Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınUyku Nedir?
İnsan yaşamının en temel ritimlerinden biri, uyku ve uyanıklık döngüsüdür. Geceleri dinlenme ve yenilenme süreci olan uyku, gün boyunca zihinsel ve fiziksel aktivitelerimizi destekleyen kritik bir rol oynar.
Ancak uyku, sadece gözlerimizi kapattığımız bir durum değildir; aslında, karmaşık bir beyin aktivitesi ve nörolojik süreçlerin bir sonucudur.
Uyku ve uyanıklık durumları, beyindeki çeşitli nöronların ve kimyasal maddelerin etkileşimiyle belirlenir. Oreksin nöronları gibi belirli nöron grupları uyanıklığı desteklerken, melatonin gibi hormonlar uyku durumunu teşvik eder. Bu nörolojik süreçler, bir dizi farklı evrede meydana gelir ve uyku döngüsü olarak adlandırılan tekrarlayan bir şekilde gerçekleşir. Bu yazımızda, uyku-uyanıklık döngüsünün nasıl gerçekleştiğini ve uyku evrelerini inceleyeceğiz.
1. Uyanıklık Hali
Uyanıklık durumu, dış ve içsel uyarılarla tetiklenir. Orexin nöronları, beyinde hipotalamusta bulunan ve uyku-uyanıklık döngüsünü düzenleyen bir tür nöron grubudur ve genellikle uyanıklık durumunda aktiftirler. Bu nöronlar, beyne uyarı veren çeşitli dış ve içsel faktörlere (örneğin, ışık, stres, açlık gibi) tepki gösterirler ve uyanık kalmamızı ve hareket etmemizi sağlayan bir nörotransmitter olan oreksin (hipokretin) salgılarlar.
Oreksin nöronları korteks, talamus ve beyincik gibi beyin bölgelerine sinyaller göndererek uyanıklığı ve dikkati artırır. Örneğin, sabah güneş ışığı, bir alarm sesi veya içsel bir saat olarak bilinen sirkadiyen ritim gibi faktörler, beyne "Uyan!" sinyalleri gönderir. Beynin kortikal bölgeleri, uyanıklık durumunda aktif hale gelir. Bu, bilinç, dikkat, duyu işleme ve motor kontrol gibi işlevlerin gerçekleştirilmesini sağlar ve aynı zamanda beynin motivasyon ve ödül devrelerini etkileyerek hareket etme ve hedefe ulaşma isteğini artırabilirler.
2. Uyku Hali
Uykunun başlaması için ise önce oreksin nöronlarının aktivitesi azalır ve oreksin salınımı durur. Bu, uyanıklık durumundan uyku durumuna geçişi başlatır. Geceleri vücuttaki melatonin hormonu miktarı artar. Melatonin, vücudun biyolojik saati olan sirkadiyen ritmi düzenler ve uyku durumunun başlamasını destekler.
Uykuya dalmak üzereyken dikkat ve bilinç seviyeleri azalır. Gözler kapanır, kaslar gevşer ve beyin dalgaları yavaşlar. Uyku döngüsünün başlangıcında hafif ve derin uyku evreleri (NREM-1, NREM-2 ve NREM-3) yaşanır. Bu evrelerde vücut dinlenir ve fizyolojik iyileşme gerçekleşir. Uyku döngüsünün sonunda REM uykusu yaşanır. Bu evrede, gözler hızlı hareket eder, beyin aktivitesi uyanıklık seviyesine yakındır ve rüya görülür. Kaslar genellikle felç olur, bu da bedensel hareketin engellendiği anlamına gelir.
Uykunun Evreleri
Uyanıklık durumunda beyin aktivitesinin ölçüldüğü bir EEG (Elektroensefalogram) kaydında belirgin beta dalgalarının gözlemlendiği bir durumdur. Beta dalgaları, beyin dalgalarının en hızlı olanlarıdır ve genellikle yüksek zihinsel aktivite ile ilişkilendirilir. Bu durum, bir kişinin uyanık olduğu ve dikkatinin, odaklanmasının ya da gözlerinin açık olduğu zamanlarda meydana gelir. Örneğin, ders çalışırken veya bir şeylerle meşgulken beyin daha fazla beta dalgası üretir.
Ancak, kişi yorgun hissetmeye başladığında ya da gözlerini kapattığında, bu beta dalgaları yerini daha yavaş ve genellikle dinlenme sırasında görülen alfa dalgalarına bırakır. Bu nedenle, uyanıklık halinde gözler açıkken beta dalgaları baskınken gözler kapatıldığında alfa dalgaları baskın hale gelir1.
