Mutluyken Beynimizde Neler Oluyor? Mutluluğun Nörolojisi

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Başlayın

Mutluluk, insan deneyiminin temel bir parçası, aynı zamanda insanların yüzyıllardır peşinde koştuğu bir hedeftir. Mutluluk ve beyin ilişkisi karmaşık ve çok yönlüdür. Nörobilim, bu ilişkiyi anlamamıza yardımcı olurken mutluluğun sadece kimyasal bir reaksiyon değil, aynı zamanda çevresel, sosyal ve psikolojik faktörlerin etkileşiminden kaynaklanan bir fenomen olduğunu gösterir.

Peki, acaba mutlu beyin normalden farklı mı işler? Bu yazımızda mutlu beynin nasıl işlediğini detaylı inceliyoruz.

Mutluluk Nedir? Mutluluğun Tanımı

Aristoteles'ten bu yana mutluluğun genellikle en az iki bileşenle ilişkilendirildiği kabul edilmiştir: zevk (hedonia) ve anlam (eudaimonia). Günümüz psikolojisinde bu bileşenler genellikle zevk ve anlam olarak adlandırılırken, son zamanlarda katılım ve bağlılık hisleriyle ilişkilendirilen üçüncü bir bileşen önerilmiştir.

Bilim insanları bu bileşenleri kullanarak mutluluğu tanımlamak ve ölçmek konusunda önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Görece iyi olma halinin kendi kendine bildirilmesi, gerçek dünyada mutluluğun dağılımının belirlenmesi ve mutluluğun çeşitli yaşam faktörlerinden nasıl etkilendiğinin belirlenmesi gibi konularda ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak bu tür anketler zihinsel refahın göstergelerini sunsa da mutluluğun nörobiyolojik temellerine dair kanıtlar sunmamışlardır 1.

Son on yılda duyusal zevkin psikolojisi ve nörobiyolojisini anlama konusunda önemli ilerlemeler olmuştur. Bu ilerlemeler, mutluluğun zevk odaklı yönü aracılığıyla mutluluğun nöral temellerine bilimsel bir yaklaşımı mümkün kılmıştır.

Mutluluk: Madalyonun Diğer Yüzü

Geçmişten bugüne, hayatta kalma ve üreme için zorunlu olan gereksinimler ve onlarla ilişkili ödüller hayatı yönlendirmektedir. İnsanlar gereksinimlerinin karşılanması ve ödüllerle ilgili zevkleri bilinçli bir şekilde deneyimleyebilmektedir. İnsanın ileri düzeydeki seçimlerin ve eylemlerin sonuçlarını bilinçli olarak tahmin etme ve bekleyebilme yeteneği, türümüze bir avantaj sağlar; ancak, bu çift ​​bıçaklı bir kılıçtır çünkü bilinçli yeteneklerimiz bazen bize sıkıntılar da yaşatabilir.

Farkındalık ile birlikte endişeler ve bilinçli olmanın getirdiği sorumluluklar da gelir. John Steinbeck bu bilinçli yeteneklerimizden bahsederken "bilincin trajik mucizesi" demektedir. Yani; insanların hala gelişim sürecinde olduğunu, değişime ve gelişime açık olduğunu vurgulamaktadır. Steinbeck ayrıca, her bireyin potansiyel olarak kendi kaderini belirleme gücüne sahip olduğu fikrini desteklemektedir1.

mutlu ve mutsuz beyin görseli

Bilinç, bize zevkleri, istekleri ve belki de mutluluğu deneyimleme imkânı tanır, ancak eninde sonunda bu sonlu bir deneyimdir. Hayat bazen trajik sonuçlar doğurabilir ancak bazı durumlarda bu trajik sonuçlar bile, son derece iyi bir şeyin sonucu olabilir.

Bazen hayatta olumsuz görünen olaylar bile, içinde bulunduğumuz durumu en iyi şekilde yaşamamıza ve mutluluğu olabildiğince çok deneyimlememize yardımcı olabilir. Bu yüzden, hayatta iyi olan şeyleri bulmak ve onlardan en iyi şekilde yararlanmak önemlidir. Öte yandan kaygı ve depresyon belirtileri olan birçok insan için mutluluk ender bir durum olabilir.

