Psikolojide Yansıtma / Projeksiyon Nedir?

Daha iyi hissetmeye bugün başlayın

Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

Psikolojide Yansıtma / Projeksiyon Nedir?

Psikolojik yansıtma, bir diğer adıyla projeksiyon, bireylerin duygularını, düşüncelerini veya olumsuz özelliklerini başkalarına atfetme eğilimidir. Bu mekanizma, genellikle bilinç dışı bir şekilde gerçekleşir ve birey, kendi rahatsız edici düşünce veya duygularını başkalarının sahip olduğu inancına vararak kendini rahatlatmaya çalışır1.

Örneğin, kişi başkalarına karşı öfke hissettiğinde, bu öfkeyi fark etmeyebilir ve başkalarının ona öfke duyduğunu düşünerek bu durumu kendi zihninde haklı çıkarabilir. Bu süreç, bireyin kendi içsel çatışmalarını fark etmekten kaçınmasına ve bu çatışmaları çözümlemeden devam etmesine neden olabilir.

Yansıtma, bireylerin kendi olumsuz yönleriyle yüzleşmekten kaçınmalarına olanak tanır. Örneğin, kendini yetersiz hisseden bir birey, bu yetersizlik hissini başka bir kişiye atfederek, o kişinin yetersiz olduğunu iddia edebilir. Bu tür bir savunma mekanizması, bireyin kendisini geçici olarak daha iyi hissetmesine yardımcı olsa da uzun vadede içsel problemleri çözmek yerine onları daha da derinleştirir. Yansıtma, kişilerarası ilişkilerde de sorunlara yol açabilir; çünkü bireyler, başkalarının kendilerine karşı olumsuz niyetleri olduğunu düşündüklerinde, gereksiz çatışmalar ve yanlış anlamalar yaşanabilir.

Kısacası, psikolojik yansıtma, bireylerin kendi duygusal ve zihinsel durumlarıyla yüzleşmekten kaçınmak için kullandıkları bir savunma mekanizmasıdır. Ancak bu mekanizma, içsel sorunları çözmek yerine, onları başkalarına yansıtarak daha da karmaşık hale getirebilir. Yansıtma, bireylerin gerçek duygularını ve ihtiyaçlarını anlamalarını zorlaştırabilir ve bu da kişisel gelişimlerini engelleyebilir. Davranışlar da duygulardan ve düşüncelerden etkilendiği için içsel olarak yaşanan bu süreçler uzun vadede kişinin davranışı üzerinde negatif bir etki yaratabilir. Bu nedenle, yansıtmanın farkına varmak ve bu mekanizmayı kırmak, bireylerin duygusal sağlığını iyileştirmeleri için önemli bir adımdır.

Psikolojide Yansıtma Nasıl Savunma Mekanizması Olarak İşler?

1. Rahatsız edici duygular ortaya çıkar.

Birey, kendi içinde kabul etmekte zorlandığı bir duygu, düşünce ya da dürtü ile karşı karşıya kalır. Bu duygu, kişinin benlik algısıyla ya da toplumsal normlarla çatıştığında rahatsızlık yaratır. Örneğin, öfke, kıskançlık, suçluluk ya da yetersizlik gibi olumsuz duygular bu duruma örnek olabilir.

2. İçsel çatışmadan kaçınılır.

Kişi, bu rahatsız edici duygu ya da düşünceyi bilinç düzeyinde fark etmekten kaçınır. Bilinç dışı zihin, bu tür duygularla yüzleşmenin yaratacağı sıkıntıyı hafifletmek amacıyla bu duyguları dışsallaştırır. Yani, bu duyguların kendisinde değil, çevresindeki diğer insanlarda bulunduğuna inanır.

psikoloji yansıtma mekanizması görseli

3. Projeksiyon yapılır.

Birey, kendi içinde deneyimlediği rahatsız edici duygularını başkalarına atfeder. Örneğin, bir kişi kendi kıskançlık duygusunu fark etmek yerine, diğer insanların onu kıskandığını düşünür. Bu şekilde kişi, kendi olumsuz duygusunu kabul etmek zorunda kalmaz ve bu duygunun yarattığı içsel çatışmadan geçici olarak kurtulur.

4. Savunma mekanizması olarak projeksiyon, bireye rahatlama sağlar.

Yansıtma, bireyin kendi rahatsız edici duygularıyla yüzleşmesini engelleyerek, kısa vadede bir rahatlama sağlar. Bu sayede kişi kendi içsel çatışmalarından kaçınır ve duygusal dengeyi geçici olarak yeniden sağlar.

Kişi kısa süreli rahatlama duygusu yaşamasına rağmen yansıtma uzun vadede sağlıksız bir savunma mekanizmasıdır. Kişi, kendi duygusal ihtiyaçlarını ve çatışmalarını fark etmediği için, bu durumlar çözülmeden kalır. Ayrıca, yansıtma, kişilerarası ilişkilerde yanlış anlamalara, çatışmalara ve iletişim problemlerine yol açabilir, çünkü bireyler başkalarını haksız yere suçlayabilir ya da gereksiz savunma duvarları inşa edebilir.

Sonuç olarak, yansıtma, bireyin kendi duygusal gerçekliğinden kaçınmasına ve bu duyguların başkalarına ait olduğu inancıyla geçici bir rahatlama sağlamasına olanak tanır. Ancak, bu mekanizma uzun vadede kişinin duygusal gelişimini engelleyebilir ve sosyal ilişkilerinde sorunlara yol açabilir.

