Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınKendini Sevme (Öz Sevgi) Nedir?
Kendini sevme kavramı benlik saygısı kavramı ile anılan ve öz güvenin olmazsa olmazı olan bir kavramdır. Literatürde bazen kendini sevme kavramı benlik saygısı ya da özsaygı kavramı olarak da anılmaktadır.
Kendini sevme, insanın kendini öznel olarak değerlendirip, değerli görmesi ve onaylaması anlamlarını taşımaktadır. Kişinin kendine iyi ya da kötü bir insan olarak bakması, kendini değere layık görmesi ve onaylaması da kendini sevme olarak adlandırılmaktadır6.
Kendini sevme kavramı bireysel başarının üzerinde oldukça önemli etkilere sahip olmakla birlikte, benlik saygısını oluşturan boyutlardan da biridir. Kendini seven insan kısaca kendinin iyi ve kötü özellikleri ile barışık olup kendini kabul eden, zayıf ve güçlü yönleri ile barışık olan insandır.
Kendini sevme duygusu, kişinin kendine yüklediği sosyal değer ile alakalıdır. Öz sevgi yetisi kişide çocuklukta varlığını başlatır ve hayat boyu sürer. Öz sevginin hayat içerisinde değişimi kişinin deneyimlerine ve sosyal kabulüne bağlı olarak gelişmektedir.
Kendini sevme çoğu zaman başkalarının içselleştirilmiş olumlu saygı ve yargılara bağlı olarak gelişmektedir8. Çocukken kendisine “aptal”, “başarısız” ve “çirkin” denen bir çocuk zamanla bu yargıları kabul edip içselleştirmektedir ve bu durum çocuğun öz sevgisini düşürmektedir.
Kendini sevme süreci sevgi verme ve sevgi alma durumları ile desteklenebilmektedir. Aynı zamanda platonik aşk, yani sevgiye karşılık veremeyen birini sevmek kişinin kendini sevme algısına zarar verebilmektedir. Sevgi ve aşk kendini sevmeyi arttırmak için önemli bir nokta olsa da aynı zamanda yıkıcı etkilere de sahip olabilmektedir2.
Kişisel değer yargıları oturdukça diğer insanların davranışları, cümleleri ve tepkileri kişinin kendini sevme hissi üzerinde etkisiz olmaktadır7.
Kendini Sevme ve Narsisizm Farkları
Narsisizm ve kendini sevmek oldukça fazla karıştırılan iki olgu olsa da aslında çok keskin ve net farkları bulunmaktadır. Narsisizm ile ilgili bilinmesi gereken en önemli şey narsisizmin bir spektrum olması ve her narsistin Narsisistik Kişilik Bozukluğuna sahip olmayışıdır. Narsizm bazen bir özellik bazen ise bir yelpazenin en uç hali olabilmektedir.
Psikolojide sağlıklı narsisizm olarak adlandırılan bir kavram bulunmaktadır. Bu kavram aynı zamanda sağlıklı öz güven olarak da adlandırılmaktadır ve kısaca kişinin kendini sevmesi anlamını taşımaktadır. Sağlıklı narsisizm her insanda mutlaka bulunması gereken bir özelliktir. İnsanlar çoğu zaman sağlıklı narsisizm kavramı ile sağlıksız narsisist kavramını karıştırdığı için kendini sevme ve narsisizm arasında bir bilgi ve anlam karmaşası yaşanmaktadır.
Sağlıklı narsisizm kendini sevmeyi, kendi hatalarını kabul edip kendini geliştirmeyi, eleştirilere yapıcı bakabilmeyi, kendi değerinin farkında olmayı ve en önemlisi gerçekçi
düşünmeyi içeren bir olgu iken narsisizm kendine hayranlık duygularını, kibiri, empati eksikliğini, kendini en iyi, başarılı, önemli ve en hatasız görmeyi, eleştirileri kabul etmemeyi ve istediği her şeye sahip olma hakkını kendinde görmeyi içeren bir durumdur.
Kendini sevmek ve kendini diğer insanlardan üstün görmek arasında ciddi bir fark vardır. Öz sevgi denilen kavram kendini sevmek iken narsisizm kendini çoğu insandan veya herkesten üstün görmek olarak kısaca açıklanabilmektedir.
