Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınKendine Zarar Verme Davranışı Nedir?
Kendine zarar verme davranışı aynı zamanda kasıtlı kendine zarar verme ve kendini yaralama olarak da bilinmektedir. Kişinin intihar düşüncesi bulunmadan kasıtlı şekilde bedenine hasar vermesi ve değiştirmesi davranışına kendine zarar verme davranışı denmektedir(6).
Kendine zarar verme davranışı, kişinin duygusal sıkıntılarla başa çıkmak için kullandığı bir yöntem olarak, hafif ve fark edilmesi zor şekillerden (örneğin, cildini kaşımak, saç yolmak, yaraların iyileşme sürecine müdahale etmek) daha belirgin ve zarar verici yöntemlere (örneğin, kesme, yakma, vurma, ısırma ya da morartma) kadar farklı formlarda ortaya çıkabilir. Bu davranışlar arasında kesme, vurma, kaşıma, yaraların iyileşmesini geciktirme, ısırma ve kendini yakma en yaygın görülen yöntemler arasında yer alır(7).
Favazza ve Conterio 1989 yılında kendine zarar verme davranışının tanımını davranışsal bir bakış açısıyla değil duygusal bir bakış açısıyla yapmış ve kendine zarar verme davranışını, kişinin durumuna katlanamaması, başa çıkamaması halinde oluşan tahammülsüzlüğün yarattığı baskıya karşın, kendi kendine yardım etme ve rahatlama durumu olarak tanımlamışlardır(3).
Yani kendine zarar verme davranışı kişinin baş edemediği ve kaldıramadığı durumlar ile sağlıksız bir şekilde baş etme stratejisidir. Alkolü kötüye kullanma, aşırı yeme gibi davranışlar kasıtlı olmadığından kendine zarar verme davranışı sayılmamaktadır. Kişi aşırı yerken veya alkol alırken amaç bedene zarar vermek değildir bu sebeple kendine zarar verme davranışı olarak görülmezler.
Kendine zarar verme davranışı bile isteye kasıtlı şekilde vücudunda doku bozulmalarına sebep olmaktır. Piercingler ve dövmeler sosyal olarak onaylanmış davranışlar olduğundan kendine zarar verme davranışı sayılmamaktadırlar. Kısaca sosyal olarak onaylanmış davranışlar ve kasıtsız bedene zarar davranışları kendine zarar verme davranışı tanımına girmemektedir.
Kendine zarar verme davranışı DSM-III-R ile birlikte borderline kişilik bozukluğu, çoklu kişilik bozukluğu, seksüel mazoşizm ve yapay bozukluk gibi beş farklı bozukluğun tanı kriteri olarak görülmektedir(2).
Kendine zarar verme davranışı ile intihar arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Bu iki durumun ayrımında en belirleyici unsur, bireyin niyetidir. Kendine zarar verme davranışı sergileyen kişiler genellikle kötü duygulardan arınarak yaşamlarına devam etmeyi amaçlarken, intihar girişiminde bulunan kişilerin amacı yaşamlarına son vermektir. Bu iki olgu birbiriyle bağlantılı olabilse de farklı psikolojik süreçlere işaret eder ve aynı anda görülebilir (Daha fazla bilgi için yazımıza göz atın: İntihar Tabusu).
Favazza'nın Kendine Zarar Verme Davranışı İçin Belirlediği Ölçütler
Favazza 1992 yılında kendine zarar verme davranışını tanımlamakta kullanılan dört ölçüt oluşturmuştur bunlar:(5,1)
- Kendini kesme veya yakma gibi davranışların sürekli olarak varlık göstermesi,
- Kendine zarar vermeden önce yoğun bir gerilim duygusunun hissedilmesi,
- Fiziksel acı ile birlikte rahatlama, zevk ya da hoşa gitme duygularının yaşanması,
- Utanma hissi ve sosyal damgalanma korkusu nedeniyle kendine zarar verme izlerinin gizlenmeye çalışılması.
Kendine Zarar Verme Davranışları
Tekrarlayan kendine zarar verme dürtü ve davranışlarında en sık görülen eylemler şu şekilde sıralanmaktadır: %72 oranında kesme, %35 oranında yakma, %30 oranında kendine vurma, %22 oranında yaraların iyileşmesini engelleme, %22 oranında sürekli kaşıma, %8 oranında kemiklere zarar verme ve %8 oranında genital bölgeye zarar verme(5).
