Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
Yüksek İşlevli Depresyon Nedir?
Yüksek işlevli depresyon (high-functioning depression), bir diğer adıyla fonksiyonel depresyon, bireylerin günlük yaşamlarını ve işlerini sürdürebildikleri, ancak yine de içsel olarak ciddi depresif semptomlar yaşadıkları bir depresyon türüdür. Bu durum, genellikle dışarıdan bakıldığında kişinin depresyonda olduğu anlaşılmadığı için "yüksek işlevli" olarak adlandırılır. Yüksek işlevli depresyon yaşayan kişiler, işlerine gitmeye devam edebilir, sosyal etkinliklere katılabilir ve sorumluluklarını yerine getirebilirler, ancak bu süreçte büyük bir içsel mücadele verirler1.
Yüksek işlevli depresyon, kronikleşebilir ve kişinin hayat kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir. Bu tür depresyon genellikle distimi veya kalıcı depresif bozukluk olarak da bilinir. Çözüm yaklaşımları geliştirilmediğinde bu durum kişinin fiziksel iyiliğini, ilişkilerini ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Çözüm yaklaşımları arasında psikoterapi, ilaç kullanımı ve yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve stres yönetimi) yer alır.
Gizli (Maskeli) Depresyon Nedir?
Gizli veya maskeli depresyon, dışarıdan fark edilmesi zor olan, kişinin içsel dünyasında yaşadığı depresyon türüdür. Bu tür depresyon, yüksek işlevli depresyon ile benzerdir, ancak gizli depresyonu olan bireyler, depresif hislerini daha da ustaca gizleyebilirler ve bu nedenle çevresindekiler tarafından genellikle fark edilmezler. Gizli depresyonun başlıca belirtileri şunlardır:
- Sosyal Zorlantılar: Gizli depresyonu olan kişiler, çevresine mutlu, enerjik ve olumlu bir imaj çizebilirler. Ancak, bu maskenin ardında derin bir üzüntü ve içsel mücadele yatar.
- Mükemmeliyetçilik: Kendini iş veya akademik başarıya adama, mükemmeliyetçi davranışlar sergilemek maskeli depresyonun belirtilerinden olabilir. Bu durum, içsel boşluk ve düşük öz saygıyı telafi etme çabası olabilir.
- Bağımlılık Yapıcı Davranışlar: Alkol ve madde kullanımı, aşırı yemek yeme veya aşırı çalışma gibi bağımlılık yapıcı davranışlar sergilerler.
- Duygusal Uzaklık: Duygusal olarak başkalarına açılmaktan kaçınırlar ve genellikle yüzeysel ilişkiler kurarlar.
- Fiziksel Yorgunluk: Aşırı çalışmanın tam tersi olarak sürekli olarak yorgun ve bitkin hissederler ve yaptıkları işlerden ve sorumluluklardan kaçınma davranışı gösterebilirler.
- Ani Davranış Değişiklikleri: Aniden farklı bir şekilde düşünüp dürtüsel davranışlar sergileyebilirler.
- Somatik Belirtiler: Baş ağrıları, mide sorunları, uyku problemleri gibi fiziksel sorunlar olarak kendini gösteren depresyon belirtileri görülebilir.
Gizli depresyonun nedenleri, diğer depresyon türlerinin nedenlerine benzer şekilde karmaşıktır ve biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olabilir. Genetik yatkınlık, çocuklukta yaşanan travmalar, stresli yaşam olayları ve beyin kimyasallarındaki dengesizlikler bu durumu tetikleyebilir.
Gizli depresyon, fark edilmesi zor olduğu için genellikle teşhisi ve baş edilmesi de zor olabilir. Bu rahatsızlığı yaşayan kişiler genellikle yardım istemekte zorlanırlar, çünkü başkalarına karşı zayıf görünmekten veya yük olmak istemezler. Ancak, bu durumda profesyonel yardım almak çok önemlidir ve kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.
Yüksek İşlevli Depresyonun Belirtileri
Genel olarak dışarıdan bu belirtiler depresyon kadar açıkça anlaşılmasa da yüksek işlevli depresyonu olan bireyler içsel olarak depresyonla aynı belirtilere sahiptir. Belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
- Gün boyunca süren ve geçmeyen melankoli hali ve boşluk hissi
- Sürekli yorgun hissetme ve günlük aktiviteleri yerine getirmede zorlanma
- Önceden zevk alınan aktivitelere karşı ilgi kaybı
- Uykusuzluk veya aşırı uyuma
- İştah kaybı veya aşırı yeme
- Kendine karşı olumsuz düşünceler, değersizlik ve yetersizlik hissi
- Düşük öz güven ve öz saygı
- Dikkati toplamakta zorlanma ve karar vermede güçlük yaşama
- Gelecek hakkında olumsuz düşünceler
- İçsel olarak büyük bir çatışma içinde olma
Yüksek İşlevli Depresyonun Nedenleri
Yüksek işlevli depresyonun belirtileri depresyon bozukluğu ile benzer belirtilere sahiptir. Genel olarak depresyondan farkı kişide kendini nasıl gösterdiğidir. Her ne kadar nedenleri ve belirtileri benzerlik gösterse de davranışsal dışa vurumları farklıdır2.