Kendini Sevmek Neden Önemlidir?
Öz güvenin oluşmasında büyük rol oynayan özelliklerden biri kendini sevme, diğeri ise öz yeterliliktir. Kişinin kendini değerlendirmesi ile ilgili olan bu iki boyut birleştiğinde kişide genel benlik saygısı yani öz güven oluşmaktadır. Bu sebeple kendini sevmeyen bireylerin öz güvenleri düşük olmaktadır.
Öz güveni düşük kişilerde başarısızlık korkusu sebebiyle risk almaktan kaçınma görülmektedir. Strese karşı daha dirençsiz olmaktadırlar ve dikkat çeken davranışlardan kaçınmaktadırlar4. Kişinin kendini sevme oranın düşük olması kendini yetersiz, değersiz ve aşağı görmesine sebep olmaktadır1.
Kendini sevme bireysel başarıyla doğrudan ilişkili bir durumdur. İnsanın kendini değerlendirme biçimi iyileştikçe başarıları ve hayata bakışı da gelişmektedir. İnsanın kendini sevmesi, kendini keşfetme ve kendini geliştirme süreçlerinde de gelişen bir durumdur. Kendini keşfeden ve kendini geliştirmeye çalışan kişiler ilerleme gördükçe olumlu hislere sahip olabilmektedir.
Yine kendini sevme düzeyi düşük olan insanların sosyal ortamlardaki tavırları değişmekte ve kendini sevme düzeyi azaldıkça insanlarda geri çekilme, kendini değersiz ve diğerlerinden aşağı olarak tanımlama görülmektedir1.
Kendini Sevmeyi Etkileyen Faktörler
Benlik gelişimi, kişinin içinde yer aldığı toplumun eğitim, inanç, ekonomik ve siyasal sistemlerine göre şekillenen duygu, düşünce, bilgi ve değer paylaşımları sayesinde gerçekleşmektedir. Bu noktada kişinin diğerleriyle olumlu ve olumsuz etkileşimleri de oldukça önemlidir3.
Kişinin diğerleriyle etkileşimi yalnızca benlik algısını ve kendini sevmeyi değil aynı zamanda biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimi de etkilemekte ve davranış oluşumuna sebep olmaktadır3.
Kişinin kendini nasıl değerlendirdiği aynı zamanda kişinin yaşına, yaşam deneyimlerine ve cinsiyetine göre bile farklılık gösterebilmektedir. Örneğin kadın olmanın aşağılandığı bir toplum ve inanç sistemi içerisinde büyütülen kadınlarda kendini sevme düzeyi oldukça düşük olabilmektedir.
Benlik duygusu doğuştan gelen bir durum değildir. Kişinin yaşadığı deneyimler ve sosyal etkileşimlerin sonucu olarak gelişip değişen bir süreç olan kendini sevme süreci çoğu zaman dışarıya da bağımlı bir süreçtir.
Birçok noktada olduğu gibi çocukluktaki aile davranışları bu konuda da oldukça etkilidir ve çocuğun kendini sevme düzeyini etkilemektedir. Gerektiği yerde onay alan, hataları incitmeden ve büyütmeden fark ettirilen, hataların bazen düzeltilebilecek bazen ise kabul edilebilecek şeyler olduğu gösterilen, kendini doğru ve yanlışlarıyla bir bütün olarak görmesi sağlanan çocuklarda kendini sevme düzeyi oldukça yüksek olmaktadır.
Kişinin yaşamı boyunca elde ettiği başarıları, diğer insanlardan gelen ilgi, kabul, sevgi ve saygının derecesi, diğer insanların değerlendirmelerine verilen tepkiler ve kişinin kendi için kurduğu, hayal ettiği amaçlarına ulaşıp ulaşamaması da insanın benlik saygısına yani dolaylı olarak kendini sevmesine etki eden faktörlerdendir5.
İnsan Neden Kendini Sevmez?
Bir insanın öz saygısının ve öz sevgisinin az olmasının birçok sebebi olabilmektedir. Daha önce de bahsedildiği gibi, çocukluk zamanından itibaren gelişen öz saygı ve öz sevgi, kişinin yaşam deneyimleri ile oldukça bağlantılıdır.
