Daha iyi hissetmeye bugün başlayın
Siz de 850 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.
BaşlayınAnoreksiya Nervoza
Yemek yemek yaşamın sürdürülmesi için bir gereklilik olmanın ötesinde kimilerimiz için bir keyif kimilerimiz için ise kabus gibi bir süreçtir. Yemek yeme yaklaşımında hangi tarafta olduğumuzu belirleyen ilk süreç, bebeklik döneminden okul çağına kadar olan deneyimlerimizdir. Sosyal kültürel çevre, duygusal kapasite, anne-babanın bakım verme biçim ve ebeveynlik tutumları gibi pek çok etken beslenme davranışlarımızı şekillendirmektedir.
Bunun yanı sıra beslenme alışkanlıkları, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Beslenme ve yemeğe dair düşünceler takıntı haline dönüşürse kişide ciddi düzeyde fiziksel ve/veya ruhsal rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Anoreksiya nervoza, yeme bozuklukları arasında en sık rastlanan ve aynı zamanda ruhsal belirtilerin yanı sıra fiziksel sıkıntıların da eşlik ettiği en önemli başlıklardan biri olarak yer almaktadır1.
Anoreksiya Nedir?
Anoreksiya nervoza, kişinin kendi bedeniyle ilgili olumsuz düşünceleriyle başlayan ve kilo alma korkusuyla enerji alımını kısıtlayarak aşırı kilo kaybı yaşadığı bir yeme bozukluğudur. Bu nedenle zayıflık hastalığı olarak bilinir. Anoreksiya nervozanın bu belirtileri, hastalarda fiziksel olarak kolaylıkla gözlenebilir.2, 3.
Zayıf bir bedene sahip olma arzusu ve kilo almaya karşı yoğun korku birlşerek kişiyi katı bir diyet uygulamaya, aşırı egzersiz yapmaya, kendini kusturma davranışında bulunmaya veya laktasif ilaçlar kullanmaya itmektedir.
Bu davranışların sonucu olarak kişinin beden ağırlığı düşer ve bu durum sağlığını ciddi düzeyde sıkıntıya sokabilmektedir. Çarpık bir beden algısına sahip olması sebebiyle de kişi ne derece zayıfladığının farkında olmaz, hala şişman olduğuna inanır ve bununla birlikte yaşamakta olduğu durumun ve rahatsızlığın ciddiyetini inkar eder2, 4.
Anoreksiya Nervozanın Alt Tipleri
Anoreksiya tanısı nasıl konulur? DSM-5’e göre anoreksiya nervoza 2 alt tipe ayrılabilir:
- Kısıtlayıcı Tip
- Tıkınırcasına Yeme/Çıkarma Tipi
Kısıtlayıcı Tip
Kişinin son 3 ayda katı bir diyet uygulaması ve neredeyse hiç yemek yememesi ya da aşırı spor yaparak kilo kaybetmesi kısıtlayıcı tip olarak geçmektedir. Kişinin bu şekilde kendini kısıtlamasının altında kendini cezalandırıcılık şeması yatıyor olabilir.
Tıkınırcasına Yeme/Çıkarma Tipi
Anoreksiya nervozanın bu tipinde tekrarlayan şekilde tıkınırcasına yemek yeme ve çıkarma atakları yaşanır. Diğer bir deyişle duygu kontrolü, kaygıdan kaçınma gibi sebeplerle aşırı yemeye sığınır ancak sonradan hissettiği utanma ve suçluluk gibi duygularla yediklerinin kalorisinden kaçınmak amacıyla bunları istemli olarak kusar5, 6. Bu nedenle Anoreksiya Nervozanın Tıkınırcasına Yeme/Çıkarma tipi kendini kusturma hastalığı olarak bilinir. Peki Anoreksiya kimlerde görülür?
Anoreksiya Nervozanın Yaygınlığı
Anoreksiya nervozanın erişkinlerde yaşam boyu yaygınlığı %1-2 iken ergenlerde %0.3-0.7 oranında olduğu bildirilmiştir. Anoreksiya nervoza çoğunlukla orta-geç ergenlik döneminde yani 14-18 yaş aralığında ortaya çıkmaktadır2, 7.
