Ön Yargı ve Kalıp Yargıların Nöral Temelleri

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Son zamanlarda bilim insanları, ön yargı ve kalıp yargıların beyindeki temellerini araştırmaya başladı. Alanda yapılan araştırmalar ön yargıların nasıl oluştuğunu, davranışlarımızı nasıl etkilediğini ve nasıl düzenlendiklerini belirlemeye yönelik süreçleri tanımlamaya çalışmaktadır. Bu yazımızda, bu araştırmalara odaklanarak ön yargı ve kalıp yargıların oluşumunu, davranışları etkileme ve düzenleme süreçlerini anlamayı amaçlıyoruz.

Ön Yargı ve Kalıp Yargı

Ön yargı terimi, sosyal, ırksal veya etnik bağlantılarına dayanarak gruplar veya bireyler hakkındaki düşünceleri -genellikle olumsuz olanları- geniş anlamda ifade etmek için kullanılır. Sosyal psikoloji alanında, ön yargı daha spesifik olarak bir grup ve üyelerine yönelik değerlendirmeleri yani tutumları ve duygusal tepkileri ifade eder2.

Kalıp yargıda ise bir sosyal grubun genelleştirilmiş özellikleri olarak, kişisel özellikler veya durumsal nitelikler atanır. İçerik ve süreç bakımından ayırt edilebilir olmalarına rağmen, ön yargılar ve kalıp yargılar sıklıkla sosyal davranışı etkilemek için bir arada işler. Dahası, her iki yargı biçimi de bilinçsiz bir şekilde işleyebilir. Bu nedenle bilinçli farkındalık olmadan karar ve davranışları etkileyebilirler1.

Diğerleriyle bağ kurma veya rekabet etme arzusu gibi sosyal motivasyonlar insanın en güçlü dürtülerinden biri arasında yer alır. 'Biz' ile 'onlar'ı ayırt etme kapasitesi insan beyninde temeldir. Bu hesaplama sadece birkaç saniyenin bir kesri kadar sürse de sosyal kategorizasyon, kalıp yargılar, ön yargılar, gruplar arası çatışma ve eşitsizlik için sahneyi hazırlar ve aşırılıklarda savaşa dahi yol açabilir.

Ön yargı hayatta kalma mekanizmasından kaynaklanmasına rağmen etkileri genellikle olumsuzdur. Ayrıca fiziksel dünyayı yapılandıran bilişsel sistemler üzerine inşa edilmiş olmasına karşın bugün modern toplumdaki işlevi karmaşıktır2.

Ön Yargının Nöral Temelleri

Ön yargı, genellikle bir kişinin kendi grubundaki insanlara daha çok sevgi göstermesi veya dış grup üyelerine karşı antipati beslemesi şeklinde ortaya çıkabilir. Genellikle bu duygular, sevgiden korkuya, tiksinmeden nefrete kadar değişir. Bu sebeple ön yargının nöral temeli hakkında yapılan araştırmalar, genellikle duygu ve motivasyonla ilişkili beyin yapılarına odaklanır.

Ön yargı, birçok sinir yapısı tarafından desteklenen karmaşık sosyal bilişsel bir süreçtir. Amigdala, genellikle ön yargının en yaygın şekli olan dolaylı ön yargının temelinde yatan tehdit tabanlı ilişkileri destekler. Aynı zamanda grup üyeliği ile ilgili belirgin olumlu veya olumsuz işaretlere ilk tepkilerde de rol oynar. Dolayısıyla, duruma ve amigdalanın ilgili çekirdeklerine bağlı olarak amigdala aktivitesi sosyal tehdit veya sosyal ödülle ilişkilendirilebilir.

Anterior insula denilen bölgenin aktivitesi, olumsuz duyguların (genellikle bir ön yargılı tepki ile gelen) göreceli deneyimi desteklerken, mediyal prefrontal korteks, zihinselleştirme ve bakış açısı alma ile ilgilidir, bu da iç grubun dış grup üyelerinden daha güçlü bir şekilde etkilenebilmesine sebep olur.

Amigdala ve insuladan ventral mediyal prefrontal kortekse sinirsel yansımalar, duygusal tepkileri zihinselleştirme ve empati süreçleriyle entegre etmeyi destekleyebilir.

Son olarak, genellikle grup üyelerine yönelik olarak ifade edilen olumlu tutumlar ve yaklaşım eğilimleri gibi iştah açıcı tepkiler, öncelikle striatum tarafından desteklenir. Bu beyin bölgeleri, ön yargının öğrenilmesini, deneyimlenmesini ve ifade edilmesini desteklemek için birlikte işlev görebilir1.

ön yargının temelleri çocuk görseli

Ön Yargının Nöroanatomik Yapıları

Nörobilimsel araştırmalar, ön yargının insan davranışlarının farklı etkileşen nöral yapılar içerdiğini öne sürmektedir. Bu yapılar arasında amigdala, insula, striatum ve orbital ile ventromediyal frontal korteks bölgeleri bulunmaktadır. Bu yapılar genellikle bağımsız olarak incelense de önyargının deneyimlenmesi ve ifade edilebilmesi için etkileşimli çalıştıkları temel bir ağ oluşturdukları görünmektedir1,2.

1. Amigdala

Amigdala kimi zaman bazı kaynaklarda bir duygu merkezi olarak tanımlansa da (örneğin, korku gibi) aslında yaklaşık olarak 13 farklı çekirdek içerir ve bu çekirdekler, birlikte, uyumlu bir davranışı desteklemek için çeşitli işlevleri yerine getirirler3,4,5.

Amigdala, dışarıdan gelen uyarılara hızlı bir şekilde tepki vermekle görevlidir ve dış dünyadan gelen bilgileri işlemeden önce tüm duyusal organlardan gelen sinyalleri hemen alabilir. Yani, bir dış uyarıcıya maruz kaldığımızda, bu bilgi hızlı bir şekilde amigdalaya ulaşır ve orada işlenir. Bu sayede, tehlikeli veya olası tehditlerle karşılaştığımızda, vücudumuzun hızlı bir tepki vermesi sağlanır. Bu, amigdalanın, hayatta kalmak için önemli olan dış tehditlere karşı savunma mekanizmalarının bir parçası olduğunu gösterir1,3,4,5,6,7.

Amigdalanın merkezi çekirdeği, insanlarda Pavlov tipi korku koşullanmasında önemli bir rol oynar ve diğer bazı yapıları aktive ederek "korku" olarak adlandırılan bir tepkiye yol açar. Fakat amigdala merkezi çekirdekten ibaret değildir, örneğin dışarıdan bazal çekirdekten gelen sinyaller iştahla ilgili ve amaca yönelik yanıtları yönlendirir5,7.

İnsanlarda, amigdala yüz ifadelerindeki korkuyu işlemede ve diğer önemli sosyal işaretlerde önemli bir rol oynar. Amigdalanın sosyal tehdide hızlı yanıt verme yeteneği göz önüne alındığında, örtük/dolaylı önyargının nöral temelini araştıran araştırmacılar genellikle amigdalanın yapısına odaklanır1,2.

2. İnsula

İnsula ya da insular korteks, büyük bir beyin bölgesidir ve vücutta hissedilen duyguları temsil eder. Örneğin, midenizdeki bir sıkıntı veya kalp atışlarınızı hissettiğinizde, bu duyguları insula işler. Ayrıca bu duygularla ilişkili olan iğrenme gibi duyguları da kontrol eder. Özellikle insulanın ön kısmı, duyguların farkına varmamız ve kontrol etmemizde önemli bir rol oynar8.

Sosyal ilişkilerde ve duygularımızın anlamını anlamamızda da insula önemlidir. İnsula, özellikle insanlar arasındaki ilişkilerde ve sosyal durumlarda hissettiğimiz duyguları işlemekte ve anlamamızda bize yardımcı olur. Bu yüzden, insulanın, insanların diğer insanlara nasıl tepki verdiğini anlamak için önemli olduğunu söyleyebiliriz8.

İnsulanın belirli bir kısmı olan anterior insula, duygusal farkındalık ve bilişsel kontrolle ilişkilidir. Ön yargılı bir tepkinin göreceli etkisi, bu yapıda temsil edilir ve beyindeki diğer bölgelerle, özellikle anterior singulat korteks (ASC) ve prefrontal korteks (PFC) ile olan bağlantıları aracılığıyla, bu etkisel yanıtı algılamayı ve düzenlemeyi kolaylaştırabilir. Başka bir deyişle, insula, ön yargıya bağlı duygusal tepkilerimizi deneyimlememizde ve bu tepkileri kontrol etmemizde önemli bir rol oynar ve ön yargılı davranışlarımızın farkına varmamıza ve bunları düzenlememize yardımcı olabilir8.

3. Striatum

Striatum, bazal ganglionun bir parçası olup kaudat çekirdek ve putamenden oluşur. Temel olarak enstrümantal öğrenme ve ödül süreçlerinde rol alır. Striatumun aktivasyonu, bir değerin hesaplanması ve beklenen sonuçlarla ilişkilendirilir.

Sosyal algılamaya ilişkin çalışmalarda, grup üyelerini dış grup üyelerine karşı görme durumunda artan striatal aktivite gözlemlenmiştir1. Bu aktivite, gruplar arası olumlu etkileşimlerin yönlendirilmesinde rol oynayabilir9,10.

Striatumun ön yargı üzerindeki rolü, gruplar arası olumlu etkileşimlerin düzenlenmesi ve ön yargılı davranışların oluşumunda etkili olabileceği şeklinde önerilmiştir1,9. Araştırmalar striatal aktivitenin grup üyelerine karşı dış grup üyelerine göre arttığını ve bu aktivitenin ön yargılı davranışlarla ilişkilendirildiğini göstermektedir. Bu bulgular, striatumin, gruplar arası olumlu etkileşimlerin düzenlenmesinde rol oynayabileceğini ve ön yargılı davranışların oluşumunda etkili olabileceği ileri sürülmektedir1,10.

4. Orbitofrontal Korteks

Orbitofrontal korteks, duygusal ipuçlarının işlenmesi, koşullu öğrenme, değerlendirme ve karar verme ile ilişkilendirilir. Sosyal alanda, sosyal ipuçlarının izlenmesini ve sonrasında davranışın uyumunu destekler ve duygusal ve ödül süreçlerini temsil eden yapılarla ve sosyal bilgiyi temsil eden yapılarla ilişkilidir1,11.

Orbitofrontal korteks, karmaşık ve esnek değerlendirme temsillerini destekler ve grup üyeliğine dayalı insanların karmaşık değerlendirmelerinde önemli bir rol oynar. Duygusal ve ödül süreçlerini temsil eden yapılarla ve sosyal bilgiyi temsil eden yapılarla ilişkilidir. Ayrıca bu beyin bölgesi, bireylerin sosyal etkileşimlerdeki kalıpları ve beklentileri dikkate almasına ve bu doğrultuda davranmasına yardımcı olur12.

ön yargı nöral ağlar görseli

Özellikle, gruplar arasındaki etkileşimlerde, kişilerin diğerlerinin beklentilerine uygun şekilde tepki vermesi ve sosyal kalıplara göre davranması önemlidir. Orbitofrontal korteks, bu tür sosyal durumları değerlendirirken devreye girer ve bireylerin sosyal davranışlarını şekillendiren faktörleri dikkate alır1,11.

5. Medial Prefrontal Korteks

Medial prefrontal korteks, sosyal bilgi işleme için kritik bir yapıdır. Bu bölge, diğer insanlar hakkında izlenim oluşturmayı ve onların bakış açılarını anlamayı içeren süreçlerde aktif olarak rol oynar1,13,14.

Medial prefrontal korteksin aktivitesi, genellikle insanları değerlendirirken ortaya çıkar ve empati ile ilişkilendirildiği düşünülür. Özellikle, mediyal prefrontal korteksin aktivitesindeki eksiklik, hoşlanılmayan veya saygısızlık gösterilen dış grup üyelerine yönelik bir tür empati eksikliğini işaret edebilir. Bu bölgenin aktivitesi, sosyal durumlar ve grup üyeliğine dayalı değerlendirmelerde önemlidir ve sosyal kalıplar içeren gruplar arasındaki durumlarda diğerlerinin beklentileriyle etkilenebilecek yanıtları bulunduğu durumlarda da kritiktir. Bu nedenle, ön yargı ve sosyal etkileşimdeki rolü, insan davranışını ve duygularını anlamak için önemlidir1,15.

Kalıp Yargıların Nöral Ağları

Anterior temporal lob (ATL), beynin bir bölgesidir ve kalıp yargılarla ilişkilendirilen bilgiyi işlemek için önemli bir role sahip olduğuna inanılmaktadır. Araştırmalar, bu bölgenin, özellikle sosyal kalıp yargılarla ilgili bilgiyi temsil ettiğini ve bu bilginin, bir birey hakkında izlenimlerin oluşumu sırasında mediyal prefrontal kortekse (mPFC) giriş sağladığını göstermektedir. Yani, anterior temporal lob, sosyal kalıp yargılarla ilgili bilgiyi depolayabilir ve bu bilgi, bir bireye ilişkin izlenimlerin oluşumu sırasında mPFC gibi diğer beyin bölgelerine iletebilir. Böylece, anterior temporal lobun kalıp yargılarla ilişkili bilginin bireyin davranışlarını ve izlenimlerini şekillendirmede önemli bir rol oynadığını öne sürülmektedir1,16.

Bu nedenle, anterior temporal lob "saklanan" sosyal kalıp yargılar, dorsal mediyal prefrontal korteks aktivitesi ile ilişkilendirilen özellik izlenim süreçlerini etkileyebilir. Kalıp yargıların davranışa uygulanması, hedef temsili ve yanıtın inhibisyonu ile ilişkilendirilen lateral prefrontal korteks bölgelerini içeren bölgeleri içerir gibi görünmektedir. Bu varsayımsal ağdaki yapılar birlikte, sosyal kalıp yargıların depolanmasını, aktive edilmesini ve davranışsal olarak ifade edilmesini destekleyebilir16.

Gelişimsel Gruplar Arası Teorisi

Çocukların kalıp yargı ve ön yargı oluşturma süreçlerini belirleyen mekanizmaları ve kuralları belirleyen bir teoridir. Bu süreçte çocuklar, kültürlerindeki gruplarla ilişkilendirilen özellikleri (yani, kalıp yargıları) ve duygusal tepkileri (yani, ön yargıları) öğrenir ve oluştururlar. Öncelikle, çocukların dünyayı anlama isteklerinin, doğal ve doğal olmayan uyarıcıları kategorilere ayırma ve kategorizasyon için önemli olabilecek ipuçlarını arama eğilimleri olduğu belirtilir. Stereotip ve ön yargı oluşturma sürecinin ilk adımı, belirli bir boyut setinin psikolojik belirginliğinin kurulmasıdır. Bu belirginliği etkileyen dört faktör öne sürülmektedir17:

  1. Sosyal grupların algısal ayırt edilebilirliği,
  2. Grupların oransal büyüklüğü,
  3. Sosyal grupların açık etiketleme ve kullanımı ve
  4. Sosyal grupların zımni kullanımı

Kategorizasyon, sosyal kalıp yargı ve ön yargı oluşum sürecini tetikler. Bununla birlikte, gelişimsel gruplar arası teorinin birçok bileşeni hakkında çok az gelişimsel araştırma yapılmıştır.

Teorinin doğruluğunun test edilmesi, sosyal, eğitim ve yasal politikalar üzerinde birçok etkiye sahip olabilir. Bu etkiler, ırk ve cinsiyetin psikolojik olarak belirgin hale getirilme şekillerini de içerir. Gelişimsel gruplar arası teorinin, çocuklardaki sosyal kalıp yargıları ve ön yargıların gelişimini anlamada ve bireylerde ve toplumda kalıp yargıları ve ön yargıları önleyici sosyal müdahalelerde rehberlik etmede değerli olabileceği umulmaktadır17.

Kapatırken

Ön yargının nöral temeline ilişkin araştırmalar, insanların beynindeki aktiviteleri, özellikle ön yargı ve kalıp yargılarla ilişkilendirilen süreçleri inceleyerek yaşamla bağlantı kurmayı sağlar. Bu araştırmalar, kişisel tutumların, sosyal kalıpların ve sosyal duyguların karmaşık kişilerarası davranışlarla nasıl ilişkilendiğini anlamak için kritik bir zemin oluşturur. Örneğin, insanların beyinlerinde hangi bölgelerin etkin olduğunu anlamak, ön yargı ve kalıp yargı gibi sosyal süreçlerin nasıl geliştiğini ve nasıl ifade edildiğini anlamak için önemlidir. Bu tür araştırmalar, insanların nasıl etkileşime girdiğini, toplumda nasıl hareket ettiğini ve sosyal normların nasıl oluştuğunu anlamak için ışık tutar. Bu nedenle, ön yargının nöral temeline ilişkin araştırmalar, insan davranışlarını ve toplumun işleyişini daha derinlemesine anlamak için önemli bir adımdır.

Kaynakça

  1. Amodio, D. The neuroscience of prejudice and stereotyping. Nat Rev Neurosci 15, 670–682 (2014). https://doi.org/10.1038/nrn3800
  2. Amodio DM, Cikara M. The Social Neuroscience of Prejudice. Annu Rev Psychol. 2021 Jan 4;72:439-469. doi: 10.1146/annurev-psych-010419-050928. Epub 2020 Sep 18. PMID: 32946320.
  3. Rolls, E. T. & Rolls, B. J. Altered food preferences after lesions in the basolateral region of the amygdala in the rat. J. Comp. Physiol. Psychol. 83, 248–259 (1973).
  4. Adolphs, R. Fear, faces, and the human amygdala. Curr. Opin. Neurobiol. 18, 166–172 (2008).
  5. LeDoux, J. E., Iwata, J., Cicchetti, P. & Reis, D. J. Different projections of the central amygdaloid nucleus mediate autonomic and behavioral correlates of conditioned fear. J. Neurosci. 8, 2517–2529 (1988).
  6. Holland, P. C. & Gallagher, M. Amygdala circuitry in attentional and representational processes. Trends Cogn. Sci. 3, 65–73 (1999)
  7. Fendt, M. & Fanselow, M. S. The neuroanatomical and neurochemical basis of conditioned fear. Neurosci. Biobehav. Rev. 23, 743–760 (1999).
  8. Craig, A. D. How do you feel — now? The anterior insula and human awareness. Nature Rev. Neurosci. 10, 59–70 (2009)
  9. Knutson, B., Adams, C. S., Fong, G. W. & Hommer, D. Anticipation of monetary reward selectively recruits nucleus accumbens. J. Neurosci. 21, RC159 (2001).
  10. O’Doherty, J. et al. Dissociable roles of ventral and dorsal striatum in instrumental conditioning. Science 304, 452–454 (2004).
  11. Bechara, A., Damasio, H. & Damasio, A. R. Emotion, decision making and the orbitofrontal cortex. Cereb. Cortex 10, 295–307 (2000).
  12. O’Doherty, J., Kringelbach, M. L., Rolls, E. T., Hornak, J. & Andrews, C. Abstract reward and punishment representations in the human orbitofrontal cortex. Nature Neurosci. 4, 95–102 (2001).
  13. Van Overwalle, F. Social cognition and the brain: a meta-analysis. Hum. Brain Mapp. 30, 829–858 (2009).
  14. Krueger, F., Barbey, A. K. & Grafman, J. The medial prefrontal cortex mediates social event knowledge. Trends Cogn. Sci. 13, 103–109 (2009)
  15. Amodio, D. M. & Frith, C. D. Meeting of minds: the medial frontal cortex and social cognition. Nature Rev. Neurosci. 7, 268–277 (2006).
  16. Quadflieg, S. & Macrae, C. N. Stereotypes and stereotyping: what’s the brain got to do with it? Eur. Rev. Soc. Psychol. 22, 215–273 (2011)
  17. Bigler RS, Liben LS. A developmental intergroup theory of social stereotypes and prejudice. Adv Child Dev Behav. 2006;34:39-89. doi: 10.1016/s0065-2407(06)80004-2. PMID: 17120802.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.
-->