Şizoaffektif Bozukluk Nedir?

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 700 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Şizoaffektif bozukluk, şizofreni ve bipolar bozukluk veya depresyon gibi duygudurum bozukluklarının belirtilerini bir arada gösteren bir ruhsal bozukluktur. Bu bozukluk, kişinin düşünme, hissetme ve davranış biçimlerini etkileyerek, hem halüsinasyonlar veya sanrılar gibi psikotik belirtiler hem de manik veya depresif epizodlar gibi ciddi duygudurum değişiklikleri yaşamasına neden olur. Bireyin sosyal ve mesleki işlevselliklerinde de önemli bozulmalara yol açabilir1.

Şizoaffektif Bozukluğun Tipleri

Şizoaffektif bozukluk, kişinin yaşadığı duygudurum belirtilerine göre bipolar, diğer bir adıyla iki uçlu tip ve depresif tip olmak üzere iki ana başlıkta sınıflandırılır2.

1. Bipolar (İki Uçlu) Tip Şizoaffektif Bozukluk

Bipolar tip şizoaffektif bozukluk, manik ve depresif epizodları içerir. Bu tipte, birey hem yüksek enerji, aşırı neşe veya sinirlilik haliyle karakterize edilen manik dönemler hem de yoğun üzüntü, umutsuzluk ve enerji kaybı ile karakterize edilen depresif dönemler yaşar.

Manik dönemlerde kişiler aşırı konuşkan ve enerjik, uyku ihtiyacı düşük ve riskli davranışlara meyilli olabilirken depresif dönemlerde ise yoğun üzüntü hali, enerji kaybı, günlük aktivitelerden zevk alamama, umutsuzluk ve intihar düşünceleri yaygın olarak görülebilir.

2. Depresif Tip Şizoaffektif Bozukluk

Depresif tip şizoaffektif bozukluk, yalnızca depresif epizodları içerir. Bu tipte, birey şizofreni belirtileri (halüsinasyonlar, sanrılar vb.) ile, uzun süreli ve ciddi depresif belirtiler yaşar. Bu belirtiler, kişinin günlük yaşamını ve işlevselliğini önemli ölçüde etkiler. Depresif epizodlar, uzun süreli üzüntü, yorgunluk ve intihar düşünceleri ile kendini gösterirken psikotik belirtiler halüsinasyonlar, sanrılar, düzensiz düşünme ve konuşma, anormal davranışlar içerir.

Her iki tipte de şizofreni belirtileri (halüsinasyonlar, sanrılar, düşünce ve hareket bozuklukları vb.) belirgin şekilde görülür. Bu belirtiler, kişinin gerçeği algılama biçimini bozar ve sosyal işlevselliğini olumsuz etkiler. Şizoaffektif bozuklukta, psikotik belirtiler ve duygudurum belirtileri belirli bir süre boyunca birlikte ortaya çıkar ve bu durum, tanı koymada önemli bir kriter olarak değerlendirilir.

Şizoaffektif Bozukluğun Belirtileri

Şizoaffektif bozukluğun belirtileri hem şizofreni hem de duygudurum bozukluklarının (bipolar bozukluk veya depresyon) belirtilerini içerir. Halüsinasyon, sanrılar, düşünce bozuklukları ve anormal davranışlar gibi psikotik belirtilerin yanı sıra aşırı enerji, hızlı konuşma, riskli davranışlar veya yoğun üzüntü, enerji kaybı, konsantrasyon zorlukları gibi manik ve depresif belirtiler de görülmektedir. Bunlara ek olarak sosyal ve mesleki işlevsellikte bozulma, kişisel hijyen ve bakımda azalma, günlük yaşam aktivitelerinde ihmal gibi belirtiler de gözlemlenir3.

1. Psikotik Belirtiler

Halüsinasyonlar: Gerçekte olmayan şeyleri görme, duyma, koklama, tatma veya hissetme olarak adlandırılır. En yaygın halüsinasyonlar işitseldir, yani kişi olmayan sesler duyar. İşitsel halüsinasyonlardan sonra en sık karşılaşılan halüsinasyon tipi görseldir. Kişinin gerçekte var olmayan görüntüleri, kişileri, nesneleri veya şekilleri görmesi görsel halüsinasyonlara örnek olarak verilebilir.

