Selektif Mutizm (Seçici Konuşmazlık) Nedir? Belirtileri & Tedavi Yolları

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Başlayın

Selektif Mutizm Nedir?

Seçici konuşmazlık olarak da bilinen selektif mutizm okul, iş veya toplumda belirli sosyal ortamlarda konuşamama veya iletişim kuramama ile karakterize bir anksiyete bozukluğudur. Düşünülenin aksine bu kişiler kimseyle konuşmama durumunda değil belirli durumlarda ve sosyal ortamlarda konuşma becerisini kaybetme durumunu yaşamaktadır.

Çoğunlukla ilk olarak çocukluk çağında teşhis edilen bu durum oldukça nadir görülmektedir. Seçici konuşmazlık bir anksiyete bozukluğu olsa da konuşmamazlık durumu istemli reddediş veya utangaçlık sebebiyle olmamaktadır. Bu kişiler gerçek anlamda bazı sosyal durumlarda konuşamaz halde kalmaktadır.

Selektif mutizmin tüm yaş grupları arasında görülme sıklığı %1’dir. Neredeyse her zaman 5 yaş civarlarında başlamakta fakat insanların dikkatini anaokulu, ilkokul gibi dönemlerde çekmektedir. Bu durum ergenlik ve yetişkinlikte de görülebilmektedir fakat bu yaş gruplarında görülme sıklığı daha da düşüktür(2). Bu durumu çocukluktan beri var olması, tedavi edilmemesi, fark edilmemesi veya farklı bozukluklar ile karıştırılması sebebiyle yetişkinliğe taşınsa da selektif mutizmin yetişkinliğe taşınması oldukça nadirdir.

Bu kişiler çoğu zaman başka sosyal alanlarda oldukça konuşkanken seçili sosyal ortamlarda konuşamazlar. Seçici konuşmazlık bozukluğu olarak da bilinen bu durum tedavi edilmediğinde insan ilişkilerini, okul hayatını, iş hayatını ve hayatlarındaki bir çok alanı etkilemekte ve kişilerin işlevselliğinin yanı sıra özgüvenlerini etkilemekte ve sosyal olarak izole olmalarını sağlamaktadır.

Selektif mutizmi olan kişiler güvende hissetmediklerinde, yeni ortamlarda, tanıdıkları insanlardan uzakta bu durumu sıklıkla yaşamaktadırlar fakat evde, ailenin yanında veya güvende hissettikleri ortamlarda konuşma konusunda sıkıntı çekmemekte hatta oldukça konuşkan olabilmektedirler. Bu durumla ilgili bilinmesi gereken en önemli nokta bu kişilerin istemli şekilde konuşmamazlık yapmadığı gerçek anlamda bazı koşullarda konuşamadıkları gerçeğidir.

çocuk güvenli ve yabancı ortam görseli

Selektif Mutizm Tanı Kriterleri

2013 yılında anksiyete bozukluğu olarak sınıflandırılan selektif mutizmin ilk isimi seçmeli mutizm olarak konulmuş fakat 1994 yılında seçici teriminin kullanması kabul edilmiştir. Bu değişiklik, seçici mutizmi olan çocukların sessiz olmayı seçmediklerini, aksine konuşamamayı vurgulamak için yapılmıştır(3).

Çocuklar için tanı kriterleri arasında öncelikli kriter spesifik sosyal durumlarda, konuşma beklentisi olmasına rağmen sürekli olarak konuşma zorluğu yaşanmasıdır. Bunun dışında ise semptomların en az 1 ay boyunca görülmesi gerekmektedir. Bu bir aylık sürece okulun ilk ayı konuşmama sonra konuşabilmeye başlama gibi durumlar dahil değildir.

Çocuk konuşulan dili anlamalı ve bu dilde konuşma yeteneğine sahip olmalıdır. Evde ve tanıdık ortamlarda normalce konuşabilmelidir. Son olarak ise konuşma bozukluğunun mutlaka çocuğun sosyal ve eğitimsel işlevselliğini bozması gerekmektedir.

Bazı durumlarda selektif mutizm çocukluktan yetişkinliğe geçebilmektedir. Bir yetişkinde selektif mutizmin tanısını koyabilmek için kişideki semptomların en az 1 ay devam etmesi ve semptomların iş hayatı ve sosyal hayat gibi noktalarda kişinin işlevselliğini bozması gerekmektedir(3).