Yıllar içinde yaşanan kötü deneyimler, kişinin potansiyelini birçok sebepten tam olarak gösterememesi, üst üste yaşanan başarısızlıklar, toplum tarafından pek de kabul görmeyen özelliklere sahip olmak, bir şekilde diğerleri tarafından dışlanmış hissetmek ve kendini çevresine ait hissedememek gibi birçok durum sebebiyle kişinin kendine verdiği değer azalabilmektedir.
Toplumda veya içinde bulunan ortamda kabul edilmediğini hisseden insan için kendini kabul edebilmek oldukça zorlu olmaktadır.
Aynı zamanda ulaşılması oldukça zor, yüksek hedefler belirleyen ve mükemmeliyetçilik gibi özelliklere sahip olan insanların da kendilerine yaptıkları baskı ve ulaşamadıkları hayalleri sebebiyle öz sevgilerinde azalmalar görülebilmektedir.
Yine mükemmeliyetçilik ve yüksek hedeflerle bağlantılı olabilen bir durum da insanın kendini başkalarıyla kıyaslama durumudur. Kişi kendini her daim kendinden üstte olanlarla kıyasladığında öz sevgi azalmaktadır çünkü devreye yetersizlik hissi girmektedir. Kendini başkalarıyla kıyaslayan insanlar çoğu zaman kendilerini yetersiz hissetmektedir.
Çevresinden fazlaca eleştiri duyan insanlar ve kendini fazlaca eleştiren insanların da kendilerini sevme ve değer vermelerinde azalma görülebilmektedir.
Kişi kendine karşı şefkatli davranmadığında, hata yapmanın büyük bir sorun olduğu düşüncesine sahip olduğunda ve genel olarak hayata daha negatif bir bakışa sahip olduğunda da kendini sevmeme durumu gözlemlenmektedir.
Travmatik anıları olan, kötü davranılan, ömrünün bir kısmında veya büyük çoğunluğunda sözlü tacizlere maruz kalan kişilerde de öz sevgide azalma görülmektedir. Kötü davranılma, sözlü tacizler veya travmatik anılar kişide kendini suçlama veya kendine söylenen olumsuz şeyleri içselleştirme gibi davranışlara sebebiyet verip kişide öz sevginin azalmasına sebep olmaktadır.
Kendini Sevmenin Yolları
“Kendimi sevmek için ne yapmalıyım?” düşüncesi, kendini görece az seven insanların kafasına oldukça fazla takılan bir düşüncedir. İnsanın kendini sevmesi için öncelikle kendini sevmenin ne olduğunu tamamen anlaması gerekmektedir. Kendini sevmenin nasıl olduğunu fark etmek bu süreçte atılacak ilk adım olmalıdır.
Kendini kabul etme süreci yalnızca başarıları kabul edip hoşlanılmayacak diğer özellikleri yok saymak veya onları yok etmeye çalışmak demek değildir. Kişi kendini iyi ve kötü yanlarıyla kabul edip, hoşlanılmayan yönlerinin farkına varıp bu yönleri de kabul etmelidir. Eğer hoşlanılmayan yönler kendini geliştirme çabasıyla iyiye gidebilecek yönlerse, kişi kendi üzerinde çalışmalıdır.
İnsanın en büyük destekçisi de en büyük düşmanı da kendi olabilmektedir. İnsan gün içinde sürekli kendi ile konuşur ve bu konuşmaların etkisi düşünülenden fazladır. İnsanın kendi kendine pozitif telkinlerde bulunması nasıl iyi hissetmek için işe yarıyorsa, aynı şekilde negatif telkinlerde bulunmak da mutsuz hissetmeyi getirmektedir.
Bu sebeple insanın kendiyle ilgili eksik, hatalı veya yanlış şeyleri sürekli düşünmesi ona kötü hissettirecektir. İnsanın kendiyle ilgili mutlu, başarılı, yeterli hissettiği şeyleri düşünmesi ise kendini sevme düzeyini arttırmaktadır.
Fakat bu bilgiler asla hatalı taraflarınızı görmezden gelmek gibi bir anlam içermemektedir. Aksine kişinin hatalarını, eksikliklerini ve yetersizliklerini görüp onları geliştirmeye çalışması kişiyi kendini sevme noktasında geliştiren bir adım olacaktır.
