Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınNeden bir espriye gülmekten kendimizi alıkoyamayız? Belki de beynimizin bize sunduğu en eğlenceli ödüllerden biridir bu. Ayrıca bir şakaya gülmek, sadece yüzümüzde bir gülümseme oluşturmaz; beynimizdeki sinirsel yolları da harekete geçirir.
Mizahın sinirbilimi, bir espriyi duyduğunuzda beyninizin derinliklerinde neler olduğunu açıklar. İnsan beyninin karmaşıklığını anlamanın en eğlenceli yolu belki de bir şakayı çözmekten geçiyor diyebiliriz.
Yoğun bir iş gününün ardından evine dönerken yağmura yakalanan birini düşünün. Yağmur altında sırılsıklam olmuş ve otobüs durağında beklerken birdenbire kayıp yere düşüyor. Ne talihsiz bir gün sayılır onun için, değil mi? Ancak bu kişi duruma biraz mizah katıp "En azından ayaklarım da yıkandı!" diyebilirse belki de günü mahvolmaktan kurtulabilir ve gülümseyebilir.
Bu gülümseme, bir gülümsemeden çok daha fazlasıdır. Çünkü mizah sadece bir gülme meselesi değildir; aynı zamanda beynimizin stresle başa çıkma, sosyal bağları güçlendirme ve genel olarak hayatta kalma stratejisidir.
Bu yazımızda, bir şakanın neden gülünç olduğunu, beynimizin bu esprilere nasıl tepki verdiğini ve mizahın sinirbilimsel temellerini inceleyeceğiz. Yani bu yazımızı okuduktan sonra, bir dahaki sefere komik bir şey duyduğunuzda, sadece kahkaha atmakla kalmayacak beyninizin arka planda nasıl bir şov sergilediğini de düşüneceksiniz. Hazırsanız, mizahın beynimizde nasıl şimşekler çaktırdığını keşfetmeye başlayalım!
Mizah Nedir?
Mizah, gerçekliğe eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşırken, güldürürken düşündüren ve sorgulatan bir iletişim tarzıdır. Kavram olarak, keskin zekânın beklenmedik ve bazen acımasız bir şekilde kullanıldığı bir türdür. Mizah, yaşanan olayları komik bir bakış açısıyla yeniden yorumlayarak, insanlığın hakikatin diğer yüzüyle yüzleşmesine katkıda bulunur.
Mizahın Batı dillerindeki kökenleri incelendiğinde, "humour" teriminin ruhsal neşe ve şaka anlamlarında kullanıldığı görülür. Türk edebiyatında da mizah, latife, şaka ve güldürü gibi kavramlarla sıkça ilişkilendirilir ve geniş bir anlam alanına sahiptir. Mizah, gülme ile sıkça bağlantılı olsa da her mizah ürünü her zaman güldürmeyebilir; bu nedenle mizahın yalnızca eğlence ile sınırlı kalmayabileceği vurgulanır1.
Mizahın Kökeni ve Tarihsel Süreci
Mizahın yaygın bilinen tarihsel süreci, Antik Çağ'dan günümüze kadar değişen toplumsal, kültürel ve dini etkiler altında şekillenmiştir. Ancak mizahın kökenleri hakkında yapılan daha detaylı araştırmalar (Avustralya Aborjinleri üzerine yapılan antropolojik çalışmalar) mizahın insanlık tarihinde en az 35.000 yıl öncesine kadar uzandığını göstermektedir. İnsan tarihine bakmak mizahın insan evriminin önemli bir parçası olabileceğine işaret etse de mizahın kökenlerini anlamak için yeterli değildir. Karşılaştırmalı etoloji adı verilen hayvan davranışlarını inceleyen çalışmalar, mizahın Homo sapiens türünden çok daha önce, yaklaşık 16 ila 10 milyon yıl önceki atalarımızın davranışlarında da izlerine rastlanabileceğini göstermektedir. Mizahın insanlık üzerindeki etkileri ve evrimsel kökenleri, sadece kültürel değil aynı zamanda biyolojik bir temele de dayanmaktadır2,3,4.