Son zamanlarda ergenlik öncesi veya erken ergenlik dönemlerinde de anoreksiya nervozanın görülme sıklığının artmaya başladığı, bununla birlikte erken dönemde ortaya çıkan anoreksiya nervozanın daha kötü bir prognoza sahip olduğu bilinmektedir. Klinik ortamda yapılan çalışmalar, anoreksiya nervozanın kadın erkek oranının 10:1 olduğu ifade etse de, toplum çalışmalarındaki sonuçlar bize bu oranın daha düşük olduğu söylemektedir2, 8.
Anoreksiya Nervozanın Kökeni
Anoreksiya nervozanın, genetik, nörobiyolojik, psikososyal, gelişimsel ve çevresel gibi pek çok faktörün etkisi ile oluştuğu düşünülmektedir ve net bir etiyolojik faktör yoktur2.
- Genetik Faktörler
- Nörobiyolojik Faktörler
- Psikososyal Faktörler
- Gelişimsel Faktörler
- Çevresel Faktörler
Genetik Faktörler
Birinci derece kadın akrabalarında anoreksiya nervoza bulunan danışanların yaşam boyu anoreksiya nervoza geliştirme ihtimalleri 10 kat artmıştır. Anoreksiya nervoza üzerine yapılan ikiz çalışmalarında ise genetik geçiş %33-84 arasında verilmiştir2, 9, 10.
Nörobiyolojik Faktörler
Nörobiyolojik faktörler üzerinde de durulmuştur fakat bunların yeme bozukluklarının öncüsü mü yoksa yeme bozuklukları sonucunda mı oluştuğu konusunda netlik yoktur. Anoreksiya nervoza hastalarında yapılan nörogörüntüleme çalışmaları sonucunda ventriküllerde genişleme, beyin omurilik sıvısında artış ve beyinde boyut olarak küçülme gibi bazı faktörler saptanmıştır2, 11.
Psikososyal Faktörler
Psikososyal faktörler açısından baktığımızda ise kişinin kilosu ile dalga geçilmesi, dış görünüşü ile ilgili kıyaslamalar yapılması, ailesi veya arkadaşları tarafından gelen olumsuz eleştiriler, sosyal medya üzerinden zayıf olmanın çekiciliği üzerine maruz kaldığı pek çok mesaj her iki cinsiyet açısından da yeme bozuklukları gelişimine yol açabilir2, 12.
Psikanalitik perspektiften bakıldığında anoreksiya nervoza geliştiren bireylerin anne-çocuk ilişkisinde sorunlar vardır. Bu kişilerin anneleri, bebeğin duygusal gereksinimini anlamakta zorlanmaktadır. Bu durum çocuğun ilerleyen dönemlerde beden algısının bozulmasın yol açar. Kişi bedeninin isteklerini anlama ve onu doyurma noktasına sıkıntılar yaşayabilir. Bununla birlikte bedeni üzerindeki kontrolünü oral davranışlarını kısıtlayarak sağlama çabasında olur.2, 4.
Gelişimsel Faktörler
Evrensel olan gelişimsel geçiş dönemlerinde meydana gelen olumsuz deneyimler anoreksiya nervozanın artan yaygınlığı ile bağlantılı bulunmuştur13.
Bu gelişimsel risk faktörleri beslenme ve uyku gibi güçlüklerle birlikte prenatal, perinatal ve neonatal olayları da içerebilir. Çocukluk süreci boyunca ortaya çıkan bazı özellikler anoreksiya nervoza için risk faktörü olarak adlandırılmaktadır. Bunlar anksiyete, depresyon, mükemmeliyetçilik ve otizm spektrum bozukluğu ile ortaya çıkan kişilik özellikleri şeklinde sıralanabilir14.
Bir diğer gelişimsel faktör ise anoreksiya nervozanın ergenlik döneminde ortaya çıkışıyla ilgili görünmektedir. Ergenlik dönemi genel hatları itibariyle kişinin derin değişiklikler yaşadığı ve yetişkinliğe geçiş sürecini temsil eden bir dönemdir. Bu dönemde anoreksiya nervozanın başlangıç dönemini temsil etmektedir. Peki anoreksiya nervozanın başlangıcında ergenlik döneminin kritik önemi nedir?
