Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınPsikolojik Stres Nedir?
Psikolojik stres, bireyin karşılaştığı zorlayıcı durumlar veya olaylar nedeniyle ortaya çıkan bir tepkidir. Birey kendisinden talep edilenlerin baş edebileceğinden fazla olduğunu düşündüğünde verdiği duygusal ve fizyolojik tepkiye psikolojik stres denir.
Stres genellikle çevresel, sosyal veya kişisel faktörlerden kaynaklanır ve kişinin duygusal, zihinsel ve fiziksel sağlığını etkileyebilir. Stres, günlük yaşamda karşılaşılan belirsizlikler, beklentiler, başarısızlık korkusu, ilişki sorunları, iş kaynaklı baskılar, mali sıkıntılar gibi birçok farklı nedenle ortaya çıkabilir.
Psikolojik Stresin Belirtileri
Stres deneyimi ve belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ancak yaygın semptomları duygusal, zihinsel ve fiziksel belirtiler olarak 3 ana grupta toplanabilir:
- Kaygı
- Öfke
- Depresyon
- Dikkat eksikliği
- Konsantrasyon güçlüğü
- Unutkanlık
- Karar verme zorluğu
- Baş ağrısı
- Kas gerginliği
- Uyku sorunları
- Yorgunluk
- Sindirim sorunları
- İştah değişiklikleri
- Kalp çarpıntısı
Psikolojik Stres ve HPA Ekseni
Özellikle hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) ekseni dahilindeki mekanizmalar stresi anlama konusunda önemli bir rol oynar. Aynı şekilde stresi anlamak da hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) ekseni dahilindeki mekanizmaları anlamak için önemlidir.
HPA ekseni, stres nedeniyle aktive olduğunda kortizol salınımı vücudu savaş ya da kaç tepkisi için hazırlar. Bu tepki, kalp atış hızındaki artma, yükselen kan basıncı ve enerji için glikoz kullanılabilirliğinin artması gibi fizyolojik değişiklikleri içerir.
HPA ekseni, stres tepkisinin düzenlenmesinde rol oynayan karmaşık bir nöroendokrin sistemdir. Bu sistem, hipotalamus, hipofiz bezi ve adrenal bezler arasındaki etkileşimi içerir.
1. Hipotalamus
Hipotalamus, HPA ekseni için kontrol merkezi olarak görev yapan beyindeki küçük bir bölgedir. Stres veya algılanan tehditlere yanıt olarak kortikotropin salgılayan hormonu (CRH) salgılar. CRH daha sonra hipofiz bezine sinyal gönderir.
2. Hipofiz Bezi
Beynin tabanında bulunan hipofiz bezi, CRH sinyaline yanıt olarak adrenokortikotropik hormon (ACTH) salgılar ve bu hormon kan dolaşımına yayılır. ACTH, adrenal bezlere gider.
3. Adrenal Bezler
Böbreklerin üstünde bulunan adrenal bezler, başlıca stres hormonu olan kortizolü salgılar. Kortizol, enerjiyle başa çıkmak için vücudun kaynaklarını harekete geçirmede önemli bir rol oynayan bir glukokortikoid hormondur. Kortizol; metabolizma, bağışıklık fonksiyonu ve kardiyovasküler fonksiyon gibi çeşitli vücut sistemlerini etkiler.
Kronik Stres ve HPA Ekseni İlişkisi
Kronik veya uzun süreli stres, HPA ekseni düzensizliğine yol açarak kortizol düzeylerinin uzun süre boyunca artmasına neden olabilir. Bu durum, bellek, dikkat ve karar verme yetenekleri üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. Kortizol düzeyinin aşırı yükselmesi, ruh hali bozuklukları gibi duygusal sağlık sorunlarına daha duyarlı olma ile bağlantısı bulunan HPA ekseni düzensizliğiyle ilişkilendirilir.
Glukokortikoidler
Kortizol gibi, vücutta doğal olarak üretilen steroid hormonlardır. Kortizol, stres durumlarında salgılanan bir glukokortikoiddir ve birçok fizyolojik süreci düzenlemekle görevlidir. Psikolojik stres, vücutta glukokortikoid seviyelerinde artışa neden olabilir ve bu da bir dizi nörobiyolojik etkiye yol açabilir.
Glukokortikoidlerin Stres Tepkisindeki Rolü
Hipotalamus-hipofiz-böbrek üstü bezi (HPA) aksı olarak bilinen bir dizi hormonal sinyalizasyon yoluna dayanır. Stres, hipotalamustaki kortikotropin salgılayan hormonun (CRH) salınımını uyarır.