Öte yandan, insanlık tarihine bakarak Antik Yunan'da trajedinin karşısında komedinin ortaya çıkışıyla başlayan süreçte, gülmenin ve komedinin genellikle hor görülmüş, hatta yasaklanmış olduğunu görmekteyiz. Eflatun gibi düşünürler gülmenin mantıksal kontrolün yitirilmesi olarak değerlendirmiş olduğundan durum mizahın ehlileştirilmesi çabalarına yol açmıştır. Orta Çağ’a baktığımızda ise Hristiyanlık etkisi ile gülmenin genellikle yasaklanmış olduğu bilgisine rastlıyoruz. Yine o dönemde dini figürlerin gülmesi nadir görülen bir durum olmuştur. İslam dünyasında ise alaycı gülme hoş karşılanmamış ancak neşeli gülüşe ise ılımlı bir tutum sergilenmiş olduğunu görebiliyoruz. Dolayısıyla bu dönemlerde mizah, genellikle sosyal normlara ve dini otoritelere meydan okuyan bir araç olarak görülmüştür1.
20. yüzyılda mizahın toplumsal ve kültürel önemi artmış, üniversitelerde mizahla ilgili bölümler açılmış, mizah müzeleri kurulmuştur. Mizah, sanatla bağlantılı olsa da Bergson gibi düşünürler tarafından toplumsal bir görev üstlenen bir sanat olarak değerlendirilmiştir5. Edebiyat içinde mizahın yeri ise tartışmalı olmuş, bazıları bunu ayrı bir edebî tür olarak görse de diğerleri mizahı bir anlatım tarzı olarak değerlendirmiştir1.
Mizah, hayatla, sanatla ve edebiyatla yakından ilişkilendirilmiş, toplumsal yapıları ve kültürel gerçeklikleri yansıtarak zamanla evrilmiştir. Özellikle Orta Çağ’dan Rönesans'a ve Reform hareketlerine kadar olan süreci incelediğimizde mizahın evriminin, dini ve sosyal normların etkisi altında değişmiş ve şekillenmiş olduğunu gözlemleyebiliyoruz1. Mizahın tarihsel süreci, toplumların ve kültürlerin değişen dinamiklerini yansıtan ve zamanla evrilen bir fenomen olarak değerlendirilebilir.
Mizahın Önemi
Mizah, insanlık tarihinde sadece bir eğlence aracı olmanın ötesine geçerek, toplumsal, psikolojik ve fizyolojik iyilik üzerinde derin etkiler yaratan önemli bir fenomendir.
Mizahın Toplumsal Etkileri
Mizahın çok yönlü etkileri, insanlar arasındaki iletişimi güçlendirerek ve sosyal bağları kuvvetlendirerek ortaya çıkar 6. Bir topluluğun veya kültürün içindeki bireyler arasında ortak bir dil oluşturarak sosyal uyumu artırır, böylece mizahın toplumsal boyutu ortaya çıkmış olur. Son yıllarda yapılan araştırmalar, mizahın toplumsal gruplar içindeki işlevlerini anlamamıza yardımcı olmuştur. Özellikle mizahın, insanların bir araya gelmesini sağlayan, sosyal bağları güçlendiren ve stresle başa çıkmaya yardımcı olan bir araç olduğu görülmektedir. Güldüğümüzde ortaya çıkan olumlu duygusal tepkiler, insanları bir araya getirir ve grup içindeki ilişkileri güçlendirir. Ayrıca, mizahın bireyler arasındaki gerginlikleri azaltma gücü, çatışma çözümünde etkili bir rol oynar ve insanların birbirlerine daha anlayışlı ve empatik yaklaşmalarını sağlar 67.
Mizah ve Sağlık
Her kültürde var olan ve insan varoluşunun vazgeçilmez bir parçası olarak kabul edilen mizahın etkisi, eğlenceli ve toplumsal bir araç olmakla sınırlı değildir 6. Mizahın psikoloji üzerinde olumlu etkiler yarattığına dair kanıtlar da bulunmaktadır. Örneğin, güldüğümüzde beynimizde serotonin ve endorfin gibi mutluluk hormonları salgılanır, bu da ruh halimizi iyileştirir. Mizah, yaşamın stresli yönlerini hafifletmeye yardımcı olabilecek bir unsurdur 6.
Öte yandan, düzenli olarak gülmenin bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kalp sağlığını olumlu yönde etkilediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Araştırmalar, mizahın stres hormonlarını azaltarak kan basıncını düşürdüğünü ve kalp krizi riskini azalttığını göstermektedir 7.
Bununla birlikte, sağlık kavramı sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel ve toplumsal iyilik hali de dahil olmak üzere geniş bir perspektifi kapsar. Mizahın sağlık üzerindeki olumlu etkileri, insanların psikolojik olarak daha sağlam olmalarına, stresle daha iyi başa çıkmalarına ve genel refahlarını artırmalarına yardımcı olabilmektedir 6. Bu bağlamda, mizahın tedavi edici bir araç olarak nasıl kullanılabileceği ve sağlık hizmetlerine nasıl entegre edilebileceği üzerine yapılan araştırmalar da artmaktadır.