Bu konuda yapılan olası bir açıklama, kişinin bu dönemde yaşadığı nörotransmitter işleyişinin, kişinin beyin olgunluğunun ve genetik faktörlerle iletişime giren hormonal değişimler ve düzensizliklerinin anoreksiya nervozanın başlangıcını etkilediğine yönelik olmaktadır13, 15.
Çevresel Faktörler
Kadın olmanın anoreksiya nervoza için risk faktörü olduğu bilinmektedir. Zira Anoreksiya Nervoza kadınlarda erkeklere oranla 10 kat daha fazla görülmektedir.
Bunun yanı sıra ekonomik durumunda etkisinden de söz edilebilir. Düşük ve orta gelirli ülkelerde anoreksiya nervoza oranlarında artış yaşanmaktadır. Sanayileşme, küreselleşme ve kentleşme gibi kültürel geçiş süreçlerinin anoreksiya nervozanın gelişimi için çevresel risk faktörleri ile ilişkisi olduğu düşünülmektedir13, 16.
Bunun yanı sıra katı diyet ve aşırı egzersiz gibi davranışlarda bulunmakta olan ve aynı zamanda genetik anlamda da daha duyarlı olan bireylerin daha kolay şekilde anoreksiya nervoza geliştirmeleri mümkün olmaktadır13.
Anoreksiya Nervozaya Dair Klinik Bulgular
Anoreksiya nervozadan muzdarip olan hastaların fiziksel görünümleri çarpıcı derecede zayıftır. Bu sayede tanı koyma süreci diğer ruhsal hastalıklara oranla daha kolaydır. Bu kişilerin genellikle saçları azalmıştır. İleri vakaların vücutlarında lanugo tüyleri görülebilmektedir2.
Peki anoreksiya başlangıcı nasıl anlaşılır? Anoreksiya nervoza genellikle ergenlik döneminde başlar ve başlangıcında çoğunlukla kilo vermek amacıyla yapılmış diyet öyküsü yer almaktadır. Danışanda kilo almak üzerine yoğun bir korku vardır ve beden algısı bozulmuş durumdadır. Kişi zayıf olmasına rağmen kendisini kilolu görmektedir. Sık sık kilolarını kontrol etmek için tartılırlar. Genellikle yalnız başına yemek yemeyi tercih ederler ve yemekleri küçük parçalara bölerek yerler. Süreç ilerledikçe besin alımı azalır ve kiloları normal vücut ağırlığının altına inmeye başlar2, 4, 7.
Anoreksiya Nervozaya Eşlik Eden Psikiyatrik Bozukluklar
Anoreksiya nervozaya duygudurum bozuklukları, kaygı bozuklukları ve obsesif kompulsif bozukluk gibi psikiyatrik bozukluklar yüksek düzeyde eşlik edebilmektedir. Anoreksiyanın tıkınırcasına yeme/çıkarma alt tipine ise madde kullanım bozukluğunun daha fazla eşlik ettiği bildirilmiştir2, 17.
Anoreksiya nervozayla depresyonun yaşam boyu eş tanı yaygınlığı, yani birlikte görülmek olasılığı %50-68 arasındadır. Bu oran Anksiyete Bozuklukları için bu oran %30-65 aralığında2, 18 ve Obsesif Kompulsif Bozukluk için %25’ten fazladır2, 4.
Anoreksiya Nervozanın Tedavisi
Anoreksiya düzelir mi? Zayıflık hastalığı Anoreksiya tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Tedavi sürecindeki ilk basamak danışanın ayaktan mı yoksa yatarak mı tedavisinin devam ettirileceğine karar verilmesi olmalıdır. Çocuk ve ergen danışanlarda durumları stabil devam etmekte ise ayaktan tedavi uygun görülmektedir2, 19.