Sanrılar: Gerçek olmayan veya mantık dışı inançlardır. Örneğin, kişinin kendisini ünlü bir kişi veya önemli bir figür olarak görmesi, başkalarının ona zarar vermek istediğine inanması gibi sanrılar psikotik belirtilerdendir.

Düşünce Bozuklukları: Kişinin düşünce süreçlerinde ve bu düşünceleri organize etme, iletme veya anlamlandırma biçiminde ortaya çıkan anormalliklerdir. Kişi, düşüncelerini organize etmekte zorlanabilir ve konuşmaları dağınık veya mantıksız olabilir. Örneğin, konuşmada kopukluklar veya konudan konuya hızlı geçişler olarak gözlemlenebilir.

Anormal Davranışlar: Garip, uygunsuz veya amaçsız hareketler olarak adlandırılır. Kendine veya başkasına zarar verme davranışları, sosyal normlara uymayan davranışlar, aşırı derecede hareketlilik veya hareketsizlik ve tekrarlayıcı davranışlar olarak kendini gösterir.

2. Duygudurum Belirtileri

A. Manik Epizodlar

Aşırı Enerji Hali: Kişi, normalden çok daha enerjik ve hareketli olabilir. Uyku ihtiyacı azalır ve kişi sürekli hareket halinde olabilir.

Aşırı Neşe veya Aşırı Sinirlilik: Kişi aşırı neşeli, mutlu ve kendine güvenli hissedebilir veya tam tersi, çok agresif ve huzursuz olabilir.

Hızlı Konuşma ve Düşünce (Fikir) Uçuşması: Kişi çok hızlı konuşur, düşünceleri hızla değişir ve bir konudan diğerine atlar.

Riskli Davranışlar: Kişi, düşünmeden riskli kararlar alabilir, tehlikeli faaliyetlere katılabilir veya aşırı para harcayabilir.

B. Depresif Epizodlar

Yoğun Üzüntü Hali: Kişi, sürekli olarak üzüntülü, umutsuz ve çaresiz hissedebilir.

Enerji ve İlgi Kaybı: Kişi, günlük aktivitelerden zevk alamaz, sürekli yorgun ve enerjisiz hisseder.

Uyku Sorunları: Uyuyamama (insomni) veya aşırı uyuma (hipersomni) gibi uyku bozuklukları ortaya çıkabilir.

İştah ve Kilo Değişiklikleri: İştah kaybı veya aşırı yemek yeme, buna bağlı olarak kilo kaybı veya kilo alımı görülebilir.

Konsantrasyon Bozuklukları: Düşünme, odaklanma ve karar vermede zorluklar yaşanabilir.

Suçluluk ve Değersizlik Hissi: Aşırı suçluluk duyguları, değersizlik hissi ve kişinin kendisine yönelik olumsuz düşünceler gelişebilir.

İntihar Düşünceleri: Ölüm veya intihar düşünceleri gözlemlenebilir.

Şizoaffektif Bozukluğun Olası Nedenleri

Şizoaffektif bozukluğun sebepleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörler, biyolojik faktörler, çevresel ve kişisel faktörler gibi birkaç faktörün bir araya gelerek bu bozukluğu tetikleyebileceği düşünülmektedir. Her bir bireyde bu faktörlerin etkisi farklı olarak görülebilir4.

şizoaffektif bozukluk gelişim büyüme yetişkinlik görseli

Genetik Faktörler: Ailede şizofreni, bipolar bozukluk veya bunun gibi diğer psikiyatrik bozuklukların varlığı, şizoaffektif bozukluk riskini artırabilir.

Beyin Kimyası ve Yapısı: Beyindeki kimyasal dengesizlikler ve yapısal farklılıklar, bu bozukluğun gelişiminde rol oynayabilir. Özellikle serotonin, dopamin gibi nörotransmitterlerin dengesizlikleri etkili olabilir.

