Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınKıskançlık Nedir?
Kıskançlık değer verilen bir ilişkinin kaybedileceğine dair bir işaret ya da ilişkide bir tehdit algılandığında ortaya çıkan olumsuz bir duygudur1. Her ilişki için kıskançlıktan bahsetmek mümkün olsa da kıskançlık duyguları belki de en yoğun biçimde romantik ilişkiler içerisinde gözlemlenir2.
Bu ilişkilerde kıskançlık kimi zaman "Seven insan kıskanır." gibi kıskançlık sözleri ile açıklansa da aşırı kıskançlığın var olduğu ilişkilerin mutsuzluk ve stres barındırdığına, boşanma ve ayrılıklara hatta şiddete yol açabileceğine dair bulgular da mevcut3, 4.
Bu yazımızda, belki de çok doğal bir duygu iken, pek çok istenmeyen duruma yol açan kıskanmayı, kıskançlık belirtilerini ve kıskançlığın patolojik hallerini farklı açılardan ele alıyoruz.
Haset ve Kıskançlık Arasındaki Farklar
Kıskançlık üzerine konuşmadan önce belki haset ve kıskançlığı birbirinden ayırarak söze başlayabiliriz. Haset, yalnızca haset eden ve haset edileni içerir. Başkalarının sahip olduklarını görür ve bizde olmalarını isteriz.
Kıskançlıkta ise kıskanan, kıskanılan ve aradaki ilişki bir üçgen oluşur. Başkasının sahip olduğu ama bizim olmadığımız çeşitli özellikler nedeniyle elimizdekileri kaybedebileceğimize dair tehdit algılarız.
Haset ötekindeki şeyi kendinde istemekken kıskançlık bizde olanın elimizden alınmasına dair korku ve endişeyi içinde barındırır5, 6. Evrimsel psikoloji perspektifinden düşünüldüğünde kıskançlık bir amaç taşır: Partnerin farklı yönlere çekilmesine engel olur ve birliktelik sağlamlaşır6.
Teorik bu söylemlerin üzerine şunu söyleyebiliriz ki kıskançlık bir kıyas üzerinden doğmaktadır ve içerisinde endişelendiğimiz bir hal oluşturur. Biz, partnerimiz ve üçüncü kişi/ler... Bizi hangi noktaların daha çok endişelendirdiği ve nelerin korkuttuğu ilişkinin yapısına ve partnerlere göre değişebileceği gibi, romantik kıskançlık ilişkiye dair önemli yönlere işaret edecektir.
Kıskançlık Türleri
Kıskançlık duyguları partnerlerin kendine saklayabileceği duygular olabildiği gibi, pasif-agresif yöntemlerle dışa vurdukları duygular olarak da deneyimlenebilir. Genel manada şüphecilik ve güvensizlik barındıran, kişinin “paranoyak” olarak nitelendirilmesine sebep olabilen kıskançlık duygularının ne kadar dışa vurulduğuna ve davranışa döküldüğüne bağlı olarak görünümü değişebilir.
Kıskançlığın psikolojisi farklı biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Kıskanmanın nedenleri ve yarattığı tepkilere göre farklı türleri şunlardır:
- Reaktif Kıskançlık
- Retroaktif Kıskançlık
- Önleyici Kıskançlık
Reaktif Kıskançlık
Özellikle partneri takip etme, kısıtlama üzerinden davranışsal anlamda yoğun deneyimlenen aşırı kıskançlık, reaktif kıskançlık olarak adlandırılır7.
Bu koşulda hissedilen kıskançlık duygusuyla birlikte şüpheci bir tutum öne çıkar ve belli başlı davranışlar gerçekleştirilir. Küçük davranışlarda dahi kıskançlık kendisini gösterebilir. Örneğin kalabalık bir ortamda partnerinin omzuna elini atıp "Ben buradayım." demeye çalışan birini hayal etmek mümkün6.
