Romantik İlişkilerde Sağlıklı Tartışmak

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 500 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

İÇİNDEKİLER

“Sağlıklı tartışma olur mu?” diye düşünüyor olabilirsiniz ama tartışmalar her ilişkide olur ve doğru tartışmak ilişkiler için çok yararlıdır. Her ilişkide tarafların aynı fikirde olmadığı konular mutlaka vardır.

Söylenen bir sözün ya da yapılan / yapılmayan bir davranışın diğer kişide bir anlamı vardır ve bu o kişinin farklı duygular yaşamasına neden olabilir; öfke, kırgınlık, üzüntü, korku gibi… Bu çatışmaların yaşanması olumsuz durumlarmış gibi görünse de, aslında çiftlerin birbirlerini daha iyi tanımalarına ve anlamalarına yardımcı olur.

Hepimiz farklı insanlarız ve birimizi öfkelendiren bir davranışın diğerimiz için çok samimi bir anlamı olabilir. Bir çatışma olmadan da bu anlam farklılığını bilemeyiz. Yani, bu problemler partnerimizin neleri sevip sevmediğini, sınırlarının neler olduğunu, nelerin onu sevilmiş hissettireceğini anlamamıza dair kaynaklardır. Bu keşifleri yapmak birbirimize nasıl yaklaşmamız gerektiğini bize gösterir, birbirimize olan özenimizi arttırır ve daha yakın, daha güçlü bir ilişki oluşturmamıza olanak sağlar.

Sağlıklı Tartışmaların Özellikleri Nelerdir?

Tartışmaların pozitif yönde katkı sağlaması için sağlıklı yürütülmesi gerekir. Aksi durumda tartışmalar yıkıcı etkiler yaratabilir. Bu yazıda yapıcı tartışmaların özelliklerini inceleyeceğiz.

1. Duyguların İfade Edilmesi

Birçoğumuz duygularımızı partnerimize ifade ederken zorlanabiliyoruz. Bu zorluk kimimiz için ne hissettiğimizi anlayamadığımızdan, kimimiz için güçsüz görünmek istemediğimizden, kimimiz için ise paylaştığı duygunun anlaşılmayacağını düşündüğünden kaynaklanabilir.

tartışma sırasında bir çift görseli

Fakat duygularımızı paylaşmıyor olmak aslında kendimizi anlatmamızın ve anlaşılmamızın önünde bir engeldir. Bu da partnerimiz ile derinlikli bir bağ kurmamızın önünde engel oluşturur. Dolayısıyla, ilişkilerde duygularımızı ifade etmek son derece önemlidir ve ifade ederken dikkat etmemiz gereken bazı noktalar vardır.

Bu noktalara geçmeden, deneyimsel bir egzersiz yapalım ve aşağıdaki iki farklı cümleyi okuyalım. Bu iki cümlenin partnerimiz tarafından kendimize söylendiğini hayal edelim, ve nasıl hissedeceğimize bakalım. Sizce bu iki ifade arasındaki farklılık nedir?

1- “Ne kadar bencilsin, bu kadar insanın nasıl hissedeceğini umursamadan yemeğe geç geldin.”

2- “Yemeğe daha erken gelmeni beklerdim. Seni beklerken diğer insanlara karşı çok mahçup hissettim kendimi.”

İlk cümlenin size söylendiğini düşünürken kalp atışlarınız hızlanmış, kaslarınız gerilmiş ve bir savunma yapma isteği duymuş olabilirsiniz. Çünkü, ilk cümle eleştirel, aşağılayıcı ve suçlayıcı ifadeler içeriyor. Böyle ifadeler kullanmak karşıdaki kişinin savunmaya geçmesine sebep olabilir ve kişiler konuyu konuşup çözüme ulaştıramayabilir, aksine konudan uzaklaşıp birbirlerine karşı olumsuz duygu ve düşüncelerle dolabilirler. Bu ifadeler tartışmalar için yıkıcıdır.

Bunlar yerine ikinci cümledeki gibi “Ben” dili kullanmak, yaşanan durumun bizde nasıl bir duygu oluşturduğundan bahsetmek ve ihtiyacımızı söylemek önemlidir. Örneğin, “Sürekli telefondasın, beni yok saymayı bırak!” Yerine “Bana daha fazla dikkatini vermeni isterim, sana ihtiyacım var” gibi cümleler kullanmak daha fazla anlaşılmamızı sağlar.