Anoreksiya Nervozada Yatarak Tedavi
Ayaktan tedavinin işe yaramadığı aşağıdaki durumlarda yatarak tedavi ön plana çıkmakta ve önerilmektedir:2, 19, 20
- Kısa süre içerisinde ciddi kilo kaybı varsa
- Son günlerde yemek alımı durma düzeyine gelmişse
- Kalp atım hızında düşüklük
- İntihar düşünceleri veya girişimleri
Anoreksiya nervoza için tedavi etkililiğini ele almış olan 32 çalışmanın derlemesini içeren bir araştırma kilo alımı uygulamasının anoreksiya nervozaya sahip danışanların tedavisinde birincil sonuç değişkeni olarak belirlemişlerdir.
Anoreksiya nervozanın vücut memnuniyetsizliği ve buna bağlı olarak zayıf olma isteği gibi psikolojik özelliklerinin azaltılması, aşırı egzersiz yapma davranışını azaltma çabası, menstrüasyon görmeyi engelleyen davranışları azaltmak ise ikincil değişkenler arasında yer almaktadır21.
İlaç Çalışmaları
İlaç kullanımı genellikle klinik yönetimde veya tedavi esnasında veya yeniden beslenme tedavisinin devamında kullanılmıştır21.
Davranışsal Müdahale Çalışmaları
Davranışsal çalışmalar tüm psikoterapi çeşitlerini içermiştir. Bunların önde gelenleri:
- Bilişsel Davranışçı Terapi
- Psikodinamik Terapi
- Şema Terapi
- Aile Terapisi
- Grup Terapisi
Örneğin bir bilişsel davranışçı terapi çalışmasında, kişide yeme patolojisini sürdüren faktörlerle ilişkili bilişsel ve davranışsal bileşenler üzerine odaklanılmış ve anoreksiya nervoza rahatsızlığına uyarlanmış bir terapi süreci uygulanmıştır21.
Anoreksiya nervozaya sahip bireyler kilo ve beden şekli ile ilgili işlevsel olmayan düşüncelere sahip olduğundan dolayı ve bu işlevsiz düşünceler bu rahatsızlığın gelişimine ve sürdürülmesine katkıda bulunduğundan dolayı, Bilişsel Davranışçı Terapide bu işlevsiz düşüncelerin ele alınması hedeflenmektedir21, 22.
Tedavi sürecinde çocuk veya ergen danışanın ailesi ve yakın bakım verenlerin de tedaviye dahil edildiği Aile Temelli Tedavi ön planda olmaktadır. Aile Temelli Tedavi’nin uygun olmadığı durumlarda ve danışanın 15 yaşından büyük olması durumlarında ise kullanılabilecek tedavi Bilişsel Davranışçı Terapi veya Ergen Odaklı Terapi’yle sürdürülebilir2, 15, 20.
Tedavi ile İlgili Bildirilen Olumsuzluklar
Bildirilmiş en yaygın olumsuz durum danışanın yatarak tedavi ihtiyacı olmasına rağmen ayaktan tedavi almasına uygun görülmüş olması ile alakalıdır. Bu durumun olumsuz değerlendirilmesinin sebebi hastalığın seyri ile bağlantılıdır. Davranışsal müdahale çalışmalarına yönelik olumsuzluk veya zarar durumu nadiren bildirilmektedir. İlaç tedavilerine yönelik zarar veya olumsuzluk olarak ise antidepresanların kişide gösterdiği yan etkiler gösterilmektedir21.
Anoreksiya Nervoza Önleme Çalışmaları
Anoreksiya nervozaya yönelik yapılan önleme programları hedef kitleye göre farklı şekillerde isimlendirilmektedir. Genel popülasyona yönelik önleme programları evrenseldir.
Yüksek risk taşıyan yani Anoreksiya hastası olma yolunda olan hastalara yönelik seçici ve hastalığın erken evrelerinde olan kişilere yönelik olarak sinyal veren şeklinde 3’e ayrılmaktadır. Yeme bozukluğu önleme çalışmaları vücut memnuniyetsizliği gibi risk faktörü olarak değerlendirilen faktörlere, yeme bozukluğu patolojisine veya vaka durumlarına odaklı olarak yürütülmüştür13.