İnsanların vücutlarında en sık zarar verdikleri bölgeler ise şu şekilde rapor edilmektedir: %74 oranıyla kollar birinci sırada yer alırken, %44 ile bacaklar, %25 ile karın bölgesi, %23 ile baş bölgesi, %18 ile göğüs ve %8 oranında genital bölge takip etmektedir(5). Bu oranlar, davranışların fiziksel yoğunluğunu anlamak ve gerekli önlemleri belirlemek açısından önem taşımaktadır.
Kendine zarar verme davranışı, borderline kişilik bozukluğu, histrionik kişilik bozukluğu, psikotik bozukluklar, duygu durum bozuklukları ve Tourette sendromu gibi ruhsal bozuklukların yanı sıra mental retardasyon, Addison hastalığı ve bazı organik bozukluklarda sıkça görülmekte ve patolojik bir durum olarak değerlendirilmektedir(11,1). Özellikle borderline kişilik bozukluğu olan bireylerde, diğer tanı gruplarına kıyasla kendine zarar verme davranışının hem riski hem de sıklığının belirgin derecede yüksek olduğu bilinmektedir(9).
Kendine Zarar Verme Davranışının Türleri
Kendine zarar verme davranışı, ilk kez 1938 yılında "dinsel" ve "psikotik" olmak üzere iki kategoride sınıflandırılmıştır(3). Ancak bu davranışla ilgili birden fazla tanımın olması, sınıflandırmayı karmaşık hale getirmiştir. İlk başlarda doğrudan ve dolaylı kendine zarar verme olarak iki gruba ayrılan bu davranış biçimi, zamanla farklı yaklaşımlarla yeniden ele alınmıştır.
Doğrudan kendine zarar verme, kişinin kendini kesme, yakma veya vurma gibi davranışları içerirken; dolaylı zarar verme, sigara içmek, alkol ve madde kullanmak, aşırı yemek yemek ya da bir hastalık olmasına rağmen ilaç kullanmayı reddetmek gibi davranışlarla tanımlanmıştır.
Daha sonraki yıllarda kişinin kendine fiziksel zarar vermesi konusundaki yaklaşımlar çeşitlenmiş ve kendine zarar verme davranışı "kompulsif," "psikotik" ve "tipik" olmak üzere üç alt gruba ayrılmıştır(5).
Genel olarak incelendiğinde, kendine zarar verme davranışı dört ana kategoriye ayrılarak sınıflandırılabilmektedir(10,1):
- Tipik Kendine Zarar Verme Davranışları: Bireyin kendine vurması, dudak ısırması, tırnak yemesi, deriyi çimdiklemesi veya tırnaklaması, kendini ısırması ve saçını yolması gibi yaygın davranışları içerir.
- Psikotik Kendine Zarar Verme: Daha ciddi ve genellikle psikotik bozukluklarla ilişkili olan göz çıkarma veya organ kesme gibi davranışları kapsar.
- Kompulsif Kendine Zarar Verme: Tekrarlayıcı bir şekilde saç yolma, deriyi çimdikleme, tırnak yeme ya da sakal veya kaş yolma gibi davranışlarla karakterizedir.
- Dürtüsel Kendine Zarar Verme: Kişinin kendini kesmesi, yakması veya vurması gibi ani dürtülerle ortaya çıkan davranışlardır.
İnsan Neden Kendine Zarar Verir?
Kendine zarar verme isteğinin nedenleri psikolojik ve biyolojik olarak ikiye ayrılabilmektedir. Psikolojik sebepler arasında travmatik çocukluk deneyimleri, başa çıkmada yetersizlik, duyguları bastırmadaki yetersizlik, kendini cezalandırma ve kendilik kontrollerini sağlamak bulunmaktadır. Biyolojik sebepler arasında ise opiyat sistemi, dopamin sistemi ve serotonin sistemi bulunmaktadır.
Psikolojik Sebepler
- Travmatik çocukluk deneyimleri insanların oldukça yoğun kaygı yaşamasını sağlamaktadır. Bu kaygı ile baş edemeyen kişiler kendilerini keserek kaygının bedensel acı ile yer değiştirmesine ve azaltılmasına sebep olmaktadır.
- Kişi yaşadığı sorunları çözmekte zorluk yaşadığında ve baş etme stratejileri yetersiz kaldığında kendini kesme davranışını gösterebilmektedir.
- Kendine zarar veren ya da sıkıntı yaratan duygularla baş etmekte zorlanan kişiler de sıkıntılı düşünceleri kafalarından uzaklaştırmak için kendini kesme davranışını gösterebilmektedirler.
- Kendini kesmek bazı insanlara kontrol hissini getirmektedir. Hayatında kontrolü kaybettiğini düşünen kişiler kontrolü eline aldığını hissetmek için kendilerini kesmektedirler.