2. Açık Uçlu Sorular Sorarak Dinlemek

Bir paylaşımda bulunurken ya da partnerimizi dinlerken evet/hayır soruları sormaktansa açık uçlu sorular sormak, konuyu daha derinlikli konuşabilmemize yardımcı olur. Örneğin, onu son zamanlarda mutsuz görüyorsanız “Bir şey mi oldu?” gibi sormak yerine, “Bu aralar seni biraz mutsuz görüyorum, hayatında neler oluyor” ya da “Bu davranışı sevmediğimi biliyorsun, bilerek mi yaptın?” diye söylemek yerine “Bu davranışı sevmediğimi daha önce söylemiştim, sen ne düşünerek/hissederek yaptın?” gibi sormak daha derinlikli bir paylaşıma yardımcı olabilir.

Dinleyici olarak partnerimizin duyguları/düşünceleri ile ilgili yorum yapmak yaralayıcı olabilir. “Çok hassassın, boşver takma." gibi söylemler ya da “Peki, ne yapalım?” gibi hızlıca çözüme giden bir şekilde yaklaşmak yine tam olarak partnerimizin anlaşılmamasına sebep olabilir.

3. Savunmaya Geçmemek, Şefkat ve Empati Göstermek

Partnerimiz ilişkideki problemden bahsederken, bazen bizimle ilgili bir geri bildirimde bulunabilir. Bu durumda çok hızlı bir şekilde onu durdurmak ve kendimizi savunmak isteyebiliriz. Bu durumlarda, zor da olsa bir nefes almak, sözünü kesmeyip bitirmesini beklemek ve onun duygusunu kabul etmek çok önemlidir, o duyguya bizim bir sözümüz/davranışımız sebep olsa da…

Örneğin, partnerimiz bize “Doğum günümde bana hediye almaman beni kırdı.” diyorsa, “Ama sen hediyelere önem vermediğini söylemiştin” gibi bir savunma cümlesi yerine “Anladım canım, hediye almamam seni kırdı. Hediye almış olmam sana kendini önemli hissettirecekti muhtemelen.” gibi bir cevap vermemiz onu daha anlaşılmış hissettirecektir.

4. Söylenenleri Özetlemek

Partnerinizin deneyimini, yaşadığı duyguları kısaca tekrar etmek, onun daha iyi anlaşılmasını sağlar ve sizin de yanlış anladığınız noktalar varsa bunları düzeltmesine, anlamadığınız noktalar varsa da tekrardan açıklamasına yardımcı olur. Böylece kendi varsayımlarımızdan uzaklaşmış oluruz ve partnerimizi olduğu haliyle görebiliriz. Örneğin “Yemeğe habersiz bir şekilde geç kalmam seni diğer insanlara karşı mahçup hissettirdi. Seni ve arkadaşlarımı hiç önemsemiyormuşum gibi düşündürdü. Daha önceden arayıp sana haber vermemi isterdin.” gibi bir özet yapmak, anlaşılmış hissettirebilir.

5. Problemin Çözümüne Geçmek

Yukarıdaki adımların sonunda çözüme geçmemiz faydalı olabilir. Çözüm ararken iki kişinin de farklı bireyler olduğunu, farklı düşünebileceğini, farklı ihtiyaçları olabileceğini kabul etmemiz önemlidir. İki kişiyi de memnun edebilecek bir ortak nokta bulmaya çalışmak, birbirimize soru sorarak yönlendirme istemek, söz vermek ve problem yaratan duruma karşı daha özenli davranmak önemlidir.

tartıştıktan sonra barışan bir çift görseli

Anlaşmaya varma: “Bu konu ile ilgili ortak bir noktada nasıl buluşabiliriz? Arabanın benzinini bittikçe sırayla dolduralım mı?”

Yönlendirme isteme: “Şu anda neyi duymaya ihtiyacın var? Senin için ne yapabilirim?"

Söz vermek: Partnerinizin taleplerinden yapabileceğinizi düşündüğünüz ve yapmayı istediğiniz şeyler için söz vermek. “Bundan sonra ev işlerinde daha fazla sorumluluk alacağım, söz veriyorum.” demek (tutamayacağımız sözleri vermemek).

Son Olarak

Problemleri konuşmak ve çözüm önerileri ile sonuçlandırmak bizlere tekrar aynı problemlerin yaşanmayacağını düşündürebilir ancak davranış değişikliği ve yeni alışkanlıkların oluşması kişilerde zaman alacağı için problemlerin tekrar olabileceğini normal karşılamak ve gereken durumlarda tekrardan yukarıdaki adımlardan geçerek konuyu konuşmak önemli olabilir.

*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.