Yapılan bir çalışmada 12-25 yaş aralığındaki gençlere yönelik yapılan önleme çalışmalarını sistematik bir şekilde incelemiştir. İncelemelerden elde edilen meta-analiz sonuçları şu şekilde özetlenebilir: Önleme programları kapsamında yeme bozukluğu bilgisi ile alakalı sonuçlar üzerinde büyük değişimler yaratmaktadır. Ancak var olan risk faktörlerini azaltma ve kişinin tutumlarını değiştirmek üzerine yapılan çalışmalar daha küçük etkiler yaratmaktadır13, 23.
Anoreksiya Nervoza ve Damgalama
Yapılan bir çalışma, anoreksiya nervozaya sahip bireylerin sağlıklı, şizofreniye sahip olanlar ve astıma sahip olan bireylere oranla dışarıdaki insanlar tarafından daha olumsuz değerlendirmelere ve daha olumsuz karakterizasyona sahip olabileceğini göstermiştir. Bu çalışmada bireyler astım hastası olanlarla sağlıklı olanlar arasında ayrıma gitmemişler, bu da bedensel hastalıkların ve rahatsızlıkların olumsuz kişisel özelliklerle ve kişilerarası etkileşim bağlamı ile bağdaştırmadıklarını göstermiştir24.
Konu ruh sağlığı ile ilgili rahatsızlıklara geldiğinde ise, şizofreni veya anoreksiya nervozaya sahip bireylerin astımlı bireylere göre daha büyük bir tehlike olarak görüldüğü ortaya çıkmıştır ve bu özellikle şizofreni için geçerli olmuştur. Bu sebeple ruh sağlığı hastalıkları aslında bireyin kontrolü dışında olduğu göz önüne alındığında kişide korku ve dışlanma temalarını ön plana çıkarabilmektedir.
Çalışmada yer alan katılımcılar anoreksiya nervozanın öncelikle olarak sosyal destek, ebeveynlik ve öz disiplin eksikliği gibi sebeplerden kaynaklandığına ve bu faktörlerle geliştiğine inanıyorlardı. Etiyoloji kısmında bahsettiğimiz gibi kalıtsallık ve biyolojik etkenlerde bu hastalığın gelişiminde etkili olmaktadır ve çalışmaların bize gösterdiği şey katılımcıların veya genel anlamda insanların bu bulgulardan haberlerinin olmaması yönündedir diyebiliriz.
Damgalama ile Mücadele
Anoreksiya nervozaya sahip olan bireylerin dışarıdaki insanlar tarafından damgalanmaya maruz kalmaları tedavi arayışlarında önlerinde birer engel olarak görülebilmektedir.
Ruh sağlığı alanındaki araştırmacı ve klinisyenler, anoreksiya nervoza gibi yeme bozukluklarına sahip bireylere ve o bireylerine ailelerine yanlış kalıplarla mücadele etmek amaçlı gerekli bilgileri vermek konusunda önemli bir noktada yer almaktadırlar. Bunların dışında akademisyen ve klinisyenlerin biyolojik ve psikososyal etiyolojik faktörlere yönelik de halkı doğru bilgilendirme gibi önemli görevleri üstlenirler24.
Yeme bozuklukları, yaşayan kişi için hem psikolojik hem de fizyolojik olarak zorlayıcı rahatsızlıklardır. Yeme bozukluklarıyla mücadelenizde yalnız değilsiniz. Uzman ve yetkin psikologlardan yeme bozuklukları için terapiye başlayarak hem sağlığınızı koruyabilir hem de mutlu bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Kaynakça
- Erbay, L. G., & Seçkin, Y. (2016). Yeme bozuklukları. Güncel gastroenteroloji, 20(4), 473-477.
- Sarı, S.A. Anoreksiya Nervoza.
- Treasure J, Zipfel S, Micali, N, et al. Anorexia nervosa. Nat. Rev. Dis. Primers 2015:1, 15074.
- Gürdal Küey, A. (2008). Ergenlerde Yeme Bozuklukları. Çetin FÇ, Pehlivantürk B, Ünal F (Eds.) Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı içinde (s. 407-422). Ankara: Hekimler Yayın Birliği
- OKUMUŞ, F. E. E., & Deveci, E. (2019). Yeme bozukluklarında grup psikoterapileri. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 11(3), 338-350.