Örneklendirecek olursak aşağıdaki ve benzeri davranışlar reaktif biçimde sergilenen kıskançlık davranışları olarak düşünülebilir8:
- Partnerlerden birinin, diğerinin telefon ya da bilgisayar benzeri cihazlarını kontrol etmesi
- Partnerin kendisine bağlı olmadığına/çekici bulmadığına dair fikirlerle suçlamalarda bulunması
- Partnerin gün içerisinde yaptıklarını ve bulunduğu konumu takip etmesi
- Partneri kanıt bulamadığı halde yalan söylemekle suçlaması
- Partnerin görüşeceği kişiler, bulunacağı konumlar, sosyalleşme alışkanlıkları ya da giyeceği, kullanacağı eşyalar gibi noktalarda kontrol etme ya da yasaklamalar yapma eğilimi göstermesi
Retroaktif Kıskançlık (Geçmişi Kıskanmak)
Retroaktif kıskançlık, partnerlerin geçmişte yaşadığı olaylar ve ilişkiler nedeniyle hissettiği bir kıskançlık türüdür. Bu duygu, özellikle mevcut bir ilişkide partnerin eski ilişki ve deneyimleri hakkında yoğun ve sürekli düşüncelere kapılma şeklinde ortaya çıkar. Retroaktif kıskançlık, insanların sevdiklerinin geçmişine odaklanarak zaman zaman duygusal bir çıkmaza girmelerine yol açabilir.
Bu durum kişinin kendi özgüveni ve ilişkisindeki güvenden kaynaklanan sorunlarla bağlantılı olabilir. Partnerlerinin geçmişini kıskanan kişiler, geçmişi değiştiremeyeceklerini bilseler de bu düşüncelerin etkisinden kurtulmakta zorlanabilirler.
Sağlıklı ve anlayışla iletişim kurarak bu tür patolojik kıskançlık hisleri zamanla azalabilir ve yerini güvenli bir bağlanmaya bırakabilir. Bağlanma stillerimizin yetişkinlik ilişkileri üzerindeki etkisini Bağlanma Stilleri yazımızda tüm detaylarıyla bulabilirsiniz.
Retroaktif kıskançlık durumlarında kritik olan, bu duygularla başa çıkmayı öğrenmek ve mevcut ilişkiye zarar vermemek adına içgörü ve destek sağlayacak stratejiler geliştirmektir.
Önleyici Kıskançlık
Önleyici kıskançlık, ilişkide gelecekte olabilecek olan bir ayrılık ya da sadakatsizlik ihtimalinin önüne geçmek ve bu ihtimal yarattığı endişe ve korkuları gidermek için uygulanan davranış ve yaklaşımları içeren kıskançlık türüdür.
Bu olasılıkları önlemeye yönelik olan bu kıskançlık türü, kişinin kendilerine dair güvensizlikleri veya ilişkideki güvenle ilgili sorunlarla bağlantılı olarak ortaya çıkabilir. Kişi partnerini kaybetme korkusuyla ne kadar kısıtlayıcı olsa da bu düşünce ve güvensizliklerin etkisinden kurtulmakta zorlanırlar.
Kıskançlık Neden Olur? Kıskançlığı Neler Tetikler?
Kıskançlık duygusu birçok kişi tarafından yaşansa da "Neden kıskanıyoruz?" sorusunun üzerinde çok durulmaz. Aslında kıskançlığa neden olan birçok faktör bulunmaktadır.
1. Kişisel Hassasiyetler
Romantik ilişkilerde deneyimlediğiniz kıskançlık duyguları partnerinizin yaptıklarınızdan önce sizin hassasiyetlerinizle ilişkilidir8.
Özellikle öz güven meseleleri ve kendine dair olumsuz algı kıskançlık duygusunun önemli körükleyicilerindendir. Kendinizi yeterince çekici hissetmiyor ya da ilişkideki konumunuza dair güvensizlikler taşıyorsanız partneriniz tarafından sevilmek ya da değer görmeye dair kaygılar taşımanız beklenebilir. Uzak mesafe ilişkisi içinde bulunmak ve partner ile istenilen düzeyde iletişim kuramamak da kimi çiftler için bu kaygıları tetikleyebilir.
Aynı zamanda çocukluğumuzun ilk dönemlerinde ve sonrasındaki pek çok ilişki deneyimi, romantik ilişki içerisindeki hassasiyetlerimizi de etkileyecektir. Bakım veren tarafından ihmal edilmek, kardeşleri arasında kendisine karşı bir ayrım yapılmasını deneyimlemek ya da ailede ebeveynler arası boşanma/ihanet gibi deneyimlere şahit olmak gibi durumları buna örnek olarak sıralayabiliriz5.
2. Geçmiş İlişkilerden Taşınanlar
Bir başka açıdan ele alırsak daha önceki ilişkilerinizden getirdiğiniz birtakım beklentiler aşırı kıskançlık duygularının oluşmasını destekleyebilir8. Örneğin kandırılabileceğiniz ya da başkasına tercih edilebileceğiniz gibi fikirleri eski ilişkinizden yeni ilişkinize taşımış olabilirsiniz.