Aşama 1: N1 - Hafif Uyku
Bu uyku aşaması, uyku döngüsünün en hafif bölümüdür ve beynin elektriksel aktivitesini ölçen EEG'de theta dalgalarının belirgin olduğu bir zamandır. Bu dalgaların voltajı düşüktür, yani daha az güçlüdürler. Bu aşama, kişi uyumaya başladığında ve gözlerini kapatıp rahatlamaya başladığında gerçekleşir.
Beyindeki alfa dalgalarının yüzde elliden fazlası, yani daha yavaş ve düşük yoğunluklu olanlar, yerini düşük genişlikli karışık frekans (LAMF) aktivitesine bırakır. Bu, beyindeki aktivitenin yavaşladığı ve kişinin uykuya daldığı zamanı ifade eder. Vücut bu aşamada gevşemiş durumdadır, ancak iskelet kaslarında hafif bir kas tonusu vardır.
Solunum düzenlidir ve normal olarak devam eder. Bu aşama genellikle 1 ila 5 dakika sürer ve toplam uyku süresinin sadece %5'ini oluşturur. Bu yüzden hafif bir uyku olarak adlandırılır, çünkü uyku döngüsünün çok küçük bir kısmını oluşturur1.
Aşama 2: N2 - Daha Derin Uyku
Bu aşama, uyku döngüsünün ikinci bölümüdür ve daha derin bir uyku durumunu temsil eder. Beynin elektriksel aktivitesini ölçen EEG cihazı, bu aşamada "uyku iğcikleri" ve "K kompleksleri" adı verilen özel desenleri kaydeder. Uyku iğcikleri, beyinde kısa süreli ve güçlü nöron aktivasyonlarının meydana geldiği patlamalardır. Bu patlamalar, beynin farklı bölgelerinde olur ve sinir hücrelerine kalsiyum akışına neden olur. Bu, sinaptik plastisite olarak adlandırılan bir süreci başlatır, yani beyindeki sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurma şeklini değiştirme yeteneğini etkiler.
Birçok araştırma, uyku iğciklerinin özellikle hafıza güçlendirme sürecinde önemli olduğunu göstermektedir. K kompleksleri ise beyinde uzun süreli dalga desenleridir ve diğer tüm beyin dalgalarından daha uzun ve belirgindir. K-komplekslerinin, uykunun sürdürülmesi ve hafızanın güçlendirilmesinde işlev gördüğü düşünülmektedir2. N2 uyku aşaması, genellikle uyku döngüsünün başlangıcında 25 dakika kadar sürer ve her bir sonraki uyku döngüsü boyunca artar. Toplam uyku süresinin yaklaşık %45'ini oluşturur. Bu aşamada genellikle diş gıcırdatma gibi bazı vücut hareketleri meydana gelir1.
Aşama 3: N3 - En Derin Non-REM Uykusu
N3 aynı zamanda yavaş dalga uykusu olarak da bilinir. Bu uyku aşaması, uyku döngüsünün en derin kısmıdır ve beyindeki elektriksel aktiviteyi ölçen EEG cihazları tarafından kaydedilen "delta dalgaları" ile karakterizedir. Delta dalgaları, çok yavaş ve yüksek genişlikli dalgalardır. Bu aşama, uyku sırasında en derin ve dinlendirici dönem olarak kabul edilir. İnsanlar bu aşamada çok derin bir uykudayken, vücutları dinlenir ve iyileşir. Bu aşama, uyanmak için en zor olanıdır; bazı insanlar, çok yüksek sesler bile (örneğin, 100 desibelden daha fazla) onları uyandıramaz.
Yaşlandıkça, insanlar bu derin, delta dalga uyku süresini azaltır ve daha çok N2 aşamasında geçirirler1. Ancak, bu aşamada uyandırılan biri, kısa bir süreliğine zihinsel karışıklık yaşar. Bu uyku ataleti olarak bilinir. Bilişsel testler, bu aşamada uyandırılan kişilerin genellikle 30 dakika ile 1 saat arasında hafif bir zihinsel performans düşüklüğü yaşadığını göstermektedir3. N3 aşaması, vücudun iyileşme ve büyüme için gereken işlemleri gerçekleştirdiği bir zamandır. Kemik ve kaslar onarılır, bağışıklık sistemi güçlenir. Ayrıca, uyurgezerlik, gece kâbusları ve yatağını ıslatma gibi uyku bozuklukları bu aşamada ortaya çıkabilir4.