Psikolojik Yansıtma Örnekleri

İlişkilerde Yansıtma Örneği

Romantik ilişkilerde yansıtma oldukça sık görülen bir durumdur. Bir kadın, partnerinin kendisini aldatıyor olabileceğinden şüphelenir ve bu düşünce giderek obsesif bir hal alır. Partnerinin telefonunu kontrol etmeye, kimlerle görüştüğünü sorgulamaya başlar ve onun sadakatsiz olabileceğini düşünerek sürekli endişe duyar. Ancak, kadının bilinç dışında kendi bastırılmış sadakatsizlik düşünceleri yer alabilir. Bu düşünceler onu rahatsız ettiği için, bu duygularını kabul etmek yerine, partnerine yansıtarak onu suçlar. Bu şekilde, kendi potansiyel sadakatsizliğini partnerine atfeder ve kendi içsel çatışmasından kaçınır.

İş Yerinde Yansıtma Örneği

Bir yönetici, ekibindeki bir çalışanı sürekli olarak yeterince çalışmamakla ve işine yeterince önem vermemekle suçlar. Yönetici, bu çalışanı sık sık eleştirir, onun projelerdeki hatalarını abartır ve genel olarak ona karşı olumsuz bir tavır sergiler. Ancak, bu yönetici aslında kendi işinde yeterince başarılı olmadığından ya da iş performansıyla ilgili derin bir kaygı yaşıyor olabilir. Kendi yetersizlik duygularıyla yüzleşmektense, bu kaygıları çalışanına yansıtarak, onun sorunlu olduğu inancıyla kendi suçluluğunu bastırmaya çalışır. Böylece, yönetici kendi eksikliklerini görmezden gelir ve bu eksiklikleri çalışanında görür.

Aile İlişkilerinde Yansıtma Örneği

Bir baba, ergenlik çağındaki oğlunun ona karşı sürekli saygısız ve sinirli davrandığını düşünür. Baba, oğlunun her hareketinde bir öfke veya isyan belirtisi arar ve bu duruma karşı tepki gösterir. Ancak, babanın aslında kendi içinde bastırdığı bir öfke duygusu olabilir; belki de iş yerinde yaşadığı stres, evdeki sorumlulukları veya kendi babasıyla olan sorunları nedeniyle öfke biriktirmiştir. Bu öfkeyi kabul etmek ya da bu konuda yüzleşmek yerine, oğluna yansıtarak, onu haksız yere suçlar. Bu şekilde, baba kendi öfkesini dışsallaştırır ve bu duygusunun kaynağını fark etmez.

psikolojide yansıtma mekanizması örneği görseli

Arkadaşlık İlişkilerinde Yansıtma Örneği

Bu örneğimizde kişi, yakın bir arkadaşının ona karşı ilgisiz ve mesafeli davrandığını düşünmeye başlar. Arkadaşının daha az aradığını, mesajlarına geç cevap verdiğini veya eskisi kadar samimi olmadığını fark eder. Bu kişi, arkadaşının onu önemsemediğine inanır ve bu durumdan rahatsızlık duyar. Ancak, aslında bu kişi kendi içinde arkadaşına karşı bazı kırgınlıklar veya olumsuz duygular taşımaktadır, belki de arkadaşının bir davranışından dolayı bilinçaltında öfke ya da hayal kırıklığı hissetmektedir. Kendi duygularıyla yüzleşmek yerine, bu olumsuz duygularını arkadaşına yansıtarak, onun mesafeli olduğunu düşünür. Bu yansıtma, aralarındaki iletişimi ve ilişkiyi olumsuz etkileyebilir, çünkü kişi aslında kendi içsel çatışmalarını çözmeden suçlamayı dışarıda aramaktadır.

Yansıtma Savunma Mekanizması ve Psikoterapi

Yukarıda bahsedilen bu örnekler, psikolojik yansıtmanın, kişinin kendi içsel çatışmalarını ve rahatsız edici duygularını başkalarına atfederek, bu durumlarla yüzleşmekten kaçınmasına nasıl neden olabileceğini göstermektedir. Yansıtma, bireyin gerçek duygusal durumunu görmesini zorlaştırır ve bu durum, kişilerarası ilişkilerde çatışmalara yol açabilir.

Özetlemek gerekirse, psikolojik yansıtma, bireylerin deneyimledikleri içsel çatışmalarını ve rahatsız edici duygularını başkalarına yansıtarak bu duygulardan kaçınmaya çalıştıkları karmaşık bir savunma mekanizmasıdır. Bu mekanizma, kısa vadede bireyin duygusal rahatlık kazanmasına yardımcı olabilir; ancak, uzun vadede içsel problemleri çözmek yerine derinleştirebilir ve kişilerarası ilişkilerde ciddi sorunlara yol açabilir.

Yansıtmanın farkına varmak ve bu davranışın kökenine inmek, bireylerin kendi duygusal durumlarını daha iyi anlamalarına, içsel çatışmalarını çözmelerine ve daha sağlıklı, dengeli ilişkiler kurmalarına yardımcı olabilir. Bu nedenle, psikolojik yansıtmanın farkındalığı ve üzerinde çalışılması, bireysel ve toplumsal düzeyde psikolojik sağlığın korunması ve geliştirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Siz de bu konuda yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız terapistlerimizle tanışıp onlardan destek alabilirsiniz.

Kaynakça

  1. Knight, R. P. (1940). Introjection, projection and identification. The Psychoanalytic Quarterly, 9(3), 334-341.
*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.
-->