Örneğin önceki ilişkisinde ihanete uğramış biri, şimdi kıskançlık hislerinden kuvvet alarak partnerini kısıtlamanın kendisini aldatılmaktan koruyacağına dair bir inanış geliştirebilir. Alarmda kalarak kendisini korumaya çalışan kişi, ilişkiden alabileceği keyif ve doğallıktan geri durmuş olur5.
Bu noktada partnerinizle önceki ilişkilerinizde yaşanılanlara dair açık iletişim içerisinde olmanız, birbirinizi tetikleyen ve zorlayan konular hakkında bilgi sahibi olmanız önemli.
3. İlişkilere Dair Gerçek Dışı Beklentiler
Başka bir nedense romantik ilişkilere dair gerçekçi olmayan beklentilere sahip olmak olarak açıklanabilir8. Yine önceki ilişkilerden gelebileceği gibi, genel manada bir ilişki nasıl yürür ya da nasıl gözükür sorularına verebileceğiniz gerçekle uyumsuz yanıtlar söz konusu olabilir.
Sürekli birlikte vakit geçirmeniz gerektiğini düşünebilir ve aksinin ilişki için tehdit edici bir durum olduğu sonucuna varabilirsiniz. İlişkideki sınırların belirlenmesi, diğer konularda da olduğu gibi yine ortak zeminde gerçekçi beklentiler üzerinden kurgulanmalı.
Birbirinizden neler bekliyorsunuz? Bu beklentilerin hangileri gerçekleştirilmesi mümkün şeyler? Aynı zamanda gerçekleşmesi mümkün gözükse dahi, partnerlerden biri için durum uygun olmayabilir. Kişisel sınırlar, ilişkide saygı duyulması gereken ve içerikleri birlikte ele alınması ve anlaşılması önem taşıyan bir konudur.
4. İlişkideki Diğer Sorunların Güvensizliğe Sürüklemesi
Önceki ilişkilerden aldatılma deneyimi taşımadan dahi, kişi yakalamış olduğu güvenli ilişkiyi kaybetmemek adına kıskançlık duygusundan kuvvet alan adımlar atabilir5. Güvensizlik ve kıskançlık, birbirinden ayırması zor motivasyonlarla ilişki içerisinde kendisini gösterebilir.
Dr. Sue Johnson, kişinin partnerini ulaşılabilir, yanıt veren ve duygusal anlamda bağlı hissetmediğinde güvensizliğe sürüklendiğini ve kontrolünü tutmakta zorlandığını söylüyor.
Benzer biçimde Çift Terapisti Esther Perel, bir ilişkide çok yüksek düzeyde kıskançlık ve benzeri davranışlar görülmesinin ilişkideki diğer problemlerin varlığını işaret ettiğini söylüyor6.
Kültürel olarak olumlu karşılanmasa dahi kıskançlık, belki de romantik ilişki içerisinde kolay sergileyebildiğimiz bir duygu. Kültürel normlar bir ilişkide diğer sorunların o kadar yüzeye çıkmasına ya da ses bulmasına izin vermezken; kıskanç bir partner olmak daha kolay ifade edilen bir yön olabiliyor.
Kıskançlık Kavramını Yeniden Anlamlandırmak
Kıskançlığı kaçmak gereken bir duygu olarak algılamak yerine, daha akılcı ve derinlikli bir radar olarak algılayabiliriz. Romantik kıskançlık, ilişkide güvende hissetmediğimiz anları bize gösterebilir, ilişkiye dönük hassasiyetleri ortaya koyabilir5.
Hassasiyetleri, ilişkinizden doğmuş sonuçlar olarak algıladığınızda kıskançlık bir fırsat gibi düşünülebilir8. Bu açıdan baktığınızda aşkta kıskançlık normal mi benzeri sorular, önemini yitirir. Neden kıskançlık duyduğunuzu anlayabildiğinizde ve bu durumun ilişki hakkında neler söylediği üzerine düşünebildiğinizde şefkatli ve yapıcı biçimde durumu ele alabilirsiniz.
Kendinizin ve partnerinizin hassasiyetlerini anladıkça ve sonucunda ortaya çıkan davranışları ele aldıkça ilişki olduğundan daha güçlü hale gelebilir. Hassasiyetlerinizin geçmişiniz ve bugününüzde nerelere dokunduğunu partnerinizle beraber ele alabilirsiniz.