Mutluluk ve Zevk

Psikolojide, zevk ile mutluluk arasındaki bağlantı uzun bir geçmişe sahiptir. Sigmund Freud'un çalışmalarında insanların mutluluğa ulaşmak için çaba gösterdikleri, bunun için acı ve hoşnutsuzluktan kaçındıkları, aynı zamanda güçlü zevk duygularını deneyimlemeyi hedefledikleri belirtilir. Pozitif duyguların mutluluk için önemli olduğu vurgulanırken, bazıları mutluluğun negatif duyguların ortadan kaldırılmasıyla daha çok ilişkili olduğunu savunur.

William James'in mutluluğun pozitif duyguların yokluğu olduğunu belirttiği görüşe rağmen, bazıları pozitif ve negatif duyguların bir arada var olabileceğini ve bunların mutluluğa farklı katkılar yapabileceğini ifade eder.

Duygusal durumların mutlulukla ilişkisi modern bakış açılarıyla incelenmektedir ve zevk gibi duygusal durumların mutluluk üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu vurgulanmaktadır. Charles Darwin'in fikirleri referans alınarak, zevk ve hoşnutsuzluğun temel bileşenler olduğu kabul edilmiştir. Günümüzde gelinen noktada, zevkin mutluluğun önemli bir parçası olduğu görüşü desteklenmektedir ve zevkin beyin mekanizmalarının anlaşılması için yapılan araştırmalar incelenmektedir1.

Beyindeki Haz Mekanizmaları

Zevk değerlendirmesinin, haz algılamasından farklı anatomik bölgelerde gerçekleştiği ortaya konmuştur. Özellikle, orbitofrontal korteks, insular korteks, medial prefrontal ve cingulate korteks gibi bölgelerin haz kodlaması ve değerlendirmesi ile ilişkili olduğu ifade edilmektedir. Ancak, bu aktivitenin zevk oluşturması ile kodlaması arasında ayrım yapılması gerektiği vurgulanmaktadır 2.

Çeşitli nörogörüntüleme çalışmaları, orbitofrontal korteksin belirli bir bölgesinin, özellikle orta ön kısmının, göreceli zevk derecelendirmeleriyle güçlü bir şekilde ilişkilendirildiğini göstermektedir3. Bu bölgenin yiyeceklerin tadı gibi çeşitli hazlara verilen subjektif tepkileri izlediği belirtilmektedir. Diğer beyin bölgeleri arasında insular korteks ve singulat korteks gibi yapıların da pozitif zevk kodlaması ile ilişkilendirildiği ancak orbitofrontal korteks kadar net olmadığı ifade edilmektedir4. Öte yandan hazzın neden-sonuç ilişkisinin belirlenmesi konusunda henüz netlik kazanılmamıştır. Örneğin, orbitofrontal korteksin hasarı, haz ile ilgili kararları ve davranışları etkilerken, bu bölgenin doğrudan pozitif haz durumları oluşturup oluşturmadığı belirsizdir5. Bu nedenle, hazzın nörobiyolojik temellerinin tam olarak anlaşılması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Beyindeki Mutluluk Bölgeleri

Beyin insan duygularının, düşüncelerinin ve davranışlarının merkezidir. Mutluluk da dahil olmak üzere duygular, beynin çeşitli bölgelerindeki sinir ağlarının etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Özellikle, mutlulukla ilişkilendirilen beyin bölgeleri arasında limbik sistem ön planda yer alır.

Limbik sistem, ödül ve zevk ile ilişkilendirilen yapılar içerir ve mutluluğun temel bileşenlerini düzenler. Pozitif duyguların işlenmesinden sorumlu olan beyin bölgeleri arasında hipotalamus, akumbens çekirdeği, prefrontal korteks ve amigdala gibi yapılar bulunur. Bu bölgeler, özellikle ödül alımı, zevk ve mutluluk deneyimleri üzerinde etkilidir.

Beyindeki kimyasal maddeler de mutlulukla yakından ilişkilidir. Örneğin, serotonin, dopamin, norepinefrin ve endorfin gibi nörotransmitterler mutluluk seviyelerini etkileyen kimyasal sinyallerdir. Serotonin özellikle duygudurum ve mutluluk düzeylerini düzenlerken, dopamin ödül ve motivasyon ile ilişkilendirilir.

mutlu beyin hücreleri görseli

Norepinefrinin artan seviyelerinin uyku düzeni, zihinsel odaklanma ve genel duygudurum üzerinde olumlu etkileri olabileceği düşünülmektedir ve mutluluğu etkileyebileceği savunulmaktadır. Bununla birlikte, norepinefrin seviyelerinin aşırı yükselmesi veya düşmesi, anksiyete, stres veya depresyon gibi duygusal bozukluklara yol açabilir6. Endorfinler ise stres azaltıcı etkileriyle bilinir ve mutluluk hissini artırabilir.