Çevresel Faktörler: Travma, aşırı stresli yaşam olayları veya çocukluk dönemindeki olumsuz deneyimler şizoaffektif bozukluğun gelişiminde etkili olabilir. Ayrıca, yetersiz sosyal destek ve izolasyon, bireylerin ruhsal sorunları ile başa çıkmasını zorlaştırabilir ve şizoaffektif bozukluk riskini artırabilir. Sosyal destek eksikliği, kişinin ruhsal iyilik hali üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

Biyolojik Faktörler: Doğum öncesi veya doğum sonrası komplikasyonlar, bazı hastalıklar veya enfeksiyonlar da risk faktörleri arasında yer alabilir.

Kişisel ve Psikolojik Faktörler: Bireyin kişisel ve psikolojik durumları, zayıf başa çıkma mekanizmaları da tetikleyici olarak rol oynayabilir.

Bipolar Bozukluk ve Şizoaffektif Bozukluk Arasındaki Fark Nedir?

Şizoaffektif bozukluk ve bipolar bozukluğun her ikisi de ciddi psikolojik durumlarıdır, ancak belirgin farklılıkları vardır. Şizoaffektif bozukluk hem şizofreni hem de duygudurum bozukluklarının (bipolar bozukluk veya depresyon) belirtilerini bir arada barındırır. Bu bozuklukta, halüsinasyonlar, sanrılar, anormal davranışlar gibi psikotik belirtiler ile manik veya depresif epizodlardan oluşan duygudurum belirtileri birlikte görülür ve psikotik belirtiler duygudurum epizodları dışında da ortaya çıkabilir. Başa çıkma yöntemlerinde antipsikotik ilaçlar, duygudurum düzenleyiciler ve psikoterapi birlikte kullanılır.

Bipolar bozukluk ise duygudurumda aşırı dalgalanmalar ile (manik ve depresif epizodlar) karakterize edilir. Bu bozuklukta, psikotik belirtiler yalnızca manik veya depresif epizodlar sırasında ortaya çıkar ve epizodlar dışında görülmez. Bipolar bozukluğun iyileşme süreci de duygudurum düzenleyiciler, antipsikotik ilaçlar ve psikoterapiyi içerir. Özetle, şizoaffektif bozukluk, psikotik belirtilerin sürekli varlığı ile karakterize edilirken, bipolar bozuklukta bu belirtiler yalnızca belirli duygudurum epizodları sırasında ortaya çıktığı söylenebilir5.

Şizofreni ve Şizoaffektif Bozukluk Arasındaki Fark Nedir?

Hem şizofreni ve hem de şizoaffektif bozukluk psikotik bozukluklar kategorisinde yer alır, ancak aralarında ayırt edici birtakım farklılıklar görülür. Şizofreni, temel olarak halüsinasyonlar, sanrılar, düşünce bozuklukları ve anormal davranışlarla karakterize edilir. Bu belirtiler genellikle sürekli veya uzun süreli olarak ortaya çıkar ve kişinin gerçeklik algısını ciddi şekilde bozar. Şizofreni durumunda genellikle duygusal düzlemde de düzensizlik yaşar, ancak bu duygusal belirtiler, ana tanı kriterleri arasında yer almaz.

Şizoaffektif bozukluk ise hem şizofreni belirtilerini hem de duygudurum bozukluklarının belirtilerini içerir. Bu bozuklukta, psikotik belirtilerle birlikte manik veya depresif epizodlar da görülür. Şizoaffektif bozukluğun en belirgin özelliği, psikotik belirtilerin duygudurum belirtileriyle birlikte veya bağımsız olarak ortaya çıkabilmesidir. Yani, bir kişi hem psikotik hem de duygudurum belirtilerini aynı anda veya birbirinden bağımsız olarak yaşayabilir.

Şizofreni ve şizoaffektif bozukluğun farklılıkları baş etme yaklaşımlarını da önemli ölçüde etkiler. Şizofrenide antipsikotik ilaçlar ana baş etme yöntemidir ve psikoterapi ile desteklenir; şizoaffektif bozuklukta antipsikotik ilaçlar, duygudurum düzenleyiciler ve antidepresanlar birlikte kullanılır.