Bir diğer açıdan düşünüldüğünde kıskançlık duyduğunuz yönler karşılanmamış ihtiyaçlarınızı işaret ediyor olabilir. Belki yakınlık ihtiyacınız, değer görmek üzerine hissettikleriniz ilişkinizde kıskançlık üzerinden sinyal veriyordur5.
Partnerinizle yakınlık düzeyiniz üzerine konuşabilir, güvenli yeni sınırlar belirleyerek aslında ihtiyaçlarınızın neler olduğunu birlikte keşfedebilirsiniz.
Partnerinizde kıskandığınız yönler, aynı zamanda en çok hayranlık duyduğunuz ve kendinize saklamak istediğiniz taraflar olabilir5. Partnerinizin bu yönlerini takdir edebilmek, kendinize saklama ihtiyacınızla yüzleşebilmek ve onun sahip olduklarına dair sesinizi duyurma hakkınızın nerede başlayıp bitmesi gerektiğine dair konuşabilirsiniz.
Tüm bu noktaların beraberce ele alınmasındaki iletişimsel tutumunuz oldukça önemli. Partnerinize duygu dünyanızdan içtenlikle paylaşımınızı yaparken "sen hep..." ya da "sen hiç..." kullanımlarından olabildiğince uzak kalarak yaşanılanlar üzerine konuşmanız oldukça önemli8.
Genellemeler yerine olay ya da duygu bazlı açıklamalarla her iki tarafın da güvende ve iyi hissetmesini sağlayacak adımların planlanması ilişkiye fayda sağlayabilir.
Kıskançlık Duygusuyla Nasıl Baş Edilir?
“Çok kıskanç biriyim.” diyorsanız ve ne yapmanız gerektiğini soruyorsanız kıskançlık kavramını baştan ele almak faydalı olabilir. Aslında doğası gereği kıskançlık kaçınılması gereken bir duygu değil, aksine doğal bir duygu. Çizgiyi bu duyguyla ne yapıldığı noktasında çekmek gerekiyor6. Aşırıya kaçan takip etme, manipülasyon ve kontrol davranışları şiddet olarak değerlendirilmektedir.
Kıskançlık duygularına rağmen nasıl kendimizle iyi ve güvende olmayı sürdürebilir, tolere aralığımızı genişletebiliriz, bunu düşünmekte fayda var. O anı geçiştirmek, kendi içinizde deneyimlemek ya da pasif-agresif/reaktif bir şekilde partnere yansıtmak yerine7 hangi anların sizi daha çok zorladığını, hassasiyetlerinizi ve kökenlerini fark edin.
Aynı sizin gibi, partnerinizin de bir geçmişi olduğunu ve bu ilişkisel geçmişlerin bugüne dair algılarınızı etkilediğini görün. Partnerinizle kıskançlık duygularınızın kaynaklarını ve hislerinizi paylaşın.
İlişkisel sınırları saygı ve uzlaşım çerçevesinde belirleyin. Yakınlarınızla ve ihtiyaç dahilinde bir terapistle kıskançlık hislerinize dair paylaşım yapmayı değerlendirin. İlişkiye dair ele almanızın iyi olacağını hissettiğiniz ve partnerinizle hemfikir olduğunuz koşullarda çift terapisi desteği almayı da düşünebilirsiniz.
Psikolojik ihtiyaçlarınız doğrultusunda Hiwell Online Terapi'deki uzman terapistlerden psikolojik destek alabilirsiniz.
Kaynakça
- Parrott, W. G., 1991, The Emotional Experiences of Envy and Jealousy, The Psychology of Jealousy and Envy.
- Ward, J. et al., 2004, Evolutionary and Social Cognitive Explanations of Sex Differences in Romantic Jealousy, Australian Journal of Psychology.
- Pines, A. M. et al., 1998, Gender Differences in Romantic Jealousy, Journal of Social Psychology.
- Buss, D. M., 2000, The Dangerous Passion: Why Jealousy is as Necessary as Love or Sex.
- Johnson, M., 2019, 5 Ways to Reframe Jealousy, Connect with Morgan Johnson.
- Eckel, S., 2016, Listening to Jealousy, Psychology Today.
- Richer, L., 2021, Overcoming Retroactive Jealousy in Relationships, Achor Light Therapy.
- Eldemire, A., Why Do We Get Jealous in Relationships? The Gottman Institute.