Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınGüneş, kemiklerimizi ısıtıp D vitamini sağlarken aynı zamanda ruhumuza da mutluluk ve neşe veriyor. Sıcak bir gülümsemeyle karşıladığımız yaz, aynı zamanda daha az kıyafet giydiğimiz, bedenlerimizin daha fazla ön plana çıktığı bir mevsim, özellikle tatilinizi deniz ve havuz kenarlarında yapmayı seviyorsanız.
Yaz ve Beden
Yazın gelişi aynı zamanda bizi bedenimiz ve görünüşümüz hakkında kötü hissettirebilecek içerikleri de beraberinde getiriyor. Dergiler hızlı kilo verdiren popüler diyetlerle makaleleriyle, sosyal medyaysa plaj vücutlarının sergilendiği oynanmış görsellerle dolarken bedenlerimiz hakkında iyi hissetmek zorlaşıyor.
Halihazırda çoğumuz o veya bu şekilde boyumuz, kilomuz, izlerimiz ve bedenimizin büyüklüğü hakkında endişelenirken yazın yaklaşıyor olması beden imajımızı daha da tehlikeye sokuyor. Peki, nedir bu endişelerin altında yatan korku? Beğenilmeme korkusu, ya da bir başka deyişle beğenilme arzumuzun tatmin olmayacağı korkusu.
Beğenilme Arzumuz ve Güzellik Algısı
İnsanoğlu var oluşundan bu yana çekici hissetmek ve beğenilme arzusu içinde olageldi. Beğenilme arzusu bizi daha çekici olmak, daha güzel görünmek, güzelliğini göstermek ve fark edilmek yönünde dürtüler. Beğenilince iyi hissetmek son derece doğal ve sağlıklı bir duygudur.
Evrimsel çerçeveden bakıldığında bu arzu kendimize uygun eş bulma olasılığımızı arttırdığı için gelişmiştir. Toplumda kabul görmenin yollarından biri olarak bakımlı ve güzel olmak için uğraşırız. O kadar ki değeri milyarlarca doları bulan kozmetik ve estetik sektörleri bu arkaik arzumuzun üzerine kurulmuştur. Hatta kimi zaman beğenilmek uğruna hem ruhsal hem fiziksel sağlığımızı feda edebiliriz.
Güzellik Algısının Tarihsel Gelişimi
Özellikle yaklaşık 12 bin yıl öncesinde insanlık olarak yerleşik yaşama geçmemizin ardından güzellik algısı daha da önem kazansa da aslında güzellik idealinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu düşünmek mümkündür. Örneğin, Viyana Doğa Tarihi Müzesi'nde ziyaret edebileceğiniz, Eski Taş Çağı'ndan kalan ve yaklaşık 35 bin yıllık olduğu tahmin edilen Willendorf Venüsü adlı heykel dönemin ideal kadın bedenini tasvir etmektedir.
Güzellik idealinin ne kadar değişken olabildiğini şöyle bir örnekle açıklayalım. Bugünün ideal beden algısının yapıtaşlarından biri olan incelik takıntısı neredeyse 100 yıl öncesine kadar bir hastalık göstergesi olarak algılanmaktaydı. Binlerce yıl öncesinde, heykeller ve sanat eserleri dönemin ideal bedenini betimlerken kıvrımlı ve kalın siluetler tasvir ediyordu. Willendorf Venüsü heykeli bunun en eski örneklerindendir.
Evrimsel bir bakış açısıyla bu durumu şöyle yorumlayabiliriz. Modern yaşama ulaşana kadar insanlık için yeterince yiyecek bulmak en büyük sorunlardan biriydi. Yeterince iyi beslenebilen insanların ortak özelliği yağlı ve kıvrımlı bedenleri olmasıydı. Güç, sağlık ve yemeğe erişiminin sinyali olan bu beden tipi çağının arzulanan ve ideal bedeni olarak kabul gördü.
Günümüzde İdeal Beden ve Güzellik Algısı
Ancak kendi biricik bedenimizi milyarlarca insanın oluşturduğu ideal güzellik ve beden algısıyla kıyaslamaya başlamadan önce bu idealin 10 yılda bir bile değiştiğini bilmek kendimize ve bedenimize daha şefkatli yaklaşmamızı sağlar.
1920'li yılların güzellik idealini erkeksi, kısa saçlı, küçük göğüslü ve düz belli kadın görüntüsünü oluşturmaktaydı. 1930’lu yıllar atletik ve sıkı vücutların güzellik idealini belirlediği bir dönemdi. 1940’larda düz belin modası eskimiş, kum saati figürü ideal kadın bedenini tasvir etmek için kullanılmaya başlanmıştı. 1990’lı yıllardaysa ince bedenli ve soluk ciltli kadın figürü öne çıkmaya başladı. Günümüzdeki ideal güzellik algısı gittikçe daha da inceldi. Vücut yağ oranı ise bu güzellik algısının matematiksel bir ifadesi olarak kabul gördü.
Ancak bugünün ideali olan incelik takıntısı neredeyse 100 yıl öncesine kadar bir hastalık göstergesi olarak algılanmaktaydı. Binlerce yıl öncesinde, heykeller ve sanat eserleri dönemin ideal bedenini betimlerken kıvrımlı ve kalın siluetler tasvir ediyordu. 35 bin yıllık Willendorf Venüsü heykeli bunun en eski örneklerindendir.