Biyolojik Faktörler: Genetik yatkınlık kişinin depresyonu geliştirmesinde önemli bir rol oynar. Ailede depresyon öyküsü olan bireylerde daha yaygın olarak görülür. Bununla birlikte beyindeki serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmiterlerin dengesizlikleri ve hormonal dengesizlikler de biyolojik faktörler arasındadır.
Psikolojik Faktörler: Yüksek işlevli depresyonu olan kişiler genellikle mükemmeliyetçi olabilirler. Kendilerinden ve başkalarından yüksek beklentilere sahip olabilirler, bu da onlarda sürekli bir baskı ve stres yaratabilir. Kişinin yaşadığı içsel çatışmalar, düşük öz saygı, benliğe yönelik eleştiriler, yetersizlik hissi ve başarısız olma korkusu da depresyonun gelişmesine katkıda bulunabilir.
Çevresel Faktörler: Stresli yaşam olayları, geçmişte yaşanan travmalar, sosyal desteğin eksikliği, kültürel ve toplumsal baskılar kişinin depresyon riskini arttıran faktörlerdendir.
Diğer Faktörler: Kronik fiziksel rahatsızlıklar, alkol ve madde kullanımı ve uyku bozuklukları da depresyon belirtilerini şiddetlendirebilir.
Yüksek İşlevli Depresyonla Baş Etmek
Yüksek işlevli depresyonla başa çıkmak zor olabilir, çünkü dışarıdan bakıldığında kişi normal ve işlevsel görünebilir, ancak içsel olarak ciddi bir mücadele içinde olabilir. Bu rahatsızlıkla mücadele etmek için siz de etkili bazı baş etme yollarını deneyebilirsiniz3.
1. Profesyonel yardım alın.
Psikoterapi almak size duygu düzenleme ve sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmeniz konusunda yardımcı olabilir. Bununla birlikte bir psikiyatristin önerdiği ilaç tedavisi de beyindeki kimyasal düzensizlikleri düzeltmeye yardımcı olabilir.
2. Sosyal destek ağı kurun.
Duygularınızı ve düşüncelerinizi güvendiğiniz kişilerle paylaşın. Destek almak, depresyonla başa çıkmada önemli bir rol oynar. Benzer deneyimleri yaşayan insanlarla iletişim kurmak, yalnız olmadığınızı hissetmenize yardımcı olabilir.
3. Sağlıklı yaşam tarzını benimseyin.
Düzenli egzersiz ve fiziksel aktivite yapmak endorfin salgılanmasını arttırarak ruh halinizi iyileştirebilir. Bununla birlikte dengeli bir diyet ve sağlıklı beslenme genel olarak sağlıklı yaşamanıza katkı sağlar. Yeterli ve kaliteli uyku da hem zihinsel hem de fiziksel olarak size iyi gelecektir.
4. Olumlu düşünme pratiğinizi geliştirin.
Olumlu düşünceleri ve onaylamaları kullanarak negatif düşüncelerinizi yeniden çerçeveleyebilirsiniz. Kazandığınız bu pratiği meditasyon ve mindfulness gibi tekniklerle pekiştirebilirsiniz. Bunun yanı sıra günlük olarak duygularınızı ve düşüncelerinizi yazmak, onları anlamlandırmanıza ve başa çıkmanıza yardımcı olabilir.
5. Size keyif veren aktivitelerle ilgilenin.
Sizi zorlayan ve stres veren şeylerden uzaklaşmak için yapmaktan keyif aldığınız ve sizi rahatlatan aktivitelerle ilgilenmek stres seviyenizi düşürerek psikolojik olarak modunuzu yükseltmeye yardımcı olacaktır.
6. Öz-şefkati ihmal etmeyin.
Kendinize karşı nazik olun ve hatalarınızı kabul ederek onları affetmeye çalışın. Kimse mükemmel değildir ve her insanın zor zamanları olabilir. Aynı zamanda başarılarınızı ödüllendirmek de oldukça önemlidir.
Yüksek işlevli depresyonla başa çıkmak zaman ve çaba gerektirir. Eğer kendi kendinize denediğiniz yöntemler belirtileri azaltmada size yardımcı olmadıysa bir uzmana başvurmak oldukça önemlidir. Bu, hem içsel mücadelenizi hafifletmenize hem de yaşam kalitenizi artırmanıza yardımcı olabilir.
Eğer siz de yüksek işlevli depresyon yaşadığınızı düşünüyorsanız Hiwell’in uzman kadrosundan yardım alabilirsiniz. Her ne kadar kesin sonuç vermese de belirtilerinizi daha iyi anlamak ve anlamlandırmak için blogumuzda bulunan depresyon testini çözebilirsiniz.
Kaynakça
- Charlson, F. J., Ferrari, A. J., Flaxman, A. D., & Whiteford, H. A. (2013). The epidemiological modelling of dysthymia: application for the Global Burden of Disease Study 2010. Journal of affective disorders, 151(1), 111-120.
- Addis, M. E., & Jacobson, N. S. (1996). Reasons for depression and the process and outcome of cognitive–behavioral psychotherapies. Journal of consulting and clinical psychology, 64(6), 1417.
- Khalsa, S. R., McCarthy, K. S., Sharpless, B. A., Barrett, M. S., & Barber, J. P. (2011). Beliefs about the causes of depression and treatment preferences. Journal of clinical psychology, 67(6), 539-549.