CRH, hipofiz bezinde kortikotropin salgılayan hormonu (ACTH) serbest bırakır, bu da adrenal bezlerde kortizol salgılanmasını tetikler. Kortizol, vücudun birçok dokusunda etkisini gösterir. Özellikle glukokortikoid reseptörlerine (GR) bağlanarak hücresel yanıtları düzenler.
Kronik Stres ve Kortizol İlişkisi
Kronik kortizol salınımı, bağışıklık sistemini baskılayabilir ve enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı daha duyarlı hale getirebilir. Kortizol enerji depolama ve kullanımını etkiler ve kortizolün uzun süre yüksek seviyede olması özellikle karın bölgesinde kilo artışına neden olabilir.
Psikolojik Stresin Nörobiyolojik Etkileri
Birçok mekanizmanın kombinasyonu, psikolojik stresin glukokortikoidler aracılığıyla beyindeki nörobiyolojik etkilerine katkıda bulunur. Bununla birlikte stres ve glukokortikoidlerin etkileşimi oldukça karmaşık bir konudur ve stresin beyin üzerindeki etkileri tam olarak anlaşılmamıştır. Bu alanda araştırmalar devam etmektedir ve gelecekte daha fazla bilgi elde edilmesi beklenmektedir.
1. Amigdala Aktivasyonu
Amigdala, duygusal tepkilerin düzenlendiği beyin yapısıdır. Stres durumunda amigdala hiperaktivasyonu gözlenir. Glukokortikoidler, amigdalada kortikosteroid reseptörleri (GR) ile etkileşime girerek amigdaladaki duygusal yanıtları düzenler.
2. Hippokampus Hasarı
Kronik stres, hipokampal bölgede yapısal ve fonksiyonel değişikliklere neden olabilir. Kortizolün hipokampüs üzerinde toksik etkileri olabilir ve bu, stresin bellek ve öğrenme yeteneklerini olumsuz etkileyebileceği anlamına gelir.
3. Prefrontal Korteks Baskılanması
Prefrontal korteks (PFC), düşünme, karar verme ve duygusal düzenleme gibi üst düzey bilişsel işlevlerden sorumludur. Stres, PFC'nin aktivitesini azaltabilir ve bu da bilişsel kontrolün bozulmasına ve duygusal tepkilerin düzenlenmesinde zorluklara yol açabilir.
4. Nöroplastisite Değişiklikleri
Stres, nöral bağlantılarda ve sinaptik plastisitede (nöroplastisite) değişime neden olabilir. Kortizol, sinaptik bağlantıların gücünü ve yapısını etkileyebilir ve bu da stresin beyin devrelerinde uzun süreli etkilerine katkıda bulunabilir.
Psikolojik Stresin Nörobiyolojisi ve Adrenalin
Adrenalin ve psikolojik stres arasındaki ilişkiyi nörobiyolojik açıdan incelemek için öncelikle adrenalinin nasıl üretildiğini ve nelere etki ettiğini anlamak önemlidir.
Adrenalin Nedir?
Adrenalin, böbrek üstü bezlerinde bulunan bir hormondur. Stres durumlarında veya bir tehdit algılandığında sempatik sinir sistemi aktive olur ve böbrek üstü bezlerine sinyaller gönderir. Bu sinyaller sonucunda böbrek üstü bezleri adrenalin ve norepinefrin (noradrenalin) gibi stres hormonlarını salgılar.
Adrenalin Salınımı Neye Sebep Olur
Adrenalin, "savaş ya da kaç" tepkisi olarak bilinen fizyolojik bir tepkiyi tetikler. Beyne ve vücuda yayılarak bir dizi etkiye neden olur. Öncelikle adrenalin kalp atış hızını artırır, kan basıncını yükseltir ve solunum hızını artırır. Bu, vücudun daha fazla oksijene ve enerjiye ihtiyaç duyduğu durumlarda hızlı bir tepki sağlar.
Adrenalin ve Psikolojik Stres İlişkisi
Adrenalinin psikolojik stres ile ilişkisi ise daha karmaşıktır. Adrenalin, beyindeki stres tepkisi ile ilgili birçok süreçte rol oynar. Stresin etkisiyle amigdala adı verilen yapı aktive olur ve hipotalamus ile iletişim halinde olan beyin bölgeleriyle etkileşime girer.