Beynin Mizahı Algılama Süreci
Mizahın temelinde, beklenmedik bir içeriğe maruz kalma ve bu içeriği zihinsel olarak işleme süreci yer alır. Genellikle bir çelişki olarak ortaya çıkan bu durum, beyinde komiklik hissinin oluşmasına katkıda bulunur. Mizahi bir olayı algılamak için beyin farklı bölgeler arasında iş birliği yapar; bu süreçte düşünme, duygusal tepkiler, bellek ve dil gibi çeşitli bilişsel işlevler devreye girer 7.
Öte yandan, bir şeyin komik olabilmesi için sadece beklenmedik bir durumun varlığı yeterli değildir. Mizahın ortaya çıkması için dilin içeriği ve anlamı, kelimelerin ve ifadelerin nasıl anlam kazandığı ve iletişimde hangi tür ilişkilerin kurulduğu önem taşır. Durumun anlamının semantik olarak çözümlenebilmesi gerekir. Aynı zamanda, mizahın ortaya çıkması için çelişkinin anlaşılması da gereklidir 7.
Mizahın Sinirbilimi
Mizahın, beyinde çeşitli nöral bölgeler arasında karmaşık bir iş birliği ve koordinasyon gerektiren bir süreçtir.
Mizah algısının temelinde duygusal işlemler, bilişsel işlevler ve sosyal bağlam kavrayışı gibi çeşitli beyin süreçleri yer alır. Örneğin, mizahın anlaşılması ve değerlendirilmesi sırasında temporal lob, özellikle de sağ temporal korteks önemli rol oynar7. Bu bölge, sözcük oyunları, espri anlayışı ve kelime mizahı gibi dil temelli mizahi içeriklerin işlenmesinde etkilidir. Frontal lob ise mizahın yaratılması ve uygun sosyal davranışların belirlenmesinde kritik bir rol oynar. Prefrontal korteks, mizahın sosyal ve etik normlara uygunluğunu değerlendirirken önemli işlevler üstlenir ve mizahın hangi bağlamlarda uygun olduğunu belirler.
Diğer yandan, mizah algısının temelinde duygusal işlemler de bulunur. Limbik sistem, özellikle de amigdala ve hipokampus, mizahın duygusal tepkiler üzerindeki etkilerini düzenler. Güldüğümüzde salınan serotonin ve endorfin gibi mutluluk hormonları da limbik sistem üzerinden beyne yayılır, bu da ruh halimizi iyileştirir ve genel sağlığımızı destekler67. Beyindeki bu kompleks etkileşimler, mizahın insanların duygusal durumlarını düzenlemedeki potansiyelini ve sosyal bağları güçlendirme yeteneğini açıklar. Mizahın nöral temellerini anlamak, insanın bilişsel ve duygusal süreçlerini derinlemesine kavramak ve psikolojik rahatsızlıkların tedavisine yeni yaklaşımlar geliştirmek için önemli bir adımdır.
Mizah Körlüğü Nedir, Ne Durumlarda Ortaya Çıkar?
Beyin ve zihin arasındaki mizah ilişkisini sinirbilim perspektifinden anlamlandırmak için nörogörüntüleme çalışmaları ve "mizah körlüğü" vakaları kritik rol oynamaktadır. Örneğin, Almanca'da "şaka bağımlısı" anlamına gelen Witzelsucht adlı nörolojik bozukluk, genellikle frontal ve temporal bölgelerdeki hasarlarla ilişkilendirilir. Bu durumdaki bireyler, kendi buldukları şakaları komik bulurken, başkaları için anlamı belirsiz veya ucuz olabilir. Bu şakalar genellikle mizah için gerekli olan çelişkili unsurları içermemektedir. Bu nedenle, bu bireylerin şakaları analiz etme ve anlama yetenekleri zayıftır7.