Ayrıca, her iki bozuklukta da psikoterapi önemli bir rol oynar. Şizoaffektif bozuklukta, tedavi planı hem psikotik hem de duygudurum belirtilerini hedef alır, bu da iyileşme sürecini daha karmaşık hale getirir. Dolayısıyla, şizofreni ve şizoaffektif bozukluk arasındaki temel fark, şizoaffektif bozukluğun duygudurum belirtilerini de içermesi ve psikotik belirtilerin duygudurum epizodları ile ilişkili olabilmesidir6,7.

Şizoaffektif Bozukluk Nasıl Geçer?

Şizoaffektif bozukluğun tamamen geçmesi nadir olarak görülse de semptomlar yönetilebilir ve bireylerin işlevselliği artırılabilir. İyileşme süreci genellikle uzun vadeli olup, bireyin semptomlarını yönetmesine ve yaşam kalitesini iyileştirmesine yardımcı olur. İlaç tedavisi, bireysel psikoterapi, grup psikoterapileri ve yaşam tarzında değişiklikler gibi çeşitli yaklaşımlar kişiye göre değişiklik gösterebilir8,9.

1. İlaç Tedavisi

İlaç tedavisinde farklı türdeki ilaçlar bir arada kullanılabilir ve kombinasyonları kişinin semptomlarına göre farklılık gösterebilir. Örneğin, antipsikotik ilaçlar, halüsinasyonlar ve sanrılar gibi psikotik belirtileri yönetmeye yardımcı olurken duygudurum düzenleyici ilaçlar mani veya depresyon gibi duygudurum bozukluklarının belirtilerini dengelemeye yardımcı olur. Ek olarak, antidepresan ilaçlar da depresyon belirtilerini ve depresif modu hafifletmede kullanılabilir.

şizoaffektif bozukluk belirtiler görseli

2. Psikoterapi

Psikoterapi, ilaç kullanımının yanında şizoaffektif bozukluğun belirtilerinin hafifletilmesini amaçlar. Kişiye destek sağlayarak olumsuz düşüncelerin değiştirilmesine ve dengesiz duygudurum halinin kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Bunlara ek olarak, kişiye duygusal destek sağlar ve rahatsızlığın yönetilmesi için çeşitli stratejiler sunar. Kişiyi bu bozukluk hakkında bilgilendirmek, yaşayabilecekleri konusunda önceden uyarmak ve bu konuda psikoeğitim vermek, rahatsızlığın kontrol alınmasını sağlamada önemli rol oynar.

Bireysel terapiye ek olarak, kişinin ailesi de bu bozukluk hakkında bilgilenerek kişiyi destekleyebilir ve psikoterapi sürecine katkı sağlayabilir. Ayrıca, benzer deneyimleri yaşayan kişilerle birlikte grup terapisine katılmak süreci destekleyen bir diğer yaklaşımdır. Çeşitli rehabilitasyon programları da kişinin sosyal becerilerini, iş becerilerini ve günlük yaşam becerilerini geliştirmesine yardımcı olur.

3. Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Düzenli uyku, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite gibi bazı yaşam değişiklikleri de deneyimlenen belirtilerin hafiflemesine yardımcı olabilir. Örneğin, düzenli uyku saatleri, stabil olmayan duygudurumun ve genel sağlığın iyileşmesine yardımcı olur. Bunun yanı sıra dengeli bir diyet, genel sağlık durumu üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Düzenli egzersiz yapmak da dengeli ruh hali ve genel iyilik haline önemli bir katkı sağlar.