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Hergüner, S. (2016). Çocuk ve Ergenlerde Beslenme ve Yeme Bozuklukları. Aynur Pekcanlar Akay, Eyüp Sabri Ercan (Eds.) Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları içinde (s. 386-408). Ankara: Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Yayınları
- Smink FRE, Hoeken D, Oldehinkel AJ, et al. Prevalence and severity of DSM-5 eating disorders in a community cohort of adolescents. Int. J. Eat. Disord. 2014:47 (6), 610–619
- Önal Sönmez A. Çocuk ve ergenlerde yeme bozuklukları. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2017; 9(3):301-316. doi: 10.18863/pgy.288643
- Campbell K, Peebles R. Eating disorders in children and adolescents: state of the art review. Pediatrics. 2014;134:582-592. doi:10.1542/peds.2014-0194.
- Titova OE, Hjorth OC, Schiöth HB, et al. Anorexia nervosa is linked to reduced brain structure in reward and somatosensory regions: a meta-analysis of VBM studies. BMC Psychiatry. 2013:13:110.
- Sinton MM, Goldschmidt AB, Aspen V, et al. Psychosocial correlates of shape and weight concerns in overweight pre-adolescents. J Youth Adolesc. 2012:41:67-75.
- Zipfel, S., Giel, K. E., Bulik, C. M., Hay, P., & Schmidt, U. (2015). Anorexia nervosa: aetiology, assessment, and treatment. The lancet psychiatry, 2(12), 1099-1111.
- Jacobi C, Hayward C, de Zwaan M, Kraemer HC, Agras WS. Coming to terms with risk factors for eating disorders: application of risk terminology and suggestions for a general taxonomy. Psychol Bull 2004; 130: 19–65.
- Herpertz-Dahlmann B, Seitz J, Konrad K. Aetiology of anorexia nervosa: from a “psychosomatic family model” to a neuropsychiatric disorder? Eur Arch Psychiatry Clin Neurosci 2011; 261 (suppl 2): S177–81
- Smink FR, van Hoeken D, Hoek HW. Epidemiology of eating disorders: incidence, prevalence and mortality rates. Curr Psychiatry Rep 2012; 14: 406–14.
- Franko DL, Keshaviah A, Eddy KT, et al. A longitudinal investigation of mortality in anorexia nervosa and bulimia nervosa. Am J Psychiatry. 2013;170:917-925. doi:10.1176/ appi.ajp.2013.12070868
- Golden NH, Attia E. Psychopharmacology of eating disorders in children and adolescents. Pediatr Clin North Am. 2011:58:121- 138.
- Herpertz, S., Herpertz-Dahlmann, B., Fichter, M. et al. (2011). S3-Leitlinie Diagnostik und Behandlung der Essstörungen. Springer; Berlin, Germany
- Royal Australian and New Zealand College of Psychiatrists Clinical Practice Guidelines Team for Anorexia Nervosa. Australian and New Zealand clinical practice guidelines for the treatment of anorexia nervosa. Aust. N. Z. J. Psychiatry. 2004:38, 659–670. [CrossRef] [PubMed]
- Bulik, C. M., Berkman, N. D., Brownley, K. A., Sedway, J. A., & Lohr, K. N. (2007). Anorexia nervosa treatment: a systematic review of randomized controlled trials. International Journal of Eating Disorders, 40(4), 310-320.
- Leung, N., Waller, G., & Thomas, G. (1999). Group cognitive‐behavioural therapy for anorexia nervosa: a case for treatment?. European Eating Disorders Review: The Professional Journal of the Eating Disorders Association, 7(5), 351-361.
- Bailey AP, Parker AG, Colautti LA, Hart LM, Liu P, Hetrick SE. Mapping the evidence for the prevention and treatment of eating disorders in young people. J Eat Disord 2014; 2: 5.
- Stewart, M. C., Keel, P. K., & Schiavo, R. S. (2006). Stigmatization of anorexia nervosa. International Journal of Eating Disorders, 39(4), 320-325.