Selektif Mutizm Semptomları

Selektif mutizm yetişkinlerde sosyal anksiyete bozukluğuna benzer şekillerde kendini göstermektedir. Topluma açık alanlardan çekinme, yabancı insanlarla konuşmada sıkıntı gibi durumlarda kendisini gösterebilmektedir. Endişe, korku veya utanç gibi sebeplerle konuşma arzusunu gerçekleştirememek, korkulan durumlarda fazla hareketli olmak veya hareketsiz olmak, göz temasından kaçınmak ve ifade eksikliği yaşamak da semptomlar arasındadır.

Özellikle kaygı verici sosyal anlarda iletişim ihtiyacını giderebilmek adına sözel olmayan iletişimi kullanma yöntemi selektif mutizmli kişilerde oldukça sık görülmektedir. Sözel olmayan iletişim yöntemleri arasında baş sallama ve işaret etmek bulunmaktadır. İnsanlardan korku ve utangaçlık, belirli durumlarda (güvende hissedilen ortamda) oldukça iyi konuşulurken bazı durumlarda (kaygı duyulan ortamlarda) konuşamama hali görülmektedir.

Bu kişilerde sosyal anksiyete bozukluğunun semptomları arasında yer alan kaçmak, saklanmak, göz temasından kaçınma gibi birçok semptomda görülmektedir.

Selektif Mutizm Sebepleri

Seçici mutizmin nedeniyle alakalı araştırmalar hala sürmektedir ve kesin olmamakla birlikte şüphelenilen birden çok sebep bulunmaktadır. Anksiyete ve stres bağlantılı diğer sıkıntılar ile baş etme mekanizması olarak başlayabilen bu durumla ilgili henüz net nedenler belirlenememektedir.

Selektif mutizmin sosyal kaygının ekstrem versiyonları ile bağlantılı olduğu ve bu bozuklukta genetik yatkınlığın var olduğu düşünülmektedir. Fakat her mental bozuklukta olduğu gibi selektif mutizmde de sebep yalnızca bir tane değildir.

Oldukça nadir olan bu durumun risk faktörleri arasında travma, fiziksel, duygusal veya cinsel istismar deneyimlemek, aile geçmişinde seçici mutizm veya sosyal anksiyetenin var olması, sosyal iletişimin ve çevrenin çok az olması, aşırı çekingen kişilikte olmak, sosyal anksiyete veya ayrılık anksiyetesi gibi başka kaygı bozukluğuna sahip olmak bulunmaktadır.

Yine zorbalığa maruz kalmak, aile içerisinde duygusal veya fiziksel şiddetin bulunması, rezil olmaktan korkma, ailede geçmişinde anksiyete bulunması gibi durumlar da risk faktörleri arasındadır. Kısaca bu bozuklukta çevresel faktörlerin rolü oldukça büyüktür.

Nörolojik temel olarak ise beynin amigdala olarak bilinen ve çevreden tehlike sinyalleri alan bölgesinde meydana gelen olaylar dizisi olduğu düşünülmektedir. Kişinin iyiliği için tehlike olarak algılanan bir durumdan kaynaklanan kaygı, iletişimin kapanmasına sebep olmaktadır. Seçici mutizmi olan kişilerde gelişimsel gecikmeler, otizm spektrum bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve duyusal işleme güçlükleri gibi bozukluklar da görülebilmektedir(7).

selektif mutizm ile başa çıkma duyarsızlaştırma ve maruz bırakma görseli

Sosyal Anksiyete ile Selektif Mutizm Arasındaki Farklar

Araştırmalara göre selektif mutizme sahip insanların %80'inde genellikle sosyal anksiyete olmakla birlikte bir başka anksiyete bozukluğu da görülmektedir4. Bu iki bozukluğun birçok benzerliği olsa da bir kaç fark edilebilir farklılıkları bulunmaktadır.

İki bozuklukta da sosyal zorluklar ve topluluklarda tedirginlik bulunsa da, sosyal anksiyetenin aksine, selektif mutizme sahip kişiler bazı ortamlarda oldukça rahat olmakta ve özellikle tanıdıkları insanlarla konuşurken kaygı yaşamamaktadır. Sosyal anksiyete kişi konuşmak zorunda olmasa bile ortaya çıkmaktadır fakat selektif mutizm yalnızca kişinin konuşmak zorunda olduğu ortamlarda kendini göstermektedir8.