- Bipolar, depresyon, alkol ve maddeyi kötüye kullanma, bazı kişilik bozuklukları ve obsesif kompülsif bozukluk gibi bazı psikiyatrik bozukluklar da kendini kesme davranışlarıyla ilişkilendirilmektedir(8).
- Bazı kendine zarar verme davranışları sonucunda kişi ikincil kazançlar elde etmektedir. Sorumluluktan kaçmak gibi ikincil kazanç isteği ile de kendine zarar davranışının yapıldığı görülmektedir.
- Bazı kişilerin kendine zarar verme davranışlarının sebebi öfkeden kaynaklanmakta ve durdurmakta zorlanılan öfke anlarında kendine zarar verme davranışı gerçekleşmektedir.
Biyolojik Sebepler
Biyolojik nedenler ise opiyat, dopamin ve serotonin sistemleriyle ilgili çalışmaları kapsamaktadır.
- Kişinin kendine zarar verme davranışının opiyat reseptörlerinin uyarılması sonucunda olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Kendine zarar verme davranışına sahip mental retardasyon olgularıyla yapılan bir çalışmada bu kişilere opiyat antagonistleri verilmiştir ve hastaların 2/3'ünde iyileşme görülmüştür. Kendine zarar davranışı ve opiyat sistem düzensizliğinin bağlantısı bulunmaktadır(12).
- Tourette sendromundaki kendine zarar verme davranışının dopaminerjik aktivite düzensizliği ve dopamin reseptörlerinin aşırı duyarlılığıyla ilgili olduğu düşünülmektedir.
- Yapılan biyolojik çalışmalara bakıldığında kendini kesme davranışı serotonin miktarının azalmasıyla açıklanmıştır(1).
- Kendine zarar veren insanların öfkeli, dürtüsel, anksiyöz ve agresif olduğu ve bunun beyindeki serotonin miktarının azalmasına bağlı olduğu düşünülmektedir(9). Düşük serotonin düzeyinin kişide rahatsız hissetmeye yol açtığı ve bunun da kişinin kendini kesmesine hatta intihara yol açabildiği düşünülmektedir(4).
Kendine Zarar Veren İnsanlar Nasıl Anlaşılır?
Kendine zarar veren insanlar genellikle bu durumu gizlemek için çaba harcarlar. Ancak, bazı belirtiler bu davranışın varlığını gösterebilir. Çoğunlukla kendine zarar veren kişilerde aşağıdaki durumlar gözlemlenebilir:
- Kendini eleştirme
- Depresif mod
- Sorunlu ilişkiler
- Kişiliğini sorgulama
- Sık yalnız kalma isteği
- Yüksek kaygı hali
- Stabil olmayan duygular
- Dürtüsel davranışlar
- Kollarda fazlaca kesik veya iz olması
- Yeni kesikler
- Kan lekeleri
- Elde ve ayaklarda çoğalan kesikler
- Kesikleri kapama çabası
- Kesiklerle ilgili tutarsız sebepler sunma
- Azalmayan hatta artan yara izleri
- Umutsuzluk, suçluluk ve değersizlik hisleri
Kendine Zarar Vermenin Üstesinden Nasıl Gelinir?
Bu gibi durumlarda arkadaşlar, aileler ve partnerler de iletişim halinde olmak ve kendine zarar verme davranışını saklamamak kişiye yardımcı olabilmektedir. Sevilen ve güvenilen insanlarla konuşmak kendini kesme dürtüsünü azaltabilmekte ve kişinin farklı baş etme yöntemlerine yönelmesini sağlamaktadır.
Yaşananlar ve duygular kişiye ağır geldiğinde atılan ilk adım kendine zarar verme dürtüsüdür fakat bunun yerine denenebilecek farklı stratejiler bulunmaktadır. Bunlar; günlük tutmak, nefes egzersizleri yapmak, meditasyon yapmak, spor yapmak, doğada zaman geçirmek, okumak ve sevilen kişilerle birlikte olmaktır.
Kişi kendine yardım sürecinde alkol ve uyuşturucudan uzak durmalı, düzgün beslenmeli, uyku düzenine dikkat etmeli, sosyal hayatına devam etmeli, sosyalliğini arttırmalı, hobiler edinmeli, yeni aktivitelere başlamalı ve spor yapmak gibi her gün modunu yükseltecek sağlıklı davranışlarda bulunmalıdır.