Aşama 4: REM
REM, "Rapid Eye Movement" (Hızlı Göz Hareketi) kısaltmasıyla bilinen bir uyku aşamasıdır. Bu aşama, rüya görme ile ilişkilendirilir ve uyku döngüsünün önemli bir parçasıdır. Ancak, dinlendirici bir uyku aşaması olarak kabul edilmez çünkü beyin olağanüstü derecede aktiftir.
REM sırasında, beynin elektriksel aktivitesini ölçen EEG cihazı, uyanıklık sırasındaki beyin dalgalarına benzer bir desen kaydeder, yani beta dalgaları. Bu, beynin uyanık bir insanınkinden farksız bir şekilde çalıştığını gösterir. Ancak, vücutta bazı önemli farklılıklar vardır. İskelet kasları, yani vücuttaki büyük kaslar, hareketsizdir ve kas tonusu azalır. Sadece gözler ve diyafram kasları (nefes alıp verme işlevini yapan kaslar) aktiftir. Bu nedenle, REM sırasında gözler hızlı bir şekilde hareket eder, bu da rüya görmenin bir işareti olarak kabul edilir1.
Solunum hızı daha düzensizdir, nabız ve kan basıncı artabilir veya değişebilir. REM döngüleri, uyku başladıktan yaklaşık 90 dakika sonra başlar ve her bir döngü gece boyunca artar. İlk döngü genellikle 10 dakika sürer, ancak son döngü 1 saate kadar uzayabilir5.
REM aşaması, rüya görmenin yanı sıra vücutta bazı fizyolojik değişikliklerle de ilişkilidir. Bu değişiklikler arasında motor ton kaybı, artan beyin oksijen kullanımı, artan nabız ve kan basıncı, ve asetilkolin adı verilen bir kimyasalın artan seviyeleri bulunur (5). Bu aşama, uyku sırasında en aktif beyin aktivitesinin olduğu ve beyin metabolizmasının %20 oranında arttığı bir zamandır 6.
Uykunun Fonksiyonları
Uyku döngüsü, biyolojik saatimiz olarak da bilinen sirkadiyen ritim tarafından düzenlenir. Bu ritim, hipotalamus içinde bulunan suprakiazmatik çekirdek tarafından kontrol edilir. Ayrıca, sirkadiyen ritim gece boyunca adrenokortikotropik hormon (ACTH), prolaktin, melatonin ve norepinefrin gibi bazı hormonların salınımını da kontrol eder7. İnsanların uyku ihtiyacı olduğu açıktır ancak uyumanın neden yaşamın önemli bir parçası olduğu hala tam olarak anlaşılamamıştır.
Uyku iyi bir yaşam için gereklidir. Uykunun temel amacının, beyindeki nöronlar arasında doğal bir dengeyi yeniden sağlamak olduğu düşünülür. Ancak uyku sırasında beyinde neler olduğu ve vücut için neden önemli olduğu hala tam olarak anlaşılamamıştır.Uykunun işleviyle ilgili bazı hipotezler şunları içerir8:
- Beyindeki sinir hücrelerinin gelişimini tamamlaması için uyku önemlidir.
- Uyku, öğrenme sürecini destekler ve belleğin düzenlenmesine yardımcı olur.
- Uykunun, sinapsların kuvvetlendirilmesi veya zayıflatılması yoluyla sinir ağının düzenlenmesine yardımcı olduğu düşünülür.
- Uyku sırasında beyin, uyanıkken biriken metabolik atıkları temizler.
- Uyku sırasında vücut, enerji tüketimini azaltarak enerji tasarrufu yapar.
Uykuda Aktif Olan Nörolojik Sistemler
Hipotalamustaki suprakiazmatik çekirdek tarafından kontrol edilen sirkadiyen ritim, vücudumuzun biyolojik saati gibi işlev görür ve uyku döngüsünü düzenler. Bu ritim, uyku ve uyanıklık arasındaki geçişlerde etkili olan birkaç beyin yapısı bulunur:
1.Hipotalamus:
Uykunun başlangıcını kontrol eder. Bu, vücut sıcaklığının düşmesi ve uyku için hazırlık yapılması gibi süreçlerle ilgilidir.
2.Hipokampus:
Rüya görme sırasında aktif olan bellek merkezidir. Bu bölge, uyku sırasında yeni bilgilerin işlenmesine ve hatıraların güçlendirilmesine yardımcı olur.
3.Amigdala:
Rüya sırasında duygusal deneyimleri işleyen bir yapıdır. Bu, uyku sırasında duygusal içerikli rüyaların ortaya çıkmasını sağlar.
4.Talamus:
Duyusal sinyallerin beyindeki diğer bölgelere iletilmesini düzenler. Uyku sırasında bu işlev azalır, bu da dış uyarıcıların bilince ulaşmasını engeller.