Majör depresyonlu bireylerde yapılan bir çalışma8 bilişsel işlem becerilerinin (örneğin, işleyen bellek ve düşünme yeteneği) yanı sıra şaka algılama yetilerinin de önemli ölçüde düştüğünü göstermiştir. Depresyon, beyindeki belirli bölgelerin işlevselliğini etkileyerek mizahi materyalin anlaşılmasını ve değerlendirilmesini zorlaştırabilir. Bu durum, şakaların komik yanlarını takdir etmeyi engelleyebilir9. Öte yandan, Otizm spektrum bozuklukları gibi durumlarda sosyal bağlamı ve empatiyi anlama yeteneği zayıf olabilir, bu da mizahı algılamayı güçleştirebilir. Örneğin Asperger sendromu, otizm spektrum bozuklukları (OSB) içinde yer alan, sosyal etkileşim ve iletişimde belirgin zorluklar yaşanan bir durumdur. Asperger sendromuna sahip bireyler genellikle dil gelişimi ile ilgili belirgin bir gerilik göstermezler. Ancak, sosyal etkileşimde güçlükler, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlar gibi belirtiler Asperger Sendromuna sahip bireylerde ortaya çıkabilmektedir. Asperger sendromu olan bireyler genellikle sosyal ipuçlarını anlamakta güçlük çekerler, dolayısıyla empati kurma ve duygusal tepkileri doğru şekilde yorumlama konusunda ve diğer insanlarla etkileşim kurmakta zorlanabilirler10.
Kapatırken
Mizah, insanlık tarihinde sadece eğlenceli bir araç olmanın ötesinde, toplumsal bağları güçlendiren, ruh sağlığını iyileştiren ve genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratan önemli bir fenomen olarak öne çıkmaktadır. Güldüğümüzde beyinde serotonin ve endorfin gibi mutluluk hormonları salgılanır, bu da ruh halimizi iyileştirir ve genel sağlığımızı destekler. Ayrıca, mizahın gerginlikleri azaltma gücü, insanların karşılıklı anlayışını artırarak çatışma çözümünde önemli bir rol oynar. “Ağlamanın Nöral Temelleri: Ağlarken Beynimizde Neler Olur? Hangi Hormonlar Salınır?” başlıklı yazımızı okumak için tıklayın.
Beyinde mizahın anlaşılması ve bu sürecin sinirbilimi, çeşitli nöral bölgeler arasındaki karmaşık iş birliği ve koordinasyona dayanır. Mizah algısının temelinde duygusal işlemler, bilişsel işlevler ve sosyal bağlam kavrayışı gibi çok çeşitli beyin süreçleri yer alır. Örneğin, bazı nörolojik bozukluklar veya depresyon gibi durumlar, mizah algısını etkileyebilir ve bu da sağlık ve iyilik üzerinde olumsuz etkiler doğurabilir. Ancak, mizahın sağlık üzerindeki olumlu etkileri ve toplumsal bağların güçlenmesi gibi yararları göz önüne alındığında, mizahın daha derinlemesine anlaşılması ve kullanılması, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve insan yaşamının kalitesinin artırılması açısından büyük önem taşır. Çünkü mizahın sinirbilimi üzerine yapılan araştırmalar hem bireysel hem de toplumsal düzeyde sağlık ve refahı teşvik etmek için önemli ipuçları sunabilir.
Kaynakça
- Alay, O. (2019). Mizah kavramı ve mizahın tarihsel süreci. Türk Dili, 808, 22–30. https://tdk.gov.tr/wp-content/uploads/2019/05/5_Okan-Alay-_-Mizah-Kavramı-Ve-Mizahın-Tarihsel-Süreci-_9.pdf
- Çağrı Mert Bakırcı (2020). Mizahın ve Kahkahanın Evrimi: Maymun Homurdanmaları, Esprilere ve Kahkahalara Nasıl Dönüştü?
- M. D. Ross, et al. (2009). Reconstructing The Evolution Of Laughter In Great Apes And Humans. Current Biology, sf: 1106-1111. doi: 10.1016/j.cub.2009.05.028.
- W. F. Fry. (1994). The Biology Of Humor. Humor, sf: 111-126. doi: 10.1515/humr.1994.7.2.111.
- Bergson, Henri, Gülme, (Çev.: Mustafa Şekip Tunç), Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara 1989.
- Kahya, Y. (2019). The Effect of Humor on Health. Atatürk University Journal of Faculty of Letters, 62, 231–241.
- Özkurt, T. E. (2018). Beyinde Karmaşık Bir Süreç Olarak Mizah ve Gülme. Bilim ve Gelecek, 1–7.
- Uekermann, J., et al. "Executive function, mentalizing and humor in major depression." Journal of the International Neuropsychological Society 14.1 (2008): 55-62.
- Shammi, Prathiba, and Donald T. Stuss. "Humour appreciation: a role of the right frontal lobe." Brain 122.4 (1999): 657-666.
- Samson, Andrea C., and Michael Hegenloh. "Stimulus characteristics affect humor processing in individuals with Asperger syndrome." Journal of Autism and Developmental Disorders 40.4 (2010): 438-447.