Çoğu sosyal mutizmli çocuk büyüdükçe bu bozukluktan kurtulurken sosyal kaygılı çocukların büyümesi bozukluğun yok olmasını sağlamamaktadır. Sosyal kaygılı kişiler olay anında kaygı belirtileri gösterirken seçici konuşmazlığa sahip kişiler konuşma dışındaki iletişim yöntemlerine başvurabilmektedir8.

2020 yılında yapılan bir çalışmaya göre sosyal kaygısı ve seçici konuşmazlığı olan çocukların, bu bozukluklara sahip olmayan çocuklardan daha az arkadaşı olduğu ve arkadaşlık kurma konusunda çok daha büyük zorlukları olduğu bulunmuştur. Fakat seçici mutizmi olan çocuklarda konuşmama, tereddüt etme ve göz teması kuramama gibi çeşitli ölçütlerde sosyal kaygısı olan çocuklardan daha yüksek puanlara sahip oldukları görülmüştür5.

Selektif Mutizm İle Baş Etme Yöntemleri

Kişilerin kendi kendilerine deneyebileceği, kişinin başkalarıyla konuşma kaygısını azaltabilecek bazı yöntemler bulunmaktadır. Bunlar; uyaran solması, duyarsızlaştırmadır, insanları bilgilendirme, ödüllendirme ve baskı yapmamadır3.

1. Uyaran Solması

Uyaran solması yöntemi ile kişinin yavaş yavaş yeni kişiler ile konuşabilmesi sağlanmaktadır. Kişi öncelikle zaten tanıdığı biriyle bire birde sohbet ettirilir ve ardından tanımadığı veya daha az rahat hissettiği kişi de sohbete katılır. Başta donma tepkisi gerçekleşse de kişinin dikkatini tanıdığı kişiye yönlendirmesi istenir ve yalnızca tanıdığı kişiye bakması istenir. Sonrasında ise kişi bir şey söyleyebildiğinde tanınan kişi gönderilir ve yeni kişi ile konuşma çabaları devam ettirilir8.

2. Duyarsızlaşma

Duyarsızlaşma aynı koşullar altında olayları tekrar tekrar karşılaşılması sonucunda kişinin tepkilerinin azalması durumudur. Duyarsızlaşmayı gerçekleştirebilmek için kişi birden fazla yöntem kullanabilmektedir.

Tek başınayken konuşma anını bir telefona kaydetmek ve o konuşmaları daha sonra yanında pek de güvende hissetmediği veya çok tanımadığı başka insanlara dinletip izletmek yöntemlerden biri iken, diğeri ise herhangi bir metni yüksek sesle kendine okumak ve sonrasında başka birine daha okumayı içermektedir. Yine kişinin tanımadığı kişiyle konuşma korkusuyla her yüzleştiğinde kendine bir ödül vermesi de yardımcı olmaktadır8.

3. İnsanları Bilgilendirme

İnsanlar bazen selektif mutizmi olan kişilere sinirlenmekte ve onları konuşmaları için zorlayarak daha da gerilmelerine sebep olmaktadır. Bu sebeple öğretmenler ve arkadaşlar gibi kişinin sosyal çevresinde var olan kişilere önceden bilgilendirme yapılması ve çocuğun davranışının bilerek ve isteyerek olmadığını anlamaları sağlanmaktadır. Bu bilgilendirme ise insanların çocuğu zorlamaması ve çocuğa öfkelenmemesi gibi durumları sağlamaktadır. Aile ve çocuğun etrafındaki insanların çabası, pozitif destekleri sayesinde çocuğun kaygısı azalmaktadır ve konuşma ihtimali artmaktadır.

4. Ödüllendirme

Pozitif adımları ödüllendirmek, çocukların konuşmak için daha fazla çabalamasına ve bu durumun iyi bir şey olduğunu düşünmelerine sebep olmaktadır. Bu sebeple sessiz kaldığında ödül vermemek ama cezalandırmamak da gerekmekte ve konuşma çabasına girdiğinde ödüllendirmek gerekmektedir. Özellikle çocuğu bu konuda cezalandırmak kaygı seviyesini arttıracağından asla önerilmemektedir ve ödül yöntemi ile ilerlemek önerilmektedir.