Yani bedensel güzellik ideali toplumdan topluma ve çağdan çağa değişmesine rağmen varlığı sabittir. Buna ideal beden algısı denir. Kendi bedenimizi bugün nasıl gördüğümüze ise beden imajımız deriz. Günümüzün ideal beden algısı ile beden imajımız arasındaki fazla önemsemeye başladığımızda bu bizi mutsuz eder.
Güzellik İdeali Uğrunda Psikolojik Rahatsızlıklar
Bu algılar her toplumda ve çeşitli zamanlarda farklılık göstermekle birlikte kişiyi her zaman derinden etkilemektedir. Kişinin bedenini nasıl algıladığı olumlu ya da olumsuz duyguların açığa çıkmasında çok önemli bir noktadır. Bu algı sosyal medya gibi mecralarda giderek ulaşması imkansızlaşan mükemmel beden görsellerini gördükçe daha da kötüleşerek bedenimizden utanmamıza bile yol açabilir.
Bu algı kişinin kendisini diğer insanlardan daha az çekici bulmasına ya da bulmamasına, kendi bedeninden memnuniyetsizlik ve hatta rahatsızlık duymasına neden olabilir. Bu duruma olumsuz beden imajı denir. Yapılan bir çalışmaya göre kadınların %83’ü, erkeklerin %74’ü bedenlerinden memnun değil. Yani ideal beden ve güzellik aslında gerçekte ulaşılması imkansız ve hatta sağlıksız ancak herkesin mutsuz hissetmesine sebep olan bir algıdır.
Bu durum özellikle genç yetişkinlerimiz için çok tehlikeli. Çünkü beden imajımızın olumsuzlaşması sadece anoreksiya nervoza gibi yeme bozukluklarına değil, depresyon, anksiyete, düşük özgüven gibi birçok psikolojik soruna yol açabilir. Bu algıyı ve dayattıklarını kabullenmemek ve bedenimizi olduğu haliyle sevmek bizi birçok psikolojik rahatsızlıktan korur.
Bedenimizle Mutlu Olmak için Öneriler
Olumlu Onaylama Yapın
Olumlu onaylamalar başta komik ve hatta aptalca dursa bile duymaya ihtiyacımız olan şeyleri kendimize cesurca söylemenin eğlenceli bir yoludur. Yeterince tekrarladığımızda bizi olumlu duygularla doldurur ve bedenimizle barışmamızı sağlar. Örnek olarak şunları kendinize söyleyebilirsiniz:
- Vücudumu bugün olduğu gibi seviyor ve kabul ediyorum.
- Bedenim hakkında iyi hissetmekten keyif alıyorum.
- Güçlü olduğum için minnettarım.
- Bedenimi sevmeyi öğreniyorum.
- Bedenimin güzelliği dışa taşıyor.
- Diğer kadınlara bedenleriyle barışmaları konusunda örnek olabilirim.
- Bedenimi sağlıklı yiyecekler ve egzersizlerle besliyorum çünkü o en iyisini hak ediyor.
- Bedenim kendi halinde mükemmel ve başkası gibi olmasına gerek yok.
- Bedenim beni özel ve eşsiz kılıyor.
Sizi İyi Hissettiren İçeriklere Bakın
Kendinizi sürekli sosyal medyada gördüğünüz insanlarla karşılaştırıyorsanız, buna ‘DUR!’ deyin. Kendimizi toplumun %2’sini oluşturan kişilerin fotoğraflarının üzerinde defalarca oynanmasının ardından ortaya çıkan görsellerle kendimizi kıyaslamak ruh sağlığımız için yaptığımız en zararlı şeylerden biri olabilir.
Sosyal medya sizi eğlendirmek, bilgilendirmek ve uzaktaki sevdiklerinizle bağlantıda kalmak içindir, sizi kötü hissettirmek için değil. Size bedeniniz hakkında kötü hissettiren hesapları takip etmeyi bırakın ve insan bedeninin çeşitliliğini kutlayan hesapları takip edin.
Yaz Mevsiminde Kendinizi Şımartın
Ölçüsünü kaçırmadan yaz lezzetleri ve ikramlarının tadını çıkarmaktan korkmayın. Sağlıklı ve dengeli beslendiğiniz sürece ara sıra kendinizi şımartmaktan suçluluk duymanıza gerek kalmaz.
İçinde İyi Hissettiğiniz Şeyi Giyin
Bedeninize uyan ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak kıyafetler giyin. Ayrıca üzerinize tam oturmayan ve dolabınızda yer kaplayan eski kıyafetleri bir kıyafet kutusuna bağışlamayı düşünebilirsiniz. Bu bedeninizle barışırken ihtiyacı olan başkalarına da yardım ederek iyi hissetmenizi sağlar.
Hareket Edin
Hareket etmek sağlıklı kalmanın en iyi yollarından biridir. Beden sağlığınızı korumanın yanı sıra, harekete geçmek size mutluluk veren hormonları salgılamanızı sağlar. Harekete geçtikçe bedeniniz daha güçlü ve sağlıklı olacak.
Egzersiz yaparken kilo vermek yerine yüksek olan kan değerlerini sağlıklı düzeylere indirmek veya daha dinç hissetmek gibi hedeflere odaklanmak hem genel sağlığınızı hem de beden imajınızı olumlu etkiler.
Sağlığınızı Koruyun
Olumlu beden algısının kötü beslenmek ve sağlıksız olmak anlamına gelmediğini hatırlayın. Bedeninize karşı onun her halinde duyduğunuz sevginin, sağlıksız beslenme alışkanlıklarını ve ona kötü bakmamızı meşrulaştırmayacağını unutmayın.