Fakat bazen kişinin kendinde eksik veya yetersiz gördüğü noktalar gelişememekte veya gelişmesi için ciddi bir çaba gerekmektedir. Bazen hayat içinde her şeyi değiştiremeyeceğimizi veya her şeyi düzeltemeyeceğimizi fark edip bunu kabul etmemiz gerekmektedir.
İnsanın mükemmellik arayıp mükemmel olmaya çalışması yalnızca bir yüktür ve bu yükü taşımak zorlu bir süreçtir. Mükemmeliyetçi olmak insanın hatalara tahammül etmekte azalmalar yaşamasını sağlamakta ve kendine daha kötü davranmasını sağlamaktadır.
Birçok insan kendini diğerleriyle kıyaslamaya eğilimlidir. Kıyaslamalar gelişim açısından bazı insanlara motivasyon sağlasa da bazıları için mutsuzluk ve karamsarlık verici davranışlardır. Kıyaslama yapan insan kendinde eksik olan şeylerin diğerlerinde ne kadar fazla olduğunu görmeye çalışmaktadır ve bu da kendini yetersiz hissettirmektedir.
Kişi kıyasladığı kişinin tamamını değil yalnızca iyi taraflarını gördüğünden kendine haksızlık etmektedir. Kıyaslanan kişiler arasında iki tarafında iyi ve kötü olduğu noktalar mutlaka vardır fakat kendini sevmeyen insan kendinde olan iyi tarafları görmektense kötüye odaklanır.
Bu sebeple hali hazırda kendini sevmeyen birinin kendini başkalarıyla kıyaslaması ona ekstra mutsuzluk getirmekte ve ona zarar vermektedir.
Kısaca, kişinin kendini sevmek için yapması gerekenleri 10 maddede özetlemek gerekirse:
- Kendine zaman ayırmak
- Kendiyle ilgili negatif düşüncelerden çok pozitiflere odaklanmak
- Diğer insanlara gösterilen şefkat ve saygının kendine de göstermek
- Kendine dair beklentinin ve başarı isteğinin aşırı düzeylerde olmaması
- Kendiyle ilgili hoşlanmadığı özelliklere dair çaba sarf etmek
- Büyük ve küçük tüm başarılarını fark edip kabul etmek
- Kendi sınırlarını iyi çizip belirlemek
- Kendi ihtiyaçlarını fark edip bunları karşılamak
- Kendi kendine yetebilmek
- Kıyaslamaları azaltmak, kendini sevme düzeyinin artması için gerekli adımlardır.
Kaynakça
- Blatt, S. J. & Zuroff, D. C. (1992). Interpersonal relatedness and self definition: Two prototypes for depression. Clinical Psychology Review, 12, 527–562.
- Campbell W.K., Baumeister, R.F. (2001). Is Loving the Self Necessary for Loving Another? An Examination of Identity and Intimacy.In: Fletcher, G.J.O, Clark M.C (eds) Blackwell Handbook of Social Psychology: Interpersonal Processes (p.437-452) Berlin: Blackwell Publishers.
- Danış, Z. (2006). Davranış Bilimlerinde Ekolojik Sistem Yaklaşımı. Aile ve Toplum Eğitim Kültür ve Araştırma Dergisi. 3(9): 45-53.
- LEE, Z.W.Y. & CHEUNG, C.M.K. (2014), “Problematic use of social networking sites: The role of self-esteem”. International Journal of Business and Information, 9(2), 143-159.
- Örgün, S.K. (2000). Anne Baba Tutumları İle 8. Sınıf Öğrencilerinin Benlik Saygıları ve Atılganlıkları Arasındaki İlişki. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).Marmara Üniversitesi, İstanbul.
- Tafarodi, R. W. , Swann, W. B. (1995). Self-liking and self-competence as dimensions of global self-esteem: Initial validation of a measure. Journal of Personality Assessment, 65, 322–342.
- Tafarodi, R. W., ve Swann, W. B. (2001). Two dimensional self-esteem: Theory and measurement. Personality and Individual Differences, 653-673.
- Vandromme, H., Hermans, D., Spruyt, A. ve Eelen, P. (2007). Dutch translation of the Self-Liking/Self-Competence Scale – Revised: A confirmatory factor analysis of the two-factor structure. Personality and Individual Differences, 42(1), 157–167