5. Baskı Yapmama

Ailenin çocuğu kabul etmesi, baskı yapmaması ve kızmaması oldukça önemlidir. Çocuğunu olduğu haliyle kabul etmeyen, baskı yapan ve zorlayan ailelerin çocukları daha da kaygılanmakta ve konuşma istekleri ve dürtüleri iyice azalmaktadır. Ailenin tedavide rolü büyüktür fakat çocuğu konuşması için zorlamak çocuğun yalnızca kaygı seviyesini arttırmaktadır. Bu da konuşmayı daha da zor hale getirmektedir. Önemli olan çocuğa destek vermeye ve çocuğun her halini kabul etmeye odaklanmaktır.

Tedavi Yöntemleri ve Psikoterapi

Seçici mutizmin tedavisinde en sık davranış değişimi sağlayan teknikler ve yöntemler kullanılmaktadır. Bunların arasında en sık kullanılanı ise bilişsel davranışçı terapidir. Beş yıl boyunca bilişsel davranışçı terapi alan seçici mutizmi olan çocukları inceleyen bir çalışmada, çocuklar arasında çoğunluğun ev dışında konuşabildiği ve eşlik eden anksiyete bozukluklarının semptomlarının azaldığı görülmüştür6.

Terapide seçici mutizm ile baş etmek için kullanılan bazı yöntemler; duyarsızlaştırma, maruz kalma, pekiştirme ve şekillendirmedir.

Duyarsızlaştırma: Zaman içinde kişinin kaygı tetikleyicilerine karşı duyarlılığını azaltmayı amaçlayan bu yöntemde tetikleyicilerine duyarlılığı doğrudan deneyimleterek kişinin zamanla duyarsızlaşması sağlanmaktadır.

Maruz kalma: Maruz kalma sırasında psikolog, kişinin korkusunun nesnesine maruz kaldığı güvenli bir alan yaratmaktadır. Seçici mutizmde bu güvenli alan bir yabancının önünde olabilmektedir.

Pekiştirme: Terapist seçici mutizmi olan birine kaygıyı hafifletmek için olumlu pekiştirmenin nasıl kullanılacağını öğretmektedir. Örneğin seçici mutizmi tetikleyen durumlarda kendiyle olumsuz konuşma gibi yöntemler yerine olumlu başa çıkma ifadelerini kullanma öğretilmektedir.

Şekillendirme: İstenen davranışın olumlu pekiştirme ile ödüllendirildiği bir süreç olarak geçmektedir. Kişiler çoğunlukla istenmeyen davranışları pekiştirirken burada amaç istenen davranışın pekiştirilmesidir. Örneğin seçici mutizmi olan kişilerin zorlu alanlarda konuşmak için adım attıklarında sevdikleri şeylerle ödüllendirilmesi gibi1.

Yoğun kaygı durumlarında ilaç tedavisi de önerilmekte ve bir psikiyatrist ile çalışılması gerekmektedir. Terapide yapılan çalışmaların veya kişinin kendi çabalarının sonuç vermediği durumlarda selektif mutizm kronik ve oldukça yoğundur. Bu sebeple bu durumlarda mutlaka psikiyatri desteği de alınmalıdır.

Kaynakça

  1. Bunnell BE, Mesa F, Beidel DC. A two-session hierarchy for shaping successive approximations of speech in selective mutism: Pilot study of mobile apps and mechanisms of behavior change. Behav Ther. 2018;49(6):966-980. doi:10.1016/j.beth.2018.02.003
  2. Cleveland Clinic,(10,02,2023). Selective Mutism. https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/selective-mutism
  3. Cuncic, A.(17, December, 2022). What is Selective Mutism? https://www.verywellmind.com/what-is-selective-mutism-3024702
  4. Muris P, et al. (2021). Selective mutism and its relations to social anxiety disorder and autism spectrum disorder. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC8131304/
  5. Milic M, et al. (2020). Similarities and differences between young children with selective mutism and social anxiety disorder. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32763498/
  6. Oerbeck B, Overgaard KR, Stein MB, Pripp AH, Kristensen H. Treatment of selective mutism: a 5-year follow-up study. Eur Child Adolesc Psychiatry. 2018;27(8):997-1009. doi:10.1007/s00787-018-1110-7
  7. Psychology Today, (07,07,2021). Selective Mutism. https://www.psychologytoday.com/intl/conditions/selective-mutism
  8. Strong, R.( 1,December, 2022). Yes, Adults Can Have Selective Mutism. https://www.healthline.com/health/anxiety/adult-selective-mutism
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Başlayın