Kendine zarar veren kişilerin mutlaka yardım almaları gerekmektedir. Bu kişilerin kendine yardım yöntemlerinden önce bir doktor ve psikolog yardımı almaları gerekmektedir. Kendine zarar verme davranışının köklerini anlamak bu davranışın üstesinden gelmede önemli bir rol oynamaktadır. Davranışın köklerini bulmak kişinin sağlıklı baş etme mekanizmaları geliştirmesine yardımcı olan adımlardan biridir.
Bu davranışın kökünde bir ruhsal bozukluk olup olmadığını bulmak oldukça önemlidir. Davranışın kökleri ancak bir uzmandan yardım alındığında ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple bu alanda uzman bir psikolog ve psikiyatristten yardım almak oldukça önemlidir. Eğer davranışın sebebi bir psikolojik bozukluksa bu durum üzerine yoğunlaşılmalıdır.
Psikoterapi
Psikoterapi kendine zarar verme davranışının değişmesini sağlayabilmektedir. Belirli terapi teknikleri kullanılarak kişinin yaşadığı duygusal stresin ve yoğunluğun kaynağını bulmak ve sağlıksız ve yardımcı olmayan düşünce yöntemlerini ortadan kaldırıp yerlerine sağlıklı düşünce yöntemleri koymak terapinin adımlarından biridir. Psikoterapide kişinin düşünce süreçleri yeniden oluşturulur ve kişinin yararına olacak baş etme stratejileri terapist ve danışanın ortak çabasıyla oluşturulur.
Terapinin amacı kişinin strese olan toleransını artırmak, pozitif ve mantıklı düşünme yollarını açmak, kişiyi alışkın olduğu negatif düşünce sürecinden çıkarmak, sağlıklı davranışları arttırmak, kişinin problem çözme becerilerini geliştirmek, geçmişteki travmatik olayların ağırlığını azaltmak ve onların etkilerini ortadan kaldırmaktır. Psikoterapi sürecinde kişiyi kendine zarar verme davranışına iten tetikleyiciler terapist ile birlikte bulunur ve tetikleyicilere verilen tepkiler değiştirilir.
Kendine zarar davranışında her danışanın kendine zarar verme nedeni farklı olmaktadır. Bu sebeple kişinin kendine özgü sorununu bulup buna odaklanarak danışanla bağımlılık, öfke kontrolü, engellenme, stres kontrolü, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve borderline kişilik bozukluğu gibi sorunların varlığı da aranmakta ve terapi süreci kişinin kendine özgü sorununun bulunması ile şekillenmektedir. Hiwell’in uzman kadrosundan size en uygun psikolog ile kendinizi keşfetme sürecine başlayabilirsiniz.
Kaynakça
- Aksoy, A., Ögel, K. (2003). Kendine Zarar Verme Davranışı, Anadolu Psikiyatri Dergisi, 4:266-236.
- Favazza, A. R. (1989). Why patients mutilate themselves. Hosp Community Psychiatry, 40:137-145.
- Favazza, A. R., Conterio, K. (1989). Female habitual self-mutilators. Acta Psychiatr Scand, 79:283-289.
- Favazza, A. R., Rosenthal, R. J. (1993). Diagnostic issues in self mutilation. Hosp Community Psychiatry, 44:134-140.
- Favazza, A. R. (1992). Repetitive self-mutilation. Psychiatric Annal, 22:60-63.
- Gratz, K. L. (2003). Risk factors for and functions of deliberate self-harm: An empirical and conceptual review. Clinical Psychology: Science and Practice, 10(2), 192–205.
- Gratz, K. L., Conrad, S. D., & Roemer, L. (2002). Risk factors for deliberate self-harm among college students. Am J Orthopsychiatry, 72(1), 128-40. doi: 10.1037//0002-9432.72.1.128. PMID: 14964602.
- Pietrangelo, A. (2019, January 18). What You Should Know About Cutting. https://www.healthline.com/health/cutting#risk-factors
- Simeon, D., Stanley, B., Frances, A., & Ark. (1992). Self-mutilation in personality disorders: psychological and biological correlates. Am J Psychiatry, 149:221-226.
- Sieman, D., Hollander, E. (2001). Self-Injury Behavior: Assessment and Treatment. Washington, American Psychiatric Publishing.
- Tarlacı, N., Yeşilbursa, D., Türkcan, S., Saatçioğlu, Ö., & Yaman, M. (1997). B kümesi kişilik bozukluklarında kendini yaralamanın özellikleri. Türk Psikiyatri Dergisi, 8:29-35.
- Van der Kolk, B., Perry, J. C., & Herman, J. L. (1991). Childhood origins of self-destructive behavior. Am J Psychiatry, 148:1665-1671.