5.Retiküler formasyon:
Uyku ve uyanıklık arasındaki geçişi düzenler. Bu yapı, beyindeki uyku ve uyanıklık durumunu kontrol eden bir ağdır.
6.Pons:
REM (Rapid Eye Movement) uykusunu başlatır. Bu aşamada gözler hızlı bir şekilde hareket eder ve rüyalar meydana gelir. Pons ayrıca REM sırasında göz hareketlerini kontrol eden bir merkezdir.
Yaş ile Değişen Uyku
Uyku döngüsündeki her bir aşamada geçirilen süre, bireylerin yaşları ilerledikçe değişir. Yenidoğanlar genellikle günün her saatinde düzensiz bir uyku ve uyanıklık dönemi geçirirler. Sirkadiyen ritimlerin oluşmasıyla birlikte, bebeklerin uyku düzeni değişir ve gece daha uzun süre uyumaya başlarlar. Çocuklar büyüdükçe toplam uyku süresi azalır ve sirkadiyen uyku tercihleri ortaya çıkar. Ergenlik döneminde, hormonal değişiklikler ve pubertal süreçlerle birlikte uyku ihtiyacı ve uyku kalitesi değişir. Yetişkinlikte, uyku süresi ve kalitesi genellikle azalır, özellikle yaşlı bireyler daha erken uyanır ve daha erken uyur1.
Uyku Hijyeni
Uyku Hijyeni bireyin sağlam ve düzenli bir uyku alışkanlığı geliştirmesi için uyguladığı davranış ve alışkanlıkların bütünüdür. Bu alışkanlıklar, uyku kalitesini artırmak ve uyku bozukluklarını önlemek amacıyla tasarlanmıştır. Uyku hijyeni uygulamaları arasında düzenli uyku saatleri belirlemek, uygun bir uyku ortamı oluşturmak (sessiz, karanlık, serin ve rahat), kafein ve alkol tüketimini sınırlamak, yatmadan önce rahatlatıcı aktiviteler yapmak (kitap okuma, meditasyon gibi), uyku alışkanlıklarına bağlı kalmak ve teknoloji kullanımını sınırlamak gibi yöntemler bulunur. Uyku hijyeni, genel zindelik için önemlidir ve uyku kalitesini artırarak günlük yaşamın kalitesini olumlu yönde etkileyebilir.
Kapatırken
Uyku ve evreleri, vücudumuzun dinlenme ve yenilenme sürecini yöneten önemli bir biyolojik süreçtir. Her bir uyku evresi, beyin aktivitesi ve vücut fonksiyonları üzerinde benzersiz işlevlere sahiptir ve bireyin sağlıklı bir uyku alışkanlığı geliştirmesi için önemlidir. Bu evrelerin dengeli bir şekilde geçirilmesi, sağlıklı bir uyku döngüsünün anahtarıdır. Uyku evrelerinin düzenli ve derin bir uyku sağlamak için önemli olduğu unutulmamalıdır. Uyku ve evreleri hakkında bilgi sahibi olarak, uyku hijyenini geliştirmek ve iyi bir uyku alışkanlığı sürdürmek için adımlar atabiliriz.
Kaynakça
- Patel AK, Reddy V, Shumway KR, et al. Physiology, Sleep Stages. [Updated 2024 Jan 26]. In: StatPearls [Internet]. Treasure Island (FL): StatPearls Publishing; 2024 Jan-. Available from: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK526132/
- Antony JW, Schönauer M, Staresina BP, Cairney SA. Sleep Spindles and Memory Reprocessing. Trends Neurosci. 2019 Jan;42(1):1-3.
- Hilditch CJ, McHill AW. Sleep inertia: current insights. Nat Sci Sleep. 2019;11:155-165
- El Shakankiry HM. Sleep physiology and sleep disorders in childhood. Nat Sci Sleep.
- Della Monica C, Johnsen S, Atzori G, Groeger JA, Dijk DJ. Rapid Eye Movement Sleep, Sleep Continuity and Slow Wave Sleep as Predictors of Cognition, Mood, and Subjective Sleep Quality in Healthy Men and Women, Aged 20-84 Years. Front Psychiatry. 2018;9:255.
- Peever J, Fuller PM. The Biology of REM Sleep. Curr Biol. 2017 Nov 20;27(22):R1237-
- Zajac A, Skowronek-Bała B, Wesołowska E, Kaciński M. [Sleep paroxysmal events in children in video/polysomnography]. Przegl Lek. 2010;67(9):762-9.
- Frank MG, Heller HC. The Function(s) of Sleep. Handb Exp Pharmacol. 2019;253:3-34.