Ayrıca adrenalin ve oksitosin de mutluluk ile ilişkili bulunmuştur7. Sosyal ilişkinin yaşam memnuniyeti üzerinde güçlü bir etkisi olduğu ve mutluluk ile sosyal ilişki arasında önemli bir ilişki bulunduğu göz önüne alındığında, oksitosinin sosyal ilişkileri kolaylaştırarak mutluluk üreten bir mekanizma olabileceği düşünülebilir8. Öte yandan, adrenalin, artmış kalp hızı ve bağışıklık sistemi baskılanması gibi kortizol ile benzer etkiler üretir. Araştırmalar, idrarda bulunan adrenalinin mutluluğun iyi bir belirleyicisi olduğunu göstermektedir 9.

Mutluluk deneyiminin tam olarak nasıl oluştuğunu ve beyinde nasıl temsil edildiğini anlamak karmaşık bir süreçtir. Çünkü mutluluk, sadece beyindeki belirli bir bölgeden veya nörotransmitterlerden kaynaklanan basit bir fenomen değildir. Bunun yerine, genetik, çevresel, sosyal ve bilişsel faktörlerin karmaşık bir etkileşimiyle ilişkilidir.

Mutluluğun Temel Faktörleri

Mutluluğun temel faktörleri iki boyutta incelenebilir: endojen faktörler (biyolojik, bilişsel, kişilik ve etik alt faktörler) ve eksojen faktörler (davranışsal, sosyokültürel, ekonomik, coğrafi, yaşam olayları ve estetik alt faktörler).

Tüm endojen faktörler arasında, biyolojik alt faktörler mutluluğun önemli ön görücüleridir. Yenidoğanların ruh hali ve mutluluğunda önemli farklılıkların varlığı biyolojik etkilerin bir göstergesidir10.

Mutluluk Genetik Midir?

Genetik faktörler üzerine yapılan çalışmaların sonuçları, mutluluk üzerindeki genetik etkinliğin ortalama olarak yüzde otuz beş ila yüzde elli civarında olduğunu göstermiştir. Özel genleri bulmada yaşanan zorluklara rağmen, duygu ve ruh hali ile ilişkilendirilen birkaç gen bulunmuştur10.

Kapatırken

Mutluluğun nörobilimi, insanın iç dünyasını anlamanın ve mutluluk duygusunun nöral temellerini araştırmanın bir yoludur. Bu araştırmaların sonuçları, ruh halinin desteklenmesi, mutluluğun artırılması ve depresyon gibi sıkıntılar ile baş edilmesi üzerinde olumlu etkiler yapabilecek yeni yaklaşımların geliştirilmesine katkıda bulunabilir.

Kaynakça

  1. Kringelbach, M. L., & Berridge, K. C. (2010). The Neuroscience of Happiness and Pleasure. Social research, 77(2), 659–678.
  2. Aldridge JW, Berridge KC. Neural Coding of Pleasure: ‘Rose-Tinted Glasses’ of the Ventral Pallidum. In: Kringelbach ML, Berridge KC, editors. Pleasures of the Brain. New York: Oxford University Press; 2010. pp. 62–73.
  3. Kringelbach ML. The Human Orbitofrontal Cortex: Linking Reward to Hedonic Experience. Nature Reviews Neuroscience. 2005;6(9):691–702.
  4. Davidson RJ, Irwin W. The Functional Neuroanatomy of Emotion and Affective Style. Trends in Cognitive Sciences. 1999;3(1):11–21.
  5. Anderson SW, et al. Impairment of Social and Moral Behavior Related to Early Damage in Human Prefrontal Cortex. Nature Neuroscience. 1999;2(11):1032–37.
  6. Harrison NA, Morgan R, Critchley HD(2010). From facial mimicry to emotional empathy: A rolefor norepinephrine? Soc Neurosci, 5 (4): 393–400.
  7. Zak PJ (2011). The Physiology of Moral Sentiments. J Econ Behav Organ, 77: 53–65.
  8. Diener E, Seligman MEP (2002). Very happy people. Psychological Science, 13: 80–83.
  9. Ryff CD, Singer BH, Love GD (2004). Positive health: Connecting well-being with biology. Philos Trans R Soc Lond B Biol Sci., 359: 1383–1394.
  10. Dfarhud, D., Malmir, M., & Khanahmadi, M. (2014). Happiness & Health: The Biological Factors- Systematic Review Article. Iranian journal of public health, 43(11), 1468–1477.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Başlayın