Amigdala, çevresel tehditleri değerlendirir ve vücuttaki stres tepkisini başlatır. Adrenalinin etkisiyle amigdala daha fazla aktive olur ve stres yanıtı güçlenir.
Adrenalin ve Diğer Nörobiyolojik Unsurların İlişkisi
Adrenalin, kortizol gibi diğer stres hormonlarının salınımını da tetikleyebilir. Kortizol, uzun süreli stres durumlarında salgılanan bir hormondur ve vücutta birçok etkiye sahiptir. Kortizol, kan şekeri seviyelerini yükseltir, bağışıklık sistemini baskılar ve beyindeki stres tepkisini düzenleyen hipotalamus-hipofiz-böbrek üstü bezleri aksisini etkiler.
Psikolojik Stresin Nörobiyolojisi ve İmmünoglobulin A (IgA)
Vücudumuzun bağışıklık sistemi tarafından üretilen bir antikordur ve mukozalarda (örneğin burun, solunum yolları, sindirim sistemi, idrar yolları, genital bölgeler gibi) bulunan salgı bezlerinde yoğun olarak üretilir. IgA, enfeksiyonlara ve diğer zararlı maddelere karşı koruyucu bir rol oynar.
Stres durumunda vücutta hormonal ve nörobiyolojik değişiklikler meydana gelir. İlgili stres tepkileri arasında sempatik sinir sisteminin aktive olması, kortizol ve diğer stres hormonlarının salınması ve bağışıklık sisteminin değişmesi bulunur.
IgA ve psikolojik stres arasındaki nörobiyolojik ilişki karmaşıktır ve tam olarak anlaşılmamıştır. Bununla birlikte bazı araştırmalar, psikolojik stresin bağışıklık sistemi üzerinde etkileri olduğunu göstermektedir.
Stresin Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkileri
Birincil olarak stresin kortizol hormonu salınımını artırmasıyla ilişkilendirilir. Kortizol, immünosupresif etkilere sahip olabilir, yani bağışıklık sistemini baskılayabilir. Bu, IgA'nın üretimini etkileyebilir ve böylece vücudun enfeksiyonlar karşısında savunma gücünü zayıflatabilir.
Ayrıca stresin sinir sistemi üzerindeki etkileri de IgA üretimini etkileyebilir. Sempatik sinir sistemi aktivasyonu, IgA salınımını azaltabilecek ve bağışıklık sistemi tepkisini değiştirebilecek sinir sinyallerini etkileyebilir.
Psikolojik Stres ve İltihap (İnflamasyon)
Stres, inflamasyon (iltihap) süreçlerini etkileyebilmektedir. Kronik stres, inflamasyonu artırabilir ve bu da bağışıklık sistemi yanıtını değiştirebilir. Ancak IgA ve psikolojik stres arasındaki mekanizma ve etkileşimler hala tam olarak anlaşılamamıştır.
IgA ve psikolojik stres arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için bağışıklık sistemi, hormonal yanıtlar ve sinir sistemi arasındaki karmaşık etkileşimleri inceleyen daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Psikolojik Stres Nasıl Ölçülür?
Psikoloji ve tıp alanında birçok farklı yöntem kullanılarak gerçekleştirilebilir.
1. Anketler ve Ölçekler
Stres düzeyini değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri anketler ve ölçeklerdir. Stresle ilgili deneyimleri ve belirtileri değerlendirmek amacıyla tasarlanmış bir dizi soru içeren yapılandırılmış formlardır. Örneğin, Algılanan Stres Ölçeği (Perceived Stress Scale) ve Holmes ve Rahe Stres Ölçeği, sıklıkla kullanılan stres ölçeklerindendir.
2. Biyolojik Ölçümler
Stresin fizyolojik yanıtlarını değerlendirmek için biyolojik ölçümler kullanılabilir. Örneğin, kortizol düzeylerinin ölçümü, stres hormonu olarak bilinen kortizolün salınım düzeylerini değerlendirmek için kullanılır. Diğer biyolojik ölçümler arasında kalp atış hızı, kan basıncı, deri iletkenliği (elektrodermal aktivite) gibi parametreler yer alır.
3. Gözlem
Stresi değerlendirmenin bir başka yolu, stresli durumlarda kişinin davranışlarını ve tepkilerini gözlemlemektir. Gözlem, özellikle laboratuvar ortamında stresin tetiklendiği deneylerde kullanılabilir. Araştırmacılar, kişinin yüz ifadelerini, vücut dilini, jestlerini ve diğer davranışsal ipuçlarını dikkatlice gözlemleyerek stres düzeyini değerlendirebilir.
