
  2. Chou, H. T. G., & Edge, N. (2012). "They are happier and having better lives than I am": The impact of using Facebook on perceptions of others' lives. Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking, 15(2), 117–121. https://doi.org/10.1089/cyber.2011.0324
  3. Orth, U., & Robins, R. W. (2013). Understanding the link between low self-esteem and depression. Current Directions in Psychological Science, 22(6), 455–460. https://doi.org/10.1177/0963721413492763
  4. Yüncü, G. (2022, August 9). Kendini sabote etmek. Hiwell. https://www.hiwellapp.com/blog/kendini-sabote-etmek
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.