Özetlemek gerekirse, şizoaffektif bozukluk, karmaşık ve zorlu bir ruhsal durum olmasına rağmen, doğru destekle yönetilebilir bir hale gelebilir. Bu bozukluk hem şizofreni hem de duygudurum bozukluklarının belirtilerini içerir ve bu da iyileşme sürecini çok boyutlu ve bütünsel bir yaklaşımla ele almayı gerektirir. İlaç tedavisi, antipsikotik ilaçlar, duygudurum düzenleyiciler ve gerektiğinde antidepresanlar ile semptomların kontrol altına alınmasında temel bir rol oynar. Ancak, ilaç tedavisi tek başına yeterli olmayabilir. Psikoterapi, özellikle bilişsel davranışçı terapi, bireysel terapi ve aile terapisi, kişilerin düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmelerine ve duygusal destek almalarına yardımcı olur.

Destekleyici terapiler ve rehabilitasyon programları, sosyal ve mesleki becerilerin geliştirilmesine katkıda bulunarak kişilerin günlük yaşamda daha bağımsız ve işlevsel olmalarını sağlar. Yaşam tarzı değişiklikleri, düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi faktörler, genel sağlık üzerinde olumlu bir etki yaratarak durumun kontrol altında tutulmasına katkıda bulunur. Ayrıca, stres yönetimi ve mindfulness teknikleri, duygudurumun bozukluklarının dengelenmesine ve genel iyi oluş haline yardımcı olabilir.

Kişinin konu hakkındaki eğitimi ve destek grupları da kişilerin rahatsızlıkları hakkında bilgi edinmelerine, başa çıkma stratejileri geliştirmelerine ve benzer deneyimler yaşayan kişilerle bağlantı kurmalarına olanak tanır. Bu sayede kişiler, sosyal destek ağlarını genişletir ve yalnızlık duygusunu azaltır. Şizoaffektif bozukluğun yönetiminde, bireylerin güçlü yanlarına odaklanarak ve kişiselleştirilmiş bir yaklaşım planı oluşturarak, yaşam kalitesini artırmak ve topluma katılımını sağlamak mümkündür. Sonuç olarak, şizoaffektif bozuklukla yaşayan bireylerin yaşamlarını daha yönetilebilir ve tatmin edici hale getirmek, multidisipliner bir yaklaşım ve sürekli destek ile mümkündür.

Kaynakça

  1. Padhy, S., & Hedge, A. (2015). Şizoafektif Bozukluk: Kavramın Ortaya Çıkışı ve Güncel Durumu. Türk Psikiyatri Dergisi, 26(2).
  2. Karadağ, F., & Oral, E. T. Genel Klinik Bilgi–Duygudurum Bozuklukları–Şizoaffektif Bozukluk.
  3. Malaspina, D., Owen, M. J., Heckers, S., Tandon, R., Bustillo, J., Schultz, S., Barch, D. M., Gaebel, W., Gur, E. R., Tsuang, M., Van Os, J., & Carpenter, W. (2013). Schizoaffective disorder in the DSM-5. Schizophrenia research, 150(1), 21-25.
  4. Marneros, A. (2003). Schizoaffective disorder: clinical aspects, differential diagnosis, and treatment. Current Psychiatry Reports, 5(3), 202-205.
  5. Martin, L. F., Hall, M. H., Ross, R. G., Zerbe, G., Freedman, R., & Olincy, A. (2007). Physiology of schizophrenia, bipolar disorder, and schizoaffective disorder. American Journal of Psychiatry, 164(12), 1900-1906.
  6. ORAL, E. T. (2005). Şizofreni diğer psikotik hastalıklardan nasıl ayrılmalıdır?. Neden nasıl şizofreni. Ankara: Peday Yayınları.
  7. Stip, E., Sepehry, A. A., Prouteau, A., Briand, C., Nicole, L., Lalonde, P., & Lesage, A. (2005). Cognitive discernible factors between schizophrenia and schizoaffective disorder. Brain and Cognition, 59(3), 292-295.
  8. Kantrowitz, J. T., & Citrome, L. (2011). Schizoaffective disorder: a review of current research themes and pharmacological management. CNS Drugs, 25, 317-331.
  9. Goodnick, P. J., & Meltzer, H. Y. (1984). Treatment of schizoaffective disorders. Schizophrenia bulletin, 10(1), 30-48.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.
-->