4. Subjektif Değerlendirme
Stresi ölçmek için kullanılan bir başka yöntem, bireyin subjektif deneyimlerini ele almaktır. Kişinin stres düzeyinin, stresli hissettiği durumların veya belirtilerinin sözlü veya yazılı ifadelerine dayanılarak değerlendirilmesidir.
5. Biyolojik İzleme
Teknolojik ilerlemeler sayesinde taşınabilir cihazlar ve sensörler aracılığıyla bireylerin günlük yaşamlarında stres seviyelerini izlemek mümkün hale gelmiştir. Bu cihazlar, kalp atış hızı, uyku düzeni ve fiziksel aktivite seviyeleri gibi verileri sürekli olarak toplayabilir ve kişinin stres düzeyini tahmin etmek için kullanılabilir.
Stresi İyi Yönetmek için 5 Öneri
Stresin yönetimi bireyden bireye değişebilir ancak belirli stratejilerin bu konuda yardımcı olacağı düşünülmektedir.
- 1. Sağlıklı yaşam tarzı
- Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, yeterli uyku almak ve sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınmak stresle başa çıkmada yardımcı olabilir.
- 2. Zaman yönetimi
- Görevleri önceliklendirme, planlama ve zamanı etkili bir şekilde kullanma stresi azaltabilir.
- 3. Sosyal destek
- Aile, arkadaşlar veya destek gruplarıyla duygusal yükü paylaşmak ve desteklenme hissi stresi hafifletebilir.
- 4. Rahatlama teknikleri
- Derin nefes alma, meditasyon, yoga, kas gevşeme egzersizleri gibi rahatlama teknikleri stresi azaltmaya yardımcı olabilir.
- 5. Sorun çözme becerileri
- Sorunları tanımlama, analiz etme ve çözme becerilerini geliştirmek, stresli durumlarla daha etkili bir şekilde başa çıkmaya yardımcı olabilir.
Kapatırken
Psikolojik stres, zorlayıcı durumlarla ilişkili bir tepki olarak kortizol, glukokortikoidler ve adrenalin salınımına neden olur. Stresin nörobiyolojik etkilerinden biri IgA'nın azalmasıdır. Kortizol ve glukokortikoidler, bağışıklık sistemini baskılayarak IgA üretimini etkileyebilir.
Ayrıca psikolojik stres adrenalin salınımını artırarak bağışıklık sisteminde değişikliklere neden olabilir. Bu etkileşimlerin mekanizması henüz tam olarak anlaşılmamıştır ve bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Kortizol, hipotalamus-hipofiz-böbrek üstü bezi (HPA) aksının aktivasyonuyla salgılanır ve bağışıklık sistemini etkiler. Glukokortikoidler, stres yanıtındaki hormonların etkilerini düzenler ve bağışıklık sistemini inhibe eder. Adrenalin ise psikolojik stresle ilişkili olarak bağışıklık sistemi fonksiyonlarını etkileyebilir.
Bu nörobiyolojik etkileşimler, psikolojik stresin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisini açıklamada önemli bir rol oynar. Ancak bu süreçlerin tam olarak anlaşılabilmesi için daha fazla araştırma gereklidir.
Eğer stres uzun süre devam ediyor, günlük işlevselliği etkiliyorsa veya ciddi bir sıkıntıya neden oluyorsa bir uzmandan yardım almak önemlidir. Uzman psikologlarla terapi sürecinde, stresin yönetimi konusunda destek almak daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.
Kaynakça
- Carlos Osório and Thomas Probert and Edgar Jones and Allan H. Young and Ian Robbins, Adapting to Stress: Understanding the Neurobiology of Resilience, {Behavioral Medicine. https://doi.org/10.1080/08964289.2016.1170661. PMID: 27100966
- Kumar, A., Rinwa, P., Kaur, G., & Machawal, L. (2013). Stress: Neurobiology, consequences and management. Journal of pharmacy & bioallied sciences, 5(2), 91–97. https://doi.org/10.4103/0975-7406.111818
- MAYER EA. The neurobiology of stress and gastrointestinal disease. Gut 2000;47:861-869.
- Robert Murison, Chapter 2 - The Neurobiology of Stress, Editor(s): Mustafa al'Absi, Magne Arve Flaten, Neuroscience of Pain, Stress, and Emotion, Academic Press, 2016, Pages 29-